• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Atilla Özdür
Atilla Özdür
TÜM YAZILARI

Ter ve terletme üzerine…

02 Şubat 2014
A


Atilla Özdür İletişim: [email protected]

Metabolizma, hayatın normal seyrini zora sokucu bir sürece girdiğinde, aynen, motorlu vasıtaların yokuş başında aktarma organlarında yapılan dişli oranlamasına benzer bir tempo değişimine uğrar. Yakıt sarfiyatı artarken, sürat bazında da verim kaybı ortaya çıkar. 

Sarf edilen gücün verim olarak geri alınamıyan kısmı, motorlu vasıtalarda egzoz gazıdır, insan bedenindekiyse, ciltten dışarı sızan ter damlacıkları…

Bu terin vücutta soğumadan hemen kurutulması gerekir. Aksi halde, terleyeni bekleyen tehlike, zatürredir. Takipçisi de verem…

Bizim dinimiz, kitabımız ve Peygamber Efendimiz, terletenlere, terlettikleri kişilerin terlerini kendi hallerinde üzerlerinde kurutmamalarını emrediyor…

Bu emir mucibince kullanılacak özel kurutuculara ekonomi dilinde ücret, halk dilinde de para deniliyor…

Her sektörün kurutma  kurallarındaki zamanlama ölçüsü farklı olabiliyor. Mesela devlet, memur emeklilerinin hak edişlerini ay başlarında verirken, fiilen görev başındakilere ay ortalarında ödüyor. Serbest piyasanın bir alanında parça başı ücretler siparişin tesliminde ödenirken, kimi yerde haftalık, aylık yapılıyor. Çoğu namussuzlar da, bir takım katakullik gerekçelerle kurutma işlemlerini uzun vadeli olarak gerilere de kaydırabiliyor, hatta bunların üzerlerine bile yattıkları oluyor…

Çalışanın sırtından dökülen ter damlacıkları zamanında kurutulmayıp da, bunların ücrete tekabül eden bedelinin gerilere sarkıtılması, terletilen kişinin bütün proje ve beklentilerini allak bullak ederken, beri yandan, hanelerde karı koca kavgalarına da yol açıyor…

Ücretin terin kurumadan tediye edilmesine yönelik Allah Emrini zaman çapasına bağlama mecburiyetinin dışında, kurutma işlemi için referans alınacak başka çapalar da var…

İtibari kıymet ölçüsü gibi… 

Bizim ülkemizde, terleticilerin bu referans  ölçüsünden sapma açıları maalesef çok büyük… Bu büyüklük, yüzde doksandokuzluk mesahasını iyi kötü secdegah olarak kullandığımız topraklarımızı, yüksek yüksek gökdelenlerle çirkinleştiriyor… Başbakan Tayyip Erdoğan bu çirkinlikten sesli olarak şikayet ediyorsa da, demokrasi, makyaj uzmanı kozmetikçiler lehine işleyen bir sistem olduğundan, Tayyip Erdoğan’ın yakınmaları havada kalıyor…

Müslümanlar, Sahibine haber etmeden MAUN suresini kitaplarından kaldırmışlar. Hükümetleri de, bu hareketi benimseyerek gayrimenkul piyasasındaki yüzde onsekizlik katma değer vergisini yüzde bire indirmiş…

Şimdi münadileri de bas bas yazıp çizip bağırarak, ter kurutucularını, fırsat bu fırsatken gökdelenlerden lüks ve konfor ötesi nitelikli rezidans satın almaya çağırıyorlar…

Oysa, 

Mülk Allah’ındır, mülkiyet ise, hırsızlık…

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23