• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hacı Yakışıklı
Hacı Yakışıklı
TÜM YAZILARI

Castro fanatiği, Stalin bebesi, Ankara koçuuum!

03 Aralık 2016
A


Hacı Yakışıklı İletişim: [email protected]

Adamlar Dostoyevski hayranı, Mussorgsky delisi, Fidel Castro fanatiği, Stalin ve Lenin bebesi olmuş; sonra ortaya düşüp “Türkiye’yi biz kurtaracaaaaz” diyor! Sen kurtarma bir zahmet, lütfen kurtarma, bize 1928 sendromu yaşatma!

Herif’imsiler çıkmış ortaya “Fideeeeel, kara kaşlım, kara gözlüm, n’olur gitme kurban olduğum” diye yırtınıyor! Aynı güruh yüz binlerce insanın katili Stalin için de ağıtlar yakıyor! Statükocuların kutsal alan ilan ettikleri Taksim Meydanı’nda iki Rus General’in heykeli var, hem de en heybetlisinden! Stalin komünist değil miydi? İçimizdeki ağıt yakıcılar da Cumhuriyet âşığı değil mi? Komünizm ve Cumhuriyet aynı torbada durur mu? Durmaz! Öyleyse perhizdeyken lahana turşusu yemeyeceksin!

Kim derdi ki gün gelecek 28 Şubat’ta “rejim düşmanı” olmakla yaftalanan Müslümanlar, “Cumhuriyet’in Bekçisi” olacak! Abdullah Gül’ün dediği gibi: İnsan gerçekten hayret ediyor. Neyse ki “Aptal Anadolulu” diyerek camışın göle şaplattığı gibi söz konuşanlardan kurtulduk!

Şu anda cumhuriyete en büyük tehdit siyasal manada CHP üst kadrosundan geliyor. Düşünün, Cumhuriyet düşmanı bir komünisti övüp duruyorlar! Komünist rejimlerde hak, hukuk, eşitlik, adalet asla ve asla olmaz! İşin edebiyatını geçin lütfen! Bunu çok iyi biliyorlar. Komünistler başka köye “gelin” olarak gitse “yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” türküsü çağıracaklar!

Bir ara bizdeki Kara Kuvvetleri Komutanı olan Paşa’nın biri de “Kuzey Irak’ta bazı operasyonlarda iken karanlığın ortasında, Rus bestekâr Mussorgsky’nin Çıplak Dağda Bir Gece’sini ruhumun derinliklerinde yaşadığımı hissetmişimdir” diyordu! Oysa bahsettiği Rus bestekâr fanatik bir Rus milliyetçisi olmasının yanında azılı bir Türkiye düşmanı olmasıyla bilinir.

İşin garibi Akit Gazetesi bu sözleri eleştirdi diye tam 312 General dava açmıştı. Böyle generallerin yönettiği bir ülkeden; bu günlere gelerek Erdoğan gibi bir Başkomutan, Hulusi Akar gibi bir Genelkurmay Başkanı’na sahip olmak Türkiye’nin yeniçağa damga vuracağını da gösteriyor.

Bu arada; “çok muhterem, az dut veren” eski Zaman Gazetesi’nin Almanya’daki yayını olan “Zaman Almanya” yayınını durdurmuş. Niye? Artık gazeteyi alan kalmamış, abone olan kalmamış. Onlar da mecburen ve hiçbir resmî zorlama olmadan kendi kendilerine kapanmışlar!

Yıllar önce Akit’in Almanya matbaası Alman mahkemelerince zorla kapatılmıştı! Sebebi ise okuyucusunun olmaması değil, tam tersine çok fazla kişi tarafından okunması ve haberlerinin Almanya makamlarını rahatsız etmesiydi! Ve o gün hiç kimse “basın özgürlüğü” falan dememişti! 

Faruk Nafiz Çamlıbel’in dörtlüğüyle yazıyı noktalayalım: “Kimi derya gibi dört ufka uzatmış kolunu, kimi avare nehirler gibi akmış yabana, varsın onlar sele versin elin bahçesini, köyümün çeşmesi olmak yeter artar da bana.”

**ANKARA’DAN NOTLAR**

*Nallıhan, Beypazarı, Güdül ilçelerindeyiz… Ankara’nın en Batı ilçeleri…

*9 bin nüfuslu Güdül’ün Belediye Başkanı Havva Yıldırım’ın odasındayız, günlerden pazartesi ve biz halk gününe denk geldik. İyi de oldu, başkanın koşturmacasını ve ilçe için çabasını görmüş olduk, arada sohbet ettik, güzel oldu. Burası şirin bir Anadolu ilçesi, hatta kendine özgü lehçesi bile var.

*Nallıhan ilçesinde Memur-Sen eski Genel Başkanı ve AK Parti Milletvekili Ahmet Gündoğdu ile karşılaştık. Kendisi bizi ilçe toplantısına davet etti, fakat gideceğimiz yerler olduğu için vedalaşıp ayrılmak durumunda kaldık. Kendisi her zamanki gibi toplumun içindeydi… 

*Büyükşehir Basın Yayın Halkla İlişkiler Daire Başkanı Dr. A.Recep Tekcan’ın odasındayız. Samimiyet ve doğallık var. Odaya ilk girdiğiniz andan itibaren hiç yabancılık çekmiyorsunuz. Kısmet olursa Melih Gökçek’le de bir röportaj yapacağız. Zevkli bir söyleşi olacağını umuyorum.

*Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, Akit Ankara Temsilciliğimize iade-i ziyarette bulundu. Kendisi sadece Keçiören’i ve Ankara’yı değil, kadim topraklarımızı ve bölge coğrafyasını da iyi biliyor. Keyifli bir sohbet oldu. Ayrıca yerel yöneticilerin, seçimlerin gelmesini beklemeden böyle ziyaretler yapması ayrı bir kıymete sahip. Bize böyle başkanlar lazım…

*’Ankara’ya yılın ilk karı düştü’ demek isterdim ama o zaten geçen hafta düşmüştü. Bu sefer ikinci kar düştü. Ankara’nın ayazı fena, bu tarafa gelirseniz kışlık şapka ve atkınızı almayı unutmayın, benden demesi, sonra “Ankara’nın ayazı adamı çarpar” ifadesi atasözü haline gelir ona göre!

*Sabah mesai gidişi ve akşam mesai dönüşü esnasında Ankara’da trafiğe “mümkünse” çıkmayın! Ama o saatler dışında başkentin trafiği akıp gidiyor, çok da sıkıntı çekmiyorsunuz.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23