Tutukluya tek tip kıyafet AİHM kararlarına aykırılık oluşturur mu?
Bir defa şunu baştan söyleyeyim. Benim açımdan insan hakları söz konusu olduğunda temel referans Avrupa İnsan hakları Mahkemesi (AİHM) kararları değildir.
Türkiye’de terör suçlarından tutuklu olanlara tek tip kıyafet uygulaması ile ilgili düzenlemeye itirazların tamamı AİHM kararları üzerinden yapıldığı için konunun AİHM boyutuna dikkat çekme ihtiyacı duydum.
Nerdeyse herkes, tutuklulara tek tip kıyafetin AİHM kararlarına aykırı olduğu konusunda fikir birliği yapmış gibi. Tek tip kıyafeti destekleyenler bile AİHM tarafından bunun bir insan hakları ihlali olarak görüldüğünü kabul ediyor.
AİHM tarafından tutukluya tek tip kıyafet konusunda verilen temel karar Romanya/Jiga davası kararıdır.
Bu tartışmalar kamuoyuna yansıyınca, ilgili olabilecek kurumlardan Romanya/Jiga kararının bir tercümesinin bulunup bulunmadığını araştırdım. İlginç bir şekilde Türkiye’nin en önemli siyasi tartışmalarından birinin nerdeyse tek referans noktası olan bu kararın, ilgili herhangi bir birim tarafından tercümesinin yaptırılmadığını gördüm. Kararı bularak kendi imkânlarımla tercümesini de yaptırdım.
Önüne gelen Romanya/Jiga kararının tek tip kıyafete izin vermediğini söylüyor ya. Kararı okuyunca görüyorsunuz ki, tartışmaya katılan bir tek kişi bile o anlı şanlı profesörler de dahil olmak üzere bu kararı okumamış.
Yine kararı okuyunca görüyorsunuz ki, yapılan düzenleme sanki AİHM kararı temel alınarak yapılmış. Aksine tek tip kıyafetin alternatifi olarak savunulan görüşler AİHM kararlarına temelden aykırı.
Jiga adlı bir yüksek bürokrat, Romanya tarihinin kamuoyunda en çok tartışılan yolsuzluk davasının ana sanığı. Aynı davada DF adlı başka bayan sanık da var.
Romanya iç hukukuna göre, tutuklular değil hükümlüler cezaevinde tek tip kıyafet giymek zorundalar.
Bahsi geçen yolsuzluk soruşturması ve yargılaması ile ilgili birçok ihlal iddiası var ama bizim konumuzla ilgili olan sanık Jiga’ya duruşmada cezaevi kıyafeti giydirilmesi ile ilgili bölümü.
Diğer suç ortağı DF adlı bayan duruşmalara sivil kıyafetle katılırken, Jiga adlı sanık, hükümlüler için belirlenen kıyafet ile duruşmalara çıkmaya zorlanmış.
Davanın kıyafetle ilgili kısmının esası bu.
Kararı inceleyince görüyorsunuz ki. AİHM hükümlü veya tutuklu kıyafetleri konusunu bir iç hukuk konusu olarak görüyor.
Öncelikle Romanya iç hukukunda tutuklular için bir kıyafet düzenlemesi bulunmadığı halde, tutuklunun kıyafetine müdahale edilmesi ihlal kabul ediliyor.
Bizde tek tip kıyafet uygulamasına karşı çıkanlar diyorlar ya, herkese tek tip kıyafet giydirilmesine gerek yok. Provokatif kıyafet giyenler her kimse, cezaevi yönetimleri sadece o kişilere müdahale etsin. Aksine AİHM kararları temelinde esas tartışmalı olan davranış budur.
İkincisi aynı davada sanık olan DF adlı bayan sivil kıyafetle duruşmaya çıkarken, Jiga’nın HÜKÜMLÜLER için düzenlenen cezaevi kıyafetiyle duruşmaya çıkmaya zorlanmasının, bu kişiyi kamu nezdinde suçlu göstereceğini kabul ediyor.
Elbette yasal dayanağı olmadığı, duruşmaya katılanların tamamına uygulanmadığı halde bir de hükümlülere mahsus kıyafetle biri duruşmaya katılmaya zorlanırsa bunun bir hak ihlali olduğu kabul edilir.
Bizde yapılan düzenlemeler AİHM tarafından belirlenen kriterlere yüzde yüz uygun. AİHM bütün tutuklulara veya belirli suçlardan tutuklu olanlara tek tip kıyafet giydirilmesine ilişkin en küçük bir kısıtlamadan söz etmiyor.
Karardan anlıyoruz ki, bu konuda bir tek kriter var. İklim koşullarına ve insan sağlığına uygun olacak. Örneğin yazın termal kıyafetler giymeye zorlamak insan hakları ihlali olur. Ya da çok dar kıyafetler veya alerjen maddelerin kullanıldığı kıyafetlerle insan sağlığının tehlikeye atılmasını ihlal olarak görüyor.
Birleşmiş Milletler Mandela kararında sözü edilen ilkeler de aşağı yukarı bu şekilde.
Tek tip kıyafete ilişkin diğer itiraz konuları, hukuki değil siyasi konular. Haklı olanları da olabilir. Ona bir şey demem. Konu siyasete ilişkin olunca hükümetin takdir alanına giriyor. Ben şahsen yapılanı da doğru görüyorum.
Ama tek tip kıyafetin masumiyet karinesinin ihlali olarak görülmesi benim hukuk anlayışıma uygun değil. Masumiyet karinesinin ihlali olacağı görüşü AİHM kararlarına dayandırılıyor ise bu hiç mümkün değil.
Birisi AİHM kararları tutuklulara tek tip kıyafet uygulamasını masumiyet karinesinin ihlali olarak görüyor diyorsa AİHM’nin ilgili kararını okumuş olması da mümkün değil.