• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Burak Karen
Burak Karen
TÜM YAZILARI

Reçete

18 Nisan 2015
A


Burak Karen İletişim: [email protected]

Seçim yaklaştıkça partilere propaganda için uyarlanan seçim şarkı, türküleri, seçilen sloganlar, görseller gösterime sunuluyor, dikkatlerin hedefe kilitlenmesine çalışılıyor. 

Mirasyedi vakarıyla(!) her seçimde biraz daha savrulan Devlet Bahçeli sosyal medya üzerinden bir reçete yayınlamış ve “tek çarenin” MHP olduğunu zikretmiş.

İktidar olmak gibi bir kaygısı ve iktidar olmak için herhangi bir programı olmayan, iktidara gelebileceklerine kendilerinin de inanmadığı bir parti tek çare olabilir mi?

Her seçim öncesinde olduğu gibi, tek ümidini çıkmasını arzu ettiği ekonomik krize bağlayan, dışarıda ve içeride Türkiye otoriterleşiyor kampanyaları sürdüren, rejimin din hatta mezhep eksenine kaydığı propagandası yapan, güven ortamını sarsıp, uluslararası finans çevrelerini ürkütmek için çalışan bir parti tek çare olabilir mi?

Yük taşıyacak, sorumluluk üstlenecek, fikir ve çözüm üretecek, partide ve mecliste hizmet görecek kaliteli isim bulamadığı(!) için ithal isimle cumhurbaşkanlığı seçimine giren bir parti tek çare olabilir mi?

Polis devleti deyip polis devleti kurmak için örgütlenen bir istihbarat şebekesiyle birlikte hareket eden, sivil darbe deyip sivil siyasetçileri devirmeye kalkan savcılarla birlikte çalışan bir parti tek çare olabilir mi?

Türkiye’nin tarihiyle, coğrafyasıyla, farklılıklarıyla ve İslam’la sahici bir şekilde barışık olmayan, asırlık davalar üzerinden yeni düşmanlıklar peydahlayan, arkalarına demokrasi güçlerini değil de statükocu güçleri alan bir parti tek çare olabilir mi?

Özgürlükten korkan, özgür düşünemediği için üretici olmayan, çıkarcılığa, bencilliğe açık bir kişilik tipolojisini ortaya çıkararak eski Türkiye’yi diriltmeye çalışan bir parti tek çare olabilir mi?

İdeolojisinden uzaklaşarak AK Parti karşıtı koalisyonun yaması olan, AK Parti karşıtlığını bir kimlik haline getiren bir parti tek çare olabilir mi?

Çevreciliğe sığınan çaresizleri destekleyerek, ülkenin huzurunun bozulmasına, ekonomik ve siyasi istikrarını sarsılmasına, kanlı sokak gösterileriyle devletin ve milletin malına zarar verenlere “gösteri hakkının kullanılması” diyebilen bir parti tek çare olabilir mi?

İktidarı denetleme, iktidara alternatif teşkil etme, toplumun karamsarlığa düşmesini engelleme gibi hayatî fonksiyonları üstlenemeyen bir parti tek çare olabilir mi?

Milletin değişim süreçlerini anlamaktan uzak statik bir ideolojiyle siyaset yapmanın sorunlarını yaşayan bir parti tek çare olabilir mi?

Elbette olamaz. Sadece MHP değil, muhalefetin tamamını üst üste koyup birkaç kere toplayıp, birkaç kere çarpsan gene çare olamazlar, olamadıklarını millet gördüğü için de onlara güvenip iktidara getirmiyor, yetki vermiyor.

Muhalefet ezber bozamıyor. İktidarın oluşturduğu kabullere karşı çıkamıyor. Vatandaşın haklarını korumak için iktidarı sorgulayamıyor, çamur atmaktan, alternatif üretemiyor. 

Türkiye, bölgesinde ateş çemberinin içinde mücadele verirken, kendi evinin içini yakmaya kalkan, gözünü kin ve nefret bürümüş, ihanet edecek noktaya gelmiş bir kötülük koalisyonu var aramızda.

Toplumdan kopup, iletişimini kuramayan ve sadece Ankara’ya hapsolan bu muhalefetin kılcal damarları tıkandı ve bölgeselleştiler.  

Siyaseti yozlaştırıp, insanların güvenini sarsıp, entrikalar çevirerek siyaset yaptıkları için biz Türkiye’nin partisiyiz diyemiyor muhalefet. 

Türkiye partisi olamama problemi bütün muhalefetin sorunu. CHP bir Alevi partisi haline gelip tuzu kuru azgın azınlıktan, beyaz Türklerden, batı muhiplerinden sahillerde oy alabilmekte. MHP Türk milliyetçisi bir parti olarak Türk, Türkmen, Yörük ağırlıklı Orta Anadolu’dan beslenmekte. HDP Kürtlerin partisi olarak doğu ve güneydoğuda Kürtlerden oy alabilmektedir. 

Zamanın ruhuna ve toplumun genel beklentilerine daha çok yaklaştığı için sadece halkla bütünleşebilen AK Parti her bölgede mevcut ve toplumun genelinden oy alabiliyor.

Barış döneminin siyasi aktörü olması amacıyla kurulan HDP, statükocu blokun yeni Türkiye’nin önünü kesmesi için umut bağladığı siyasi bir aktöre dönüştü. Batıda CHP’nin üstlendiği rolü doğuda HDP yapmaya başladı. 

Doğuda silah, kan, batıda demokrasi pazarlayan, çözüm sürecini işine geldiği gibi kullanan, Kandil’in ve beyaz seçkinlerin güdümünde bir parti olan HDP barış döneminin aktörü olmak yerine statükocu blokun vesayeti altında bir parti oldu.

Kürt milliyetçiliği temelinde, sosyalist zihin yapısında, Kürtlere baskı kurmayı kendinde bir hak olarak görüp hem Kürtlere, hem de çözüm sürecine zarar veren sekülarist bir parti haline geldi HDP. 

Kemalizmi referans almayan hiçbir düşünceyi meşru kabul etmeyen, İslami değerlerle ve toplumun manevi dinamikleri ile bir türlü barışık olamayan CHP her zamanki saldırgan tutumu ve yandaş medya grubuyla öne geçmeye çalışıyor. 

Milletin kabulüne mazhar olmuş, siyasetin yan etkilerini kaldırabilecek dirayetli/şahsiyetli isimlerle AK Parti merkez partisi konumunda. 

AK Parti başarılı siyasi performansı, üç dönemdir iktidarda hayata geçirdiği başarılı icraatları, kazandığı özgüven ve büyük tecrübeyle “Yeni Türkiye Sözleşmesi” adı altında topladığı yol haritasıyla 7 Haziran’da halktan bir dönem daha iktidar vizesi alacağı kanaatindeyim.  

Toplum kendisine sunulan reçetelerin hangisinin kendisine iyi geldiğini çok iyi biliyor ve kararını öyle veriyor. Gerisi laf-ı güzaf.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23