• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ayhan Demir
Ayhan Demir
TÜM YAZILARI

Mustafa Karahasanoğlu için…

18 Ağustos 2022
A


Ayhan Demir İletişim: [email protected]

 

Akit Medya Grubu İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu, geçici dünya yolculuğunu tamamlayıp, ebedi âleme göçtü. 

Onu nasıl anlatmalı, nereden başlamalı, bilmiyorum. Süslü sözler söylersem, sanki onu inciteceğim. 

Her şeyden önce; Mustafa Karahasanoğlu, isminin altı çizilmesi gereken insanlardandı.

İnançlı insanları bir çatı altında toplamış; gazete ve dergi çıkarmış, televizyon kurmuştur. Ancak sadece bir medya patronu değildir. Böyle bakarsak, yanlışa düşeriz.

Rahmetli Karahasanoğlu, ayakları yere sağlam basan, inancında sabit insandı. Şuurlu bir Müslüman, sağlam bir muvahhit, direnişin kıvamını koyu tutan bir mücahit idi. 

Zevk-ü sefa içerisinde bir ömür yerine, zulüm ve zorbalıkla mücadeleyi tercih etti. İlk gençlik yıllarından itibaren, mücadele sahasına çıkıp, “İnananlar buraya gelsin” diyenlerden oldu. Bütün hayatı boyunca, “İnananların yüz akı” olabilmek için gayret etti. Bunun için çalıştı.

Duruma göre duruş sergileyen bir adam olmadı. Ortama uymadı, rüzgâra kapılmadı. “Gelen ağam, gidene paşam” demedi. Milletimizin, olan bitenin ve oynanan oyunların farkında olmasına vesile oldu.

Bu ülkenin değerlerine ve kültürüne sahip çıktı. Milletin has evlatlarının, sürekli hor görülmesine, hakkının yenmesine mani olmak için uğraş verdi. Mazlumların derdiyle dertlendi, ezilen sessiz yığınların haykıran sesi olmaya çalıştı.

Ülkemizin daha aydınlık ve daha müreffeh bir noktaya gelmesinde çok büyük emekleri oldu. Mütedeyyin camianın bugün sahip olduğu kazanımlarda, onun payı ve katkısı inkâr edilemeyecek kadar çoktur. 

Akit Medya Grubu’nun hesaba katılması gereken bir güç olmasından sonra, Müslümanlar lehine birçok olumlu gelişme yaşanmıştır. Vatanın ve milletin aleyhinde iş tutanların kirli hesapları, oyunları ve geleceğe yönelik planları bozulmuştur. 

Şurası bir gerçek: 12 Eylül’den 28 Şubat’ta, 27 Nisan’dan 15 Temmuz’a uzanan süreçte, yaşanan onca sıkıntıya karşı, bir dalgakıran gibi vazife yaptı. Zulmün zirve yaptığı dönemde, cuntacılara baş eğmedi. Zor zamanların mücadele adamı, mazlumların abisi oldu. 28 Şubat döneminin baskılarına ve 312 generalin açtığı dava sürecindeki tüm tehditlere rağmen taviz vermeden yayınlarını sürdürdü. 

O dönemde devletin gücünü, medyayı ve birçok ciddi imkânı elinde tutan malum zihniyetin, yıllarca onunla ve Akit Medya Grubu’yla uğraşması elbette boşuna değildir.

Yıldırmak, yolundan döndürmek istediler ama hak bildiği yoldan asla geri kalmadı. Dik duruşunu her zaman muhafaza etti. Onlarca kez gözaltına alındı, psikolojik işkencelere maruz bırakıldı. Hakkında onlarca dava açıldı, yargılandı ama hiçbir zaman pes etmedi. 

Cesurdu. Birçok insanın korktuğu, saklandığı, “konuşursam başıma neler gelir” diye endişe edip sustuğu dönemlerde milletimizin hür ve gür seslerinden birisi oldu. 

Akit Medya Grubu’nun yayınlarını takip edenler, Müslümanlara yönelik kötülükleri önlemek için nasıl bir gayret sarf edildiğine şahittir. Müslümanları uyarmak ve uyanık olmalarını sağlamak, birbirinden haberdar etmek, dertlerini diğer Müslümanlara duyurmak. Milletimizin başını kaldırıp, sadece ülkesine değil, tüm dünyaya bakmasını sağlamak. 

Az bir şey mi?

Batılıların ve onlar gibi olanların, Mustafa Karahasanoğlu ve Akit Medya Grubu’na duyulan kinin, ona ve bu camiaya yapılan bunca kötülüğün nedeni budur. 

Onun en önemli özelliklerinden bir tanesi, örnek olmasıydı. Cesur olduğu kadar, cesaret verirdi. Geride durmaz, hep en ön safta yer alırdı. Omurgalı bir gazetenin nasıl çıkarılacağını, herkese gösterdi.

Korkaklardan gazeteci olmayacağına inanıyordu. Yol arkadaşlarına şunu telkin ederdi: “Cesaretiniz yoksa gazetecilik yapmayın. Beyninizi, kaleminizi kiraya verecekseniz, başka bir meslek seçin.”

Mücadele ehli olduğu kadar gönül ehli bir insandı. Ne zaman kapısına gitseniz, geri çevirmezdi. Dikkatle dinler, elinden geleni yapardı. 

Çalışkandı ve yorgunluk nedir bilmezdi. Erken saatlerde çalışmaya başlar, gazete baskıdan çıkıncaya kadar çalışmaya devam ederdi. Bobin iteklerken, baskıdan çıkan gazeteyi paketlerken veya gazeteye gelen bir misafiri evine bırakırken görebilirdiniz.  

Üç metrekarelik çalışma odalarından, bugünkü imkânlara gelindi. Ancak bu müesseseyi, para kazanmak için değil, hizmet etmek için kurdu. Çok para kazanmayı değil, insan yetiştirmeyi önemsedi, önceledi.

İstikamet çizen bir dava adamıydı. Onun önderliğinde, kıymetli bir gazeteci kuşağı yetişti. Bugün Türk basının çeşitli kurum ve kuruluşlarında kalem oynatan, deklanşöre basan birçok insanda onun emeği vardır. Serdar Arseven, Murat Alan, Hacı Yakışıklı, Kenan Kıran, Hüseyin Kulaoğlu…

Vefa ehli, hatır gözeten, hakkı teslim eden bir insandı. Hiçbir yol arkadaşını, yolda bırakmadı. Dava kardeşlerine sahip çıktı. Darda olanların, zorda kalanların ihtiyacını gidermek için elinden geleni yaptı.

Dünyaya yük olmak istemeyen, alçakgönüllü ve mütevazı bir kişiliği vardı. Lüks bir yaşamı yoktu. Giyimi kuşamı, hal ve tavırları sıradan insanlardan farksız idi. Çalışanları ne yerse, o da onu yerdi. 

Mustafa Karahasanoğlu hakkında dile getirilmesi gerekenler bunlarla sınırlı değil. Fakat bize ayrılan yer sınırlı.

Kuşkusuz, onun hayatı ve Akit Medya Grubu’nun tarihi yazıldığında, daha kapsamlı bir değerlendirme yapılacaktır. Bizimkisi, işaret etmekle yetinmek. 

Son sözümüz şu olsun: Türkiye’de Müslümanlardan bahsedildiği sürece, Mustafa Karahasanoğlu’ndan da bahsedilecektir.

Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet bahçesi olsun inşallah.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

tabi, tabi; bilmez olur muyuz hiç

“akit medya grubu’nun yayınlarını takip edenler, Müslümanlara yönelik kötülükleri önlemek için nasıl bir gayret sarf edildiğine şahittir”

Rabbim cennetine alsın.

Mustafa Abimiz çok büyük hizmetler yaptı. Allah rahmet eylesin.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23