• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ersoy Dede
Ersoy Dede
TÜM YAZILARI

Kadri Gürsel’in vazifesi

24 Temmuz 2015
A


Ersoy Dede İletişim: [email protected]

Alçakça ve hain terör saldırılarının ardından, bu ülkenin lideri Recep Tayyip Erdoğan, başta Amerikan Cumhurbaşkanı Obama olmak üzere pek çok ülke liderinden taziye telefonu aldı.. Bu telefonlarla ilgili haberleri izleyen Kadri Gürsel ise “… Yabancı liderlerin, Türkiye’deki IŞİD terörünün bir numaralı sebebini oluşturan kişiyi arayıp Suruç için başsağlığı dilemeleri utanç verici…” diye bir twitter mesajı yazdı.. Mesaj sosyal medyada bir anda günün konusu oldu.. Bir önceki gün DAEŞ ile hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı birlikte anan Can Dündar ile hemen ertesi gün Kadri Gürsel’in bu mesajı, birlikte okunmalı.. 

Benim vazifem, bir şekilde unutmakta olduğumuz meseleleri unutturmamaya çalışmak. Ki böylece, asıl tertip-tezgah açığa çıksın.. İsrail ve ABD’nin içindeki bir kanadın birlikte tertiplediği ve buradaki taşeronları eliyle sahneye koyduğu ‘büyük operasyon’ 10 şehit verdiğimiz kanlı Mavi Marmara baskınıyla başladı.. Fethullah Gülen’in Mavi Marmara baskını yaşandığı gün verdiği tepkiyi hatırlayın.. Netanyahu olsa ancak bu kadar tepki gösterebilirdi..  Bu saldırının ardından Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’e diz çöktürdü.. Mavi Marmara’ya kategorik olarak karşı olduğunu defalarca yazan Kadri Gürsel, o günlerde de, Türkiye’nin tutumunu eleştiren tarafta yer aldı.. Milliyet’te şöyle yazdı: “… Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerinin normalleşmesi için ön koşulları Mavi Marmara için özür ve tazminatla sınırlı kalsa idi, yine de bir imkan doğabilirdi. Ama Erdoğan bu iki ön koşula …… İsrail’in Gazze ablukasının kaldırılmasını da ekledi… Ve normalleşme konusunu …… Gazze denkleminin içine hapsetti….” Yani o günler, Kadri Gürsel, resmen İsrail adına Türkiye Cumhuriyeti Devleti’yle pazarlığa oturmuş durumdaydı.. Dolayısıyla bugünlerde, Türkiye Devleti’ni, uluslararası bir terör organizasyonunun parçası gibi göstermesine şaşırmamak lazımdı..  

Birkaç örnek daha verelim isterseniz, konu netliğe kavuşsun.. Murad edilen nedir?.. Dünkü Cumhuriyet Gazetesi’nin manşetinde yazıyor: “Erdoğan Lahey’de Yargılansın”.. Böyle manşet attı, dünün İttihat ve Terakki’nin yayın organı olan, bugün Fethullahçı Örgüte teslim olan gazete.. Peki ama nasıl yargılanacak Lahey’de?..
Bakın işleri bu aşamaya getirmek için arka arkaya neler yaptılar: 

1) Yasin El Kadı ile Erdoğan’ı ilişkilendirdiler. Erdoğan’ın uluslararası terörizm finansman ağı içinde olduğunu iddia ettiler.. 

2) Suriye konulu kozmik toplantıyla, savaş çıkarma niyetinde olduğumuzu yazdılar.. 

3) Uludere’de 34 kişinin ölümü üzerinden, ‘kendi topraklarına savaş uçaklarıyla bomba yağdırıyor’ tezviratını yaydılar.. 

4) Faşist Gezi kalkışması sırasında yaşanan can kayıplarıyla, sivil-masum halka ateş edildiği yalanına sarıldılar..

5) Reza Zerrab üzerinden arka arkaya üretilen yalanlarla bizzat Erdoğan’ın kara para aklama işinin içinde olduğu tezini yükseltmeye çalıştılar.. 

6) Bizzat İsrail istihbaratı tarafından durdurulan MİT TIR’larıyla terör örgütü DAEŞ’e silah taşındığı tezini yükselttiler..
Ve daha neler neler.. Hemen hemen her meseleden ‘yargılanacaksın’ diye yazı yazan, twit atan yabancı servis ajanlarında bahane bitmez ki.. 

Kadri Gürsel’in İsrail ajanı olduğunu, Yeni Şafak Gazetesi’nde yazdığı günlerde Cem Küçük ortaya çıkarmıştı.. Bu ifşaat üzerine Gürsel çılgına döndü..  Bugün, ülkesini terör örgütüyle ilişkilendiren bu alçakça twiti üzerine Kadri Gürsel’e kapıyı gösteren Erdoğan Demirören, o günlerde zaten kesmişti biletini.. Milliyet içinde konuşulanlardan anladığımız kadarıyla, ‘gazetemde başka ülke adına çalışan adamlar istemiyorum’ diyen Erdoğan Demirören’e karşı Kadri Gürsel’i, Fikret Bila korudu. Demirören, Aslı Aydıntaşbaş ile ikisini gazeteden uzaklaştırmaya zemin hazırlamak için: “Ya CnnTurk’ü tercih edin ya da Milliyet’i” dediğinde, içinden ‘belki de televizyonu tercih ederler de benim işimi kolaylaştırırlar’ diye geçiriyordu.. Ama ikisi de, köklü bir geçmişi ve önemli bir kimliği olan ‘Milliyet Gazetesi’ni tercih ettiler.. Hatta bu tercihleri nedeniyle Demirören CnnTurk’ten ayrılmaları nedeniyle uğradıkları zararın bir kısmını da tazmin etti.. Ama kaçınılmaz son, ikisi de Milliyet’ten kovuldu.. Erdoğan Demirören ve Demirören Ailesi, milli güvenlik söz konusu olduğunda, nerede durmaları gerektiğini böylece dosta düşmana ilan ettiler.. Son operasyon sırasında, her şeye rağmen Kadri Gürsel’in gönderilmesine karşı çıkan Fikret Bila da bu tavrında fazla direnemedi.. Bize bugünlerde en fazla lâzım olan, buralı insanlar. Askeri de, polisi de, gazetecisi de buralı insanlar.. Kalın sağlıcakla.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23