• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ayhan Demir
Ayhan Demir
TÜM YAZILARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Karadağ ziyareti

08 Eylül 2021
A


Ayhan Demir İletişim: [email protected]

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, beraberindeki bir heyetle birlikte; Bosna’nın ardından, Karadağ’ı da ziyaret etti. 

Bosna ziyareti esnasında kendisine eşlik edenler daha evlerine dönmeden, o çoktan Karadağ’daki temaslarına başladı. 

Önce tarihi başkent Çetinye, ardından resmi başkent Podgoritsa.

Bir gün önceki yüksek tempolu programa rağmen, Cumhurbaşkanımızda yorgunluktan eser yok. Oldukça dinç ve dinamik. 

Yürüyor, dinliyor, fotoğraf çektiriyor.

Bir gün değil, iki değil. Tam kırk yıldır bu şekilde. 

Her zaman söylüyoruz: Türkiye, resmi sınırlarından çok daha büyüktür. 

Sayın Cumhurbaşkanımız, Bosna’da olduğu gibi, Karadağ’da da seviliyor. Çetinye’deki Osmanlı Sefaretine gidişleri esnasında çevredeki vatandaşlar tarafından alkışla karşılanıyor. 

Elbette bu sevgi, Sayın Erdoğan’ın şahsında, ülkemize ve milletimize yönelik bir sevgidir, saygıdır. 

Maşallah diyelim, devam edelim.

Her şeyden önce… 

Karadağ ziyareti, Sırbistan’dan ayrıldıktan sonra bu ülkeye gerçekleştirilen ilk seyahat olması hasebiyle, ayrı bir anlam ve önem taşıyor.

2006 yılında bağımsızlığını ilan eden Karadağ’a yönelik bu ziyaret, biraz gecikmeli olsa da güç olmadı. Bunun en önemli sebebi, iki ülke arasında köklü bir ilişkinin var olmasıdır.

Çetinye’de bulunan Osmanlı Sefareti, Karadağ’ın ilk büyükelçisini Osmanlı’ya göndermiş olması ve Sultan İkinci Abdülhamit ile Kral Nikola arasındaki dostluk, Türkiye ile Karadağ arasındaki tarihi ilişkinin teyidi niteliğindedir.

Karadağ’da, ülkenin yoğunlukla kuzey-kuzey doğu kesiminde yaşayan ve nüfusun yaklaşık yüzde 10’unu teşkil eden, Boşnaklar var. İki ülke arasındaki ilişkilerin kilit taşı bu kardeşlerimiz.

Son genel seçimlerin ardından Belgrad yanlısı bir hükümetin iş başına gelmesi, bu ülkedeki birçok etnik unsur gibi, Boşnakları da rahatsız etti. 

AB ve ABD yanlısı Karadağ Cumhurbaşkanı Milo Cukanoviç ile Sırbistan ve Rusya yanlısı mevcut hükümet yetkilileri arasında tansiyonu yüksek bir iletişim var. Belgrad ve Moskova yanlısı Sırplar ve Karadağlılar, ateşe benzinle gidip, bu gerilimin dozunu yükseltmek için ellerinden gelen gayreti sarf ediyorlar.

Karadağlı Boşnaklar ise her zaman ülkenin birlik, beraberlik ve bağımsızlığın yanalar. Bu ülkede yaşayan her bir Boşnak, aynı zamanda, gönüllü Türkiye temsilcisidir. Sadece iyi günde değil, en zor zamanlarda bile. 

Bir örnek verelim ki mesele daha iyi anlaşılsın.

Karadağ İslam Birliği Başkanı Rifat Feyziç, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleri esnasında, ülkemize ve Cumhurbaşkanımıza en net ve güçlü desteği vermiştir. 

Feyziç, o günlerde yayınladığı mesajlar ve Cuma namazlarında okutulan hutbelerde şunu dile getirdi: “Türkiye’ye dua etmek, destek vermek farzdır.”

Daha ne yapsın, ne söylesin?

Topu topu 600-700 bin nüfuslu bir ülkeden gelen bu mesajı önemsemeyebilirsiniz. Ancak burada önemli olan, karınca misali, zor zamanda safını belli etmesi etmesidir. Bu duruş çok kıymetlidir, her türlü övgüyü fazlasıyla hak etmektedir. 

Türkiye, hiçbir zaman, kardeşlerini ve yol arkadaşlarını unutmamıştır, unutmaz. 

Ülkemiz, TİKA başta olmak üzere, çeşitli kurum ve kuruluşlar üzerinden Karadağ’da birçok proje ve faaliyet gerçekleştirdi. Halen de devam ediyor. 

Mesela, 2008 yılında Podgoritsa şehrinde inşa edilen Mehmed Fatih Medresesi, ülkemizin, bu ülkedeki en önemli yatırımları arasında yer alıyor. 

Karadağ’a en çok yatırım yapan on ülkeden bir tanesiyiz. Bu önemli ama mutlaka geliştirilmesi gereken bir tabloyu işaret ediyor. Galiba, buraya biraz daha odaklanmalıyız.

Bir de şu: Saraybosna Büyükelçiliği Basın Müşaviri Ömer Çetres, Sayın Cumhurbaşkanımızın Karadağ ziyaretinin ardından, sosyal medya hesabından çok önemli bir paylaşım yaptı. Anadolu Ajansı’nda görev yaptığı dönemde fark ettiği bir hususu bir kez daha bizlere hatırlattı. 

Karadağ’ın Adriyatik’e bakan şehirlerinden Bar’da kendini “Türk” olarak tanımlayan ve 2011 yılında yapılan nüfus sayımında kendilerini Türk olarak kaydettiren yüzlerce “Evlad-ı Fatihan” var. 

Öyle sadece lafta veya maddi destek aldıkça değil. Yürekten ve beklentisiz…

Bar kentinde yaşayan Türklerden bir tanesi olan Bayazid Karacözoviç, Türkiye’nin son yıllarda bölgede ve dünyada artan etkisinden kendilerinin de destek aldığını ifade ettikten sonra şunu söylüyor: “Biz buralara bir gün yeniden Türklerin döneceğine olan inancımızı hiç kaybetmemiştik.”

Bu cümlenin üzerine ne söylense yarım, eksik ve etkisiz kalır.

En iyisi şunu söyleyerek yazımızı noktalayalım: Balkanlar’da bizi bekleyen sadece onlar değil. Hırvatistan’daki Boşnaklar ve Kosova’daki Arnavut kardeşlerimiz de bizi, ilgimizi ve desteğimizi bekliyor. 

Buraları da ihmal etmeyelim inşallah.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

vaayy be

'Biz buralara bir gün yeniden Türklerin döneceğine olan inancımızı hiç kaybetmemştik.'Yüce RABBİMİZ(CC) bu niyazı katından kabul buyur.Amiiinn..

Yaşar özdemir

Evet geç kalmadan oralara gidilmesi gerek. Ben bir Kahramanmaraş lı olarak bu işi çok önemsiyorum
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23