• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Faruk Köse
Faruk Köse
TÜM YAZILARI

Zemzem kuyusuna işeyen adam ve İhsan Eliaçık

27 Ocak 2015
A


Faruk Köse İletişim: [email protected]

Duymuşsunuzdur, tarihte “Bevvâl-ı Çeh-i Zemzem” diye anılan, “Zemzem kuyusuna işeyen” adamdan söz edilir.

Rivayete göre, Arabistan’da bir çoban, ilmiyle, savaşlarıyla, şiirleriyle, hizmetleriyle vs. ünlü olanlara gıpta eder, aşağılık kompleksiyle, onlar gibi adı anılan, tanınmış biri olmak istermiş. Bu onun en büyük tutkusuymuş. Gel gör ki çobanın, koyun gütmekten başka bir becerisi, hiçbir yeteneği yokmuş. Herkes tarafından tanınmak için denemedik yol bırakmıyor, ancak yine de ünlü olamıyormuş.

Nihayet aklına “parlak” bir fikir gelmiş. Bir Hac mevsiminde, Kâbe’nin en kalabalık olduğu bir zamanda, herkesin gözü önünde Zemzem kuyusuna işemiş. İşte bu davranışı herkesçe tanınmaya yetmiş, arzuladığı üne kavuşmuş. Artık nereye giderse gitsin, onu gören herkes parmakla işaret ediyor, “bevval-i çeh-i zemzem / zemzem kuyusuna işeyen adam“ diye birbirlerine gösteriyormuş. Zavallı adam da, kendisine lânet de etseler, şöhretin hazzıyla dünyasını tatmin ediyormuş.

O kadar ünlü olmuş ki, bakın biz hâlâ, yüzyıllar sonrasında bile ondan söz ediyoruz. Ama önemli bir ayrıntıyla birlikte: Adını kimse hatırlamıyor; sadece yaptığı melânetle anılıyor!

Günümüzde çok sayıda “Zemzem Kuyusuna İşeyen Adam” gibi şahıslar var. Bunların aslında hiçbir önemli niteliği yoktur, ancak adı anılan biri olmak için her türlü boyaya girerler, her türlü pisliğin üzerine yatarlar. Onlar için hiçbir erdem yoktur, hiçbir değere önem vermezler. Yeter ki parmakla gösterin, adını anın, onlardan söz edin, ekranlara, gazete sayfalarına falan taşıyın da nasıl taşırsanız taşıyın. Onlar için önemli olan kendilerinden söz edilmesidir. Nasıl söz edildiğinin, ne ile meşhur olduklarının bir önemi yoktur. Gazeteleri, radyoları, televizyonları, kendilerini gösterebilecekleri her yeri dolanırlar; toplumun ne kadar değer verdiği şey varsa onlara küfretmekten, aykırı yorumlarla hakikatleri çarpıtmaktan geri durmazlar. Bütün bunları kendilerinden söz ettirmek için yaparlar. Gidip Zemzem kuyusuna bile işeyeceklerdir de, buna imkân bulamazlar. Ama olsun, kendilerine yol bulmuşlardır. Dine küfrederler, imana küfrederler, Peygamber’e küfrederler, milletin bütün kutsallarına küfrederler. Ne kadar pislik varsa milletin değerlerine bulaştırmaya çalışırlar, temiz olan her şeyi kirletmek en önemli faaliyetleridir. Ancak kendileri pisliğin dibine batmışlardır. Pislik içinde öyle yorumlar yaparlar ki, söyledikleri ve yaptıkları, tarihteki “Zemzem kuyusuna işeyen adam”ın sidiğinden daha pis, daha iğrençtir.

Dedim ya, bu tiplerden günümüzde çok sayıda var. Bunlardan biri de İhsan Eliaçık. Kendisinden “İslamcı yazar“ olarak söz edilse de, herifin bütün yaptığı, “İslamcı” gözükerek İslam’a dair ne varsa pislik bulaştırmaya çalışmak. Kendini buna adamış, “Zemzem kuyusuna işer gibi” habire pislik salıp duruyor!

En son “Hz. Muhammed’in resmi yapılabilir, filmi çekilebilir” diye yumurtladı. Hatta o kadar ileri gitti ki, “İslam peygamberi Hz. Muhammed resmi yapılmayarak, filmi çekilmeyerek putlaştırılmıştır” diyerek Peygamber Efendimiz’in resmini yapmamayı, filmini çekmemeyi “O’nu putlaştırmak” olarak tanımladı. Üstelik, “İslam alimleri tarafından Peygamber’in yarı minyatür yarı resim şeklindeki çizimlerinin olduğu bir sürü kitap var” sözüyle, sadece Peygamberimizin değil, tümüyle canlı resmi çizmeyi yasaklayan İslam’ın alimlerine çamur atmayı da ihmal etmedi. “Peygamberin resminin yapılamayacağı, filminin oynamayacağı bir şehir efsanesidir. Bazı Müslümanlar tarafında üretilmiş bir mitostur. Bunun kitapta bir yeri yoktur” sözleriyle, hezeyanlarını Kitab’a yamamayı da ihmal etmedi.

Bütün bunları kusarken, bir zamanlar Türkiye’de M.Kemal’in filminin de çekilemediğini ifade ederek, Allah’ın Rasulü’nü (sav), İslam’ı bu ülkeden silip süpüren M.Kemal ile kıyaslamaktan da çekinmedi. M.Kemal’in belgeseli çekildiğine göre, Hz. Muhammed’in (sav) filmi çekilebilir, resmi yapılabilirmiş!

Hz. Peygamber’e (sav) karşı bu kadar seviyesizlik yapan İhsan Eliaçık, “Kuran’da ‘Hz. Muhammed’le alay edenleri öldürün’ demiyor, sadece ‘uzaklaşın’ diyor” diyerek, Peygamber Efendimiz’e hakaret edilmesi karşısında müslümanlara, yine kendi tabiriyle “pasifist bir tutum, pasifist bir protestod” önerecek kadar da pislik saçabiliyor.

Aslında İhsan Eliaçık bu tür tutumlarda tek değil. Bugün adı meşhura çıkmış o kadar çok sapkın var ki...

Bu tip insanların genel karakteridir; iman esasları bile olsa insanların değer verdiği her şeye saldırırlar, bunun için, söylediklerinin doğruluğuna yanlışlığına aldırmadan her hususta görüş açıklarlar. Onlar için gelecekte nasıl anıldıklarının da önemi yoktur; yeter ki kendilerinden söz edilsin de, nasıl edilirse edilsin! Yeter ki ansınlar da, isterse “Zemzem kuyusuna işeyen adam” diye ansınlar! Bu yüzden “Zemzem kuyusuna işemek” gibi faaliyetlere kalkışırlar.

Böylelerine biz bir şey demeyelim. Ziya Paşa demiş onlar için diyeceğini: “Bed-asla necabet mi verir hiç üniforma / Zerduz palan ursan eşşek yine eşşektir” demiş. Yani, “Aslı kötü olana soyluluk kazandırır mı hiç üniforma / Altın semer vursan eşşek yine eşşektir.”

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23