• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ayhan Demir
Ayhan Demir
TÜM YAZILARI

Hilalin gölgesinde…

13 Mayıs 2020
A


Ayhan Demir İletişim: [email protected]

Düşmüş birine el uzatmak, mazlumlara kardeşlik ve sevgi göstermek ve iyiliği yaymak; basit ama insanlığı kurtaran hamlelerdir. Basit yani sade, yalın ve kolay.

Türkiye, son yıllarda yeniden, bu yönde bir istikamet tutturmuştur. Elinden geldiği ve gücü yettiği kadar: Mazlumlardan yana tavır alıyor, ihtiyaç sahipleriyle ilgileniyor ve yetimlerine sahip çıkıyor. Gücü ölçüsünde başarılı da oldu, oluyor. Darda kalanlar, Türkiye’nin gölgesine geçiyor.

Allah’a şükür, iyilik yolundayız. Dünyanın en cömert milletiyiz. Millî gelire göre en çok insanî yardım yapan ülkeyiz.

Resmi ve sivil birçok kuruluşumuz, imar ve ihya faaliyetleri sürdürüyor. Birbirinden kıymetli kuruluşlarımız hayır ve hasenatta yarışıyor. Türkiye’nin her bir yerine, dünyanın en uzak köşelerine gidiliyor, yaralar sarılıyor, gönüllere dokunuluyor.

İbretlik bir örnek olduğu için Türk Kızılay’ın dününü ve bugününü hatırlayalım. Milletin elinden ve evinden kanun zoruyla kurban derilerini alan yapı gitti; mazlumların imdadına koşan, bize bereket getiren, dua taşıyan bir kurum geldi. 

Ülkemizin dört bir köşesinde faaliyet gösteren şubeleri, aşevleri, huzurevleri, öğrenci yurdu, giyim yardım merkezi ve kimsesizler evi ile mağdurların ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretiliyor.

Dil, din, ırk ayrımı gözetmeksizin; Filistin’den Sri Lanka’ya, Suriye’den Arnavutluk’a, Sudan’dan Endonezya’ya, Somali’den Kosova’ya, Pakistan’dan Kuzey Makedonya’ya varıncaya kadar, son on yılda 138 ülkedeki afetlere müdahale edilmiş, barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlar karşılamış, karşılanıyor.

Konuyla ilgili detaylı fikir edinmek isteyenler, Türk Kızılay’ın internet sitesine, sosyal medya hesaplarına bakabilir.

Sevgili dostum Halil İbrahim İzgi, bir süre, Kızılay’ın iletişim ekibinde çalıştı. Bu görevden ayrıldıktan sonra şahitliklerinden birkaçını Yeni Birlik gazetesinde kaleme aldı. Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç derneklerinin bir toplantısında yaşananları şöyle anlatıyor: “Cenevre’de bir salon. Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç dernekleri bir araya gelmiş. Gündemde zor duruma düşmüş Yunan Kızılhaçı’nın üyeliğinin askıya alınması var. Batılı devletlerin Kızılhaçları bastırıyor ve ekonomik paketi dayattıkları gibi ağır şartlar dayatmaya çalışıyorlar. 

Herkesi dinleyen Dr. Kerem Kınık söz alıyor ve tarihe geçecek cümlelerle tane tane konuşmaya başlıyor. Onlara önce Kızılay’ın ne olduğunu anlatıyor. Diyor ki, “Bizim ilk başkanımız bir Rum’du. Dolayısı ile tarafsız değilim. Yunanistan lehinde yer alıyorum.” Onlara İkinci Cihan Harbi zamanında Türk halkının Kurtuluş Vapuru ile Kızılay üzerinden Yunanistan’a yaptığı yardımlardan bahsediyor ve çok daha kötü durumlarda yalnız bırakmadık şimdi hiç bırakamayız diyor. Hem diyor, bizim şiarımız düşeni kaldırmaktır. Salonda sessizlik ve oylamaya geçiliyor. 

Yunanistan Kızılhaçı değil üyeliğinin askıya alınması üyelerin büyük sempatisi ile yeniden ayağa kaldırılıyor. Orada savunulan Yunanistan değil insanlıktı. Dr. Kınık, ilk başkan olan Marko Paşa’nın torununa tıpkı bir aile büyüğüne davranır gibi saygılı ve ilgili davranıyor. Vefa ve insanlığı savunmak.” (Kızılay’ı Savunmak, İnsanlığı Savunmak, 18 Aralık 2018)

Farkındayım, biraz uzun ama güzel oldu. 

Devam edelim.

Aynı yazıdan bir başka hatıra. Bu sefer kısa: “Orta Asya’da bir otelde yapılan görüşme. Uluslararası insani yardım kurumlarından birinin üst düzey yöneticisi Türkiye’nin Suriye’deki faaliyetlerinden dolayı Kızılay’a “geride durun” diyerek mesaj vermeye çalışıyor. Dr. Kerem Kınık, orada insani yardım hukuku açısından ders kitaplarına girecek şekilde bir ders veriyor. Diyor ki: “Biz insanlığı savunuyoruz. Eğer siz de aynı yerdeyseniz gelin birlikte hareket edelim.

Bunlar kötülüğün dışarıdaki temsilcileri. Bir de bunların ‘içerideki’ hayranları ve uzantıları var. Sadece siyasi gerekçelerle, Türk Kızılay’ın en temel ve insani faaliyetleri sabote etmeye çalışıyorlar. 

Ölümüne muhalefet etmek, hakkaniyetsizliği de beraberinde getiriyor. Buradan yola çıkanların nerelere kadar gidebileceğini şaşkınlık içinde izlemeye devam ediyoruz.

Bir örnek: Korona virüs salgını sebebiyle, kan bağışlarında önemli bir düşüş yaşandı. Türk Kızılay’ın kan stokları yarı seviyenin altına düştü. Kurumdan kan bağışı talebi yapıldı. Buna bile karşı çıktılar. “Yönetim değişmeden kan vermeyeceğim” dediler. İnsanları kan vermemeye davet ettiler. 

Artık toparlayalım.

Bazı iyilik ve güzelliklere vesile olmuşsanız, hatta kayda değer bir başarı göstermişseniz, birileri çıkar ve zarar vermek, ciddiyetinizi kundaklamak için her yolu dener, hasımlık ederler. Bu maalesef böyledir. Allah şaşırtmasın.

Yazımızın sonuna gelelim: İyilik, güzellik ve insaniyetle inatlaşanlar her devirde olmuştur, olacaktır. Böyle kimselerin millet katında, yani ana gövde karşısında hükmü yoktur. Numune olarak kalmaya mahkûmdurlar.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Mustafa

Tevbe Sûresi / 126.Onlar her yıl bir veya iki defa belaya uğratıl(ıp imtihana çekil)diklerini görmüyorlar mı? Böyle iken yine de (nifaklarından) tevbe etmiyorlar ve (bundan) ibret de almıyorlar. 32/3 Yoksa; O, bunu kendiliğinden uydurdu mu diyorlar; Hayır, o haktır, Rabbındandır. Ve senden evvel kendilerine uyarıcı gelmemiş olan bir kavme korkunç akıbetlerini haber vermen içindir. Belki hidayeti bulurlar. Yâsîn Sûresi / 5-6. (Bu Kur’an,) yegâne galip/ olan (Allah tarafın)dan, babaları (tevhid ile) uyarılmayan,* bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalan bir kavmi uyarman içindir. * Bu uyarılmama, aslında asırlarca peygambere ulaşamama bakımından olduğu gibi, tevhid tebliğinin yasak edilmesiyle de olabilir. Çünkü Arap müşrikleri tevhide karşı çıkıyorlar, Kelime-i tevhîdi söyleyenlere müşrik/putçu düzene karşı olduğunu söylüyorlar, Allah ve Resûlü’ne bağlılığını bildirenlere işkence ediyorlardı. Yâsîn Sûresi 11.Sen ancak, zikre (Kur’an’a) uyan ve görmediği (halde) Rahmân (olan Allah)’dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte sen, onu mağfiret ve güzel bir mükâfatla müjdele! 32/15 - Bizim âyetlerimize öyle kimseler iman eder ki, onlarla kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere kapanırlar ve Rablerine hamd ile tesbih ederler de büyüklük taslamazlar. 32/16 - Onların yanları yataklardan uzaklaşır, korku ve ümid içinde Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan hayıra sarfederler. Tevbe Sûresi / 126.Onlar her yıl bir veya iki defa belaya uğratıl(ıp imtihana çekil)diklerini görmüyorlar mı? Böyle iken yine de (nifaklarından) tevbe etmiyorlar ve (bundan) ibret de almıyorlar.

Mustafa

Tevbe Sûresi / 126.Onlar her yıl bir veya iki defa belaya uğratıl(ıp imtihana çekil)diklerini görmüyorlar mı? Böyle iken yine de (nifaklarından) tevbe etmiyorlar ve (bundan) ibret de almıyorlar. 32/3 Yoksa; O, bunu kendiliğinden uydurdu mu diyorlar; Hayır, o haktır, Rabbındandır. Ve senden evvel kendilerine uyarıcı gelmemiş olan bir kavme korkunç akıbetlerini haber vermen içindir. Belki hidayeti bulurlar. Yâsîn Sûresi / 5-6. (Bu Kur’an,) yegâne galip/ olan (Allah tarafın)dan, babaları (tevhid ile) uyarılmayan,* bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalan bir kavmi uyarman içindir. * Bu uyarılmama, aslında asırlarca peygambere ulaşamama bakımından olduğu gibi, tevhid tebliğinin yasak edilmesiyle de olabilir. Çünkü Arap müşrikleri tevhide karşı çıkıyorlar, Kelime-i tevhîdi söyleyenlere müşrik/putçu düzene karşı olduğunu söylüyorlar, Allah ve Resûlü’ne bağlılığını bildirenlere işkence ediyorlardı. Yâsîn Sûresi 11.Sen ancak, zikre (Kur’an’a) uyan ve görmediği (halde) Rahmân (olan Allah)’dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte sen, onu mağfiret ve güzel bir mükâfatla müjdele! 32/15 - Bizim âyetlerimize öyle kimseler iman eder ki, onlarla kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere kapanırlar ve Rablerine hamd ile tesbih ederler de büyüklük taslamazlar. 32/16 - Onların yanları yataklardan uzaklaşır, korku ve ümid içinde Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan hayıra sarfederler. Tevbe Sûresi / 126.Onlar her yıl bir veya iki defa belaya uğratıl(ıp imtihana çekil)diklerini görmüyorlar mı? Böyle iken yine de (nifaklarından) tevbe etmiyorlar ve (bundan) ibret de almıyorlar.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23