• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Atilla Özdür
Atilla Özdür
TÜM YAZILARI

Mustafa Koç…

25 Ocak 2016
A


Atilla Özdür İletişim: [email protected]

Kimilerinin kısa yoldan giderek materyalizmin kitabiyatında zikredilen türü olan, “hayatın biyolojik gerçekleri” arasına sıkıştırıverdikleri ölüm hakikatiylekarşılaşmışlar…

Üzüntülü eşi dostu kendisiyle olan hatıralarını ekranlarda dile getirirken, hep genç yaşındaki vakitsiz gidişinden söz ettiler. Oysa, vaktini tayin eden sizler ve bizler olunmadığı için, vaktin gelip gelmediğini de, bizler bilemezdik…

Mustafa Koç, sabah sporunu yaptığı sıralarda ölmüşler. Ekranlardan hadisenin hikâyesini nakledenlerin anlattıklarına göre Mustafa Koç, bir süre önce kalbindeki üç damar tıkanıklığından ötürü kalp operasyonu geçirmiş ve bunu takip eden nekahat döneminde vücudunun 40 kiloluk zararlı safrasından kurtulunca, sağlık ve sıhhatine kavuşmuş…

Gazete sahifeleriyle ekranlardan dış aleme akseden resimlerine bakılırsa Mustafa Koç, seksen-doksan kiloluk bir görüntü sergiliyor. Kısa bir süre önce de kırk kiloluk bir yükü sırtından attığına göre, ellili yaşlarında bir adamın 120-130’luk bir ağırlık taşıması, tabii ki, pek hayra yorulamazdı…

Bilinmez, belki de dostlarının “Erken gitti, zamansız gitti” tarzındaki değerlendirmeleri, ellili yaşlarda yüz kiloyu aşkın ağırlığından…

Her ne kadar imani umdelerden ve dolayısıyla hayatın inkarı gayri mümkün gerçeklerinden de olsa, ölüm bu, yakın çevresinde bir takım acı ve üzüntülere sebep olmuştur. Bu itibarla aile çevresine sabır ve metanet dilemekten başka elimizde bir insanlık enstrümanının bulunmadığını beyan ederek, cümlesine başsağlığı dileriz…

Son zamanlarda vatan hainliği üzerinde çokça laf edilir oldu. Vatan hainliğini sorsanız, bu “nedir ki ?” yani…

Her kafadan körün fil tarifine benzer türlü çeşitli izahlar çıkar. En basitinden olarak, kendi payıma derim ki, esarette dil çözülmesidir

Mesela bendeniz efendim şekerli, hamur işi tatlılara bayılırım. Hele hele bunları bulamadığımda bildiğimiz kesme şekerlere hücum…

Şu kadar sene askerlik yaptık, bizi vatan hainliğine zorlayacak esaret hayatımız olmadı. Düşman tarafından yakalanıp götürülseydik Kore’de, yok mu hani, sorgu sual faslında iki adet kesme şeker karşılığı bülbüle dönerdim…

Ne yapalım kardeşim, herkesin ahlaki zafiyet borsasında bir fiyatı var, bizimkisi de bir samsalık baklava. Şimdi siz, ravağı mısır şuruplu baklavayı yapıp satan elleri, vatan ve milletsever mi sanıyorsunuz ?...… 

Oruç tutamayan tiryakilere, bundan ötürü, hoş bakıyorum. Öylesine bağlanmışlar ki tütüne, bir paket sigara karşılığında bütün memleketi satıp savacak, düşmana…

Sanki her biri, işbirlikçi bir burjuva bozuntusu…

Amma hainliği pek de öyle az ve zor bulunur matah bir şeye benzetmeyelim…

Tütün tarımına, düşmanlarımızın emirlerine uyarak son verdik. Sigara sanayimizi tasfiye ettik. Düşmanımızın tütünüyle, düşmanımızın sermayesiyle ve düşmanımızın fabrikalarıyla ve dahi düşmanımızın hesabına yerli halkımıza tüttüttürüyoruz…

 Sonra da bu tüttüüttürücü işbirlikçiler, ulusal ölçekte veli-i nimetimiz oluyorlar…

Akabinden KOAH ve kanser. Ve bu kez de düşmanımızdan ithal ilaçlarla, düşmanlarımızın kasa hesabına hastalarımızı tedaviye kalkıyoruz…

Hainliği tarif meselesinde benden bu kadar, arkadaşım…

Tiryakisiyle birlikte sanayicisini de bu tarifin şümulüne alsak, ne dersiniz ?…

Tabii ki Mustafa Koç, bu şümullandırmanın dışındaydı galiba. Her alanda faal idiyse de Koç’lar, bilebildiğim kadarıyla, sigara sanayiinden uzak durdular… 

Belki de günahlarının kefareti olacaktır. Biz bilmeyiz, Allah bilir…

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23