• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ayhan Demir
Ayhan Demir
TÜM YAZILARI

Bosna, Ukrayna olur mu?

23 Mart 2022
A


Ayhan Demir İletişim: [email protected]

Rusya’nın Saraybosna Büyükelçisi İgor Kalabukhov’un, Ukrayna örneğini vererek, Bosna Hersek’in NATO üyeliği hakkında söyledikleri meseleyi yeniden gündemin üst sıralarına taşıdı. Ukrayna’da yaşanan AB ve ABD ile Rusya arasındaki kanlı çekişmesinin, genelde Batı Türkistan’a (Balkanlara), özelde Bosna Hersek’e sıçraması ihtimali, en çok tartışılan konulardan birisi haline geldi.

Her şeyden önce: Batı Türkistan’ı BBC, DW, Reuters, VOA, Sputnik veya AFP üzerinden okursanız, canınıza okurlar. Vaşington, Londra ve Paris kazanırken, siz kaybedersiniz. Berlin, Moskova ve Pekin kazanırken, siz sadece tasalanırsınız. 

Rusya Büyükelçisi Kalabukhov, “Bosna Hersek’in üyeliğe hakkı var ama biz de tepki gösterme hakkımızı saklı tutuyoruz” diyor. Kalabukhov’un açıklamasında, doğrudan, “NATO’ya üye olursanız, sonunuz Ukrayna’ya benzer” şeklinde bir tehdit bulunmuyor. Bununla birlikte, Rus büyükelçinin böyle bir ifadesi olsa da olmasa da, Rusya’nın bölge üzerindeki niyetleri açık seçik ortada. Yeni değil, geçmişe dayanan planları var.

Sadece Rusya’nın değil, Amerika’nın, İngiltere’nin, Almanya’nın ve hatta Çin’in Batı Türkistan üzerine niyet, hedef ve beklentileri var. Bunların hiçbiri gizli değil, şaşırtıcı da. Asıl mühim olan, sorulması gereken şudur: Bizim bölgeye dair bir niyetimiz, bölgenin geleceğine dair, bir hedefimiz var mı?

Vaşington, Londra, Berlin, Pekin ve Moskova’daki analistlerin bölgeye dair okumaları birbirinden farklı olsa da, üzerinde uzlaştıkları tek bir nokta var. Dünya üzerindeki dengeler değişirken, Bosna Hersek ve Batı Türkistan da payına düşeni alıyor, alacaktır.

Yanlış anlaşılmasın: Dikkatleri üzerine çekmek, takipçi sayısını artırmak adına, kanlı senaryolar yazanlardan değilim. Ukrayna’da olan bitene rağmen, Bosna’da böyle bir şeyin yaşanacağına ihtimal vermiyorum. Ancak, asla, savaş veya çatışma yaşanmaz diyemeyiz. Çünkü tarih bunun aksini söylüyor.

Söyleyebileceğimiz, söylememiz gereken budur: İtimat, kontrole mani değildir. Üstelik bizim ne Vaşington’a, ne de Moskova’ya zerre kadar itimadımız yok, olmamalı.

Feridüddin Attar, “işinde tedbirli davranmayanın gönlüne ağırlık çöker” diyor. Tedbir ipini daima elde tutmak gerekir. Taşlar yerinden oynarsa, oluşacak boşluğu görmek, hızla doldurmak icap eder.

Aslına bakılırsa: Rusların ne kadar ileri gidebileceklerini, Ukrayna’daki akıbetleri belirleyecek. 

Tam bu noktada, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a kulak verelim: “Eğer 2014’te Kırım’ın işgaline tüm Batı tüm dünya ses çıkarmış olsaydı, acaba, bugünkü tabloyla karşı karşıya kalır mıydık?”

O gün bir kısım dünyanın sessiz kalmasının bedelini, bugün, başta Ukrayna olmak üzere, bütün dünya ödüyor. 

Olan oldu. Biz, olabileceklere bakalım.

Önümüzü kış tutalım, kötü senaryoyu konuşalım.

Herkesin malumu: Rusya’nın Balkanlardaki tek müttefiki, Sırbistan’dır. Ancak Sırbistan, AB üyelik süreci ve Kosova meselesinde mevcut kazanımlarını kaybetmemek için, Rusya’ya açıktan destek vermiyor, veremiyor. 

Rusya, Ukrayna’daki hedeflerine ulaşsa bile; ne kendisi, ne de Sırbistan, doğrudan Bosna veya diğer bölge ülkelerine yönelmeyecektir. 

Rusya, bölgeye olan mesafesi ve diğer lojistik sebeplerle, böyle bir şeye girişmeyecektir. Sırbistan ise, açıktan devlet olarak, bir savaşa girmeye yetecek güce sahip değil. Ancak her iki ülke de Bosna ve Kosova’daki Sırp unsurlar üzerinden, paramiliter güçleri harekete geçirmeyi deneyebilir.

Böyle bir durumda: Batılıların kınamaları, mevcut durumu reddetmeleri vs. hiçbir işe yaramayacaktır. Bosna’daki Boşnakları ve Kosova’daki Arnavutları, muhtemel bir Rus ve Sırp saldırganlığından kurtaracak tek çözüm, kendi göbeklerini kesmeleridir.

Sırpların simgesi olan gamalı haç, birbirine sırtını dönmüş “CCCC” harflerinden oluşmaktadır. Bu harfler “Sadece Sırpların Birleşmesi Sırpları Kurtarır (Samo Sloga Srbina Spasava)” cümlesinin kısaltmasıdır. İşte bu cümle, aynı zamanda, Batı Türkistan’daki Rus ve Sırp tehdidini önlemenin yegâne yoludur. 

Yani…

Rusya, nasıl ki Batı Türkistan’daki Ortodoks unsurlar üzerinden bir cephe oluşturmaya çabalıyorsa, Boşnak ve Arnavutlar da benzer güçlü ve etkili birliktelikler kurgulamalılar. Daha somut ifade etmek gerekirse, Boşnaklar ve Arnavutlar; öncelikle bölge ülkeleri, Avrupa ve Amerika’daki diasporaları arasında, ardından kendi aralarında ortak sivil örgütlenmeler oluşturmalılar. Elbette, buna ilaveten, Türkiye ile birlikteliklerini de güçlendirmeliler. 

Çuvaldızı Boşnak ve Arnavutlara batırdık. İğneyi de kendimize batıralım.

Türkiye, bölge ülkelerini Avrupa ve Atlantik kurumları ile entegrasyona yönlendirmek, Sırplar ile Arnavutlar ve Boşnaklar arasında denge-fren yaklaşımı izlemekten ibaret olan geleneksel politikalarını çeşitlendirmelidir. Sürekli değişim gösteren şartları ve güncel parametreleri göz önünde bulunduran, proaktif politikalar da belirlemelidir.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

///

Olur kardeşim olur, bu dünyada herşey olur, bosna bunları yaşamadımı, daha beterini yaşadı srebrenicada. İnsanın olduğu yerde her zaman herşey olur.

Emir Lopar

Ayhan kardes gecen hafta yazin yoktu. Sagligin yerindemi? Gazetede yazmayi biraktinmi? Boyle bir suru soru geldi aklima. Sahi Kosovadaki fetosculari yazarken birden biraktin. Devami yokmu?
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23