• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ersoy Dede
Ersoy Dede
TÜM YAZILARI

Barış bize çok yakışıyor

01 Mart 2015
A


Ersoy Dede İletişim: [email protected]

2013’teki tarihi Nevruz’da Diyarbakır’daydım. Türk ve Kürt çocuklarının ölmemesi için yapılan mutabakatın ilan edildiği gün.. Öcalan’ın, bin yıla yakın İslam bayrağı altında bir arada yaşayan halkların, yüz yıllık bir zorunlu ayrılığa itildiğini anlattığı mesajı, meydandaki coşkulu kalabalıkla birlikte dinledim.. İnanmış halkın yüzündeki umudu, mutluluğu gördüm.. Bir daha çocuklarını kaybetmeyecek olmanın verdiği rahatlığı.. Biz Ankara’dan - İstanbul’dan baktığımızda hep diyoruz ki; “şehit cenazeleri gelmiyor, bu barış iyi oldu”.. Sanıyor musunuz ki Diyarbakır’daki anneler hep çocukları ölsün istiyor?!.. Dün Kürt ya da Türk çocuklarının ölmemesi için imzalanan büyük mutabakatın teknik evresinin tamamlandığı duyuruldu. Birileri diyor ki; “iki sene önce de aynı şeyleri söylüyordunuz, demek ki patinaj yapıyoruz”.. O arkadaşlar 2012’deki kanlı-çatışmalı dönemi çabuk unuttuğu için son iki senede ne kazandığımızın da doğal olarak farkında değil. Anlıyorum. Sadece şu kadarını söylemek lazım; değil iki sene isterse sürüncemede geçen 20 sene olsun, çatışmayla geçen 15 dakikadan daha iyi değil midir?.. Evet bu süre boyunca çeşitli nedenlerle can kayıpları olmadı mı?.. Oldu elbette.. Ama sürekli bir terör ve şiddet eylemi evresinde verdiğimiz kayıplarla kıyaslanabilir mi?.. Bu topraklardan oluk oluk akan kanların, kaybettiğimiz yılların, yitirdiğimiz değerlerin, terör uğruna harcadığımız vaktin ve paranın hesabını kim soracak yahut kim verecek?.. 

Dün Devlet buluşmasındaki ‘barış çağrısı’ açıklamasını dinlerken, son 40 yıl film şeridi gibi geldi geçti gözümün önünden. ‘Kandil’in de İmralı’nın da oluru-rızası olduğunu göre barış geldi’ dedim kendi kendime.. Peki ya geçen 40 sene?.. O Mehmet ile o Baran neden düştü toprağa?.. Tüm bunlar yaşanmayabilir miydi?..  Bugün Batı’da “ne verdik?” diyenlerle, Doğu’da “ne aldık ki?” diyenler işte bu geçen 40 yıldan zerre ders çıkaramamış gözünü kan bürümüş faşistlerdir. İstiyorlar ki kan akmaya devam etsin, çocuklar ölsün, bu topraklar barış-huzur yüzü görmesin. 

Gelin bir parça da siyasi partilerin yaklaşımlarına bakalım.. Evet Dolmabahçe’de Devlet Heyeti’nin yanındaki isimler HDP’liydi şüphesiz. Tıpkı Selahattin Demirtaş gibi.. O umut veren çağrıyı yapan heyet ile ‘öfke’yi diri tutan Demirtaş’ın aynı partide olduğuna inanabiliyor musunuz?.. Demirtaş ve onun gibi yaklaşanlar kendi kendini tasfiye ederken oğlu-kızı dağda olan aileler barışı alkışlıyordu. Ve Demirtaş gibilerinin tek derdinin bu topraklara barış gelmesi ya da Kürt çocuklarının ölmemesi olmadığını da kanıtlamış oldu.. MHP’ye gelecek olursak.. Devlet Bahçeli’yi, bu seçim sürecinde yapacağı sinir uçlarına dokunan açıklamaları gömecek siyaset tarihine.. Önce Süleyman Şah Saygı Karakolu’nda görev yapan askerlerin kurtarılmasına gösterdiği tepkiyle ardından da arkasındaki siyasi iradeyi yok sayarak, doğrudan askere çağrı yapmasıyla MHP Başkanı, zaten bu oyunda olmayacağı mesajını vermiş oldu.. Şimdi CHP’ye bakacak herkes. Kadim ve milli bir mesele olan barış sürecine katkı veren Yeni Türkiye’de var olur. Kim ki (şu veya bu nedenle) faşist bir dil kullanmayı tercih ederse kendini bitirir..  Bu topraklara barış çok yakışacak. Kalın sağlıcakla.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23