• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Atilla Özdür
Atilla Özdür
TÜM YAZILARI

Çalı idi, çırpı idi, evi idi ya...

05 Ekim 2015
A


Atilla Özdür İletişim: [email protected]

Hikayeyi anlatırlar. Bilinen türden vahşi orman ayılarından biri, gençten güzelce bir köylü kızını kaçırıp inine kapatır. Zoolojinin ayısı, insan soyunun köylü kızına vurulur…

Yağdır, baldır, meyvelerin en kralıdır, ayı sabahları dışarı fırlayıp evinin ihtiyaçlarını kucak kucak inine taşır…

Ayı, genç ve güzel karısına aşıktır, kadın da kocasına tutulup gider…

Günün birinde kızcağız ana baba hasretine dayanamayıp dışarı sızarak köyünün yolunu tutar. Evine geldiğinde başından geçenleri yakınlarına anlatınca, ortalığı korku ve endişe kaplar. Ailesi emniyet mülahazasıyla kızın dışarıya çıkmasını yasaklar…

Aşk tutkusu bu, kızcağız başlar kocasıyla geçen mutlu günlerin hasretiyle yuvasına güzelleme düzmeye…

Çalı idi çırpı idi, evi idi ya, tarhana çorbası aşı idi ya, ayı idi uyu idi koca idi ya”…

Hüseyin Gülerce, Zaman gazetesinin en kıdemlilerinden, belki de duayenlerinden birisi idi. Söylenenlere ve bizatihi kendisinin de anlattığına göre, Fetullah Hoca’nın sağ kolları mesabesindeki güvenli sırdaşlarından birisi…

Politik dinini değiştirmiş ve siyaseten  ihtida ettikten sonra, karşı tarafın dinini kabullenerek, Star Gazetesi’nde kalemşörlüğe başlamış. Muhtemelen geçim derdinden…

Derler ya,

Kahrolası hanede evlad-ı iyal var”…

Her neyse, geçenlerde merak ettim bakalım dedik, politik zemindeki hal ve ahvali ne gibi bir değişim geçirip tekamüle ermiş…

Bir savaş var” başlıklı yazısına gözüm takıldı… 

Galiba yeni dünyasındaki ilk yazısı olacak. Algı operasyonu denilen ve karşıtlarını ses ve sazlarında menfi yönde çarpıtarak olduğundan başka biçimlere çevirip gösterme ahlaksızlığının, özellikle basın ve politika dünyasında silah olarak kullanılmasıyla ilgili bir yorum, bir değerlendirme…

Başladıktan sonra özetle şöyle gidiyor…

“Bugün, PKK ile mücadeleden öte, bir savaş var. Bu savaşta karşımızda sadece PKK yok. Türkiye’nin üzerinde hesapları olan ülkeler; ABD, İsrail, İngiltere, Almanya, İran başta olmak üzere, bizim kendi değerlerimiz üzerinde ayağa kalkmamız, bölgemizde güçlü bir devlete sahip olmamız istenmiyor. Milletimizin içteki ve dıştaki bütün hasımları bu savaşta, bir algı operasyonuyla psikolojik harp yürütüyorlar: Erdoğan düşmanlığı... Bu öylesine kuvvetli bir algı operasyonu ki, asıl millet düşmanları perdeleniyor, toplumun yüzde 60’ı Erdoğan düşmanlığına yönlendiriliyor”...

Doğrusuna doğru, diyecek hiçbir şey yok. Esasen, söyleyenden ziyade söylenilene bakmalı değil mi

Ve devam ediyor…

“Algı operasyonunun en gözü dönmüş cephesini de; Doğan medyası, Gülen medyası ve Sözcü gazetesi oluşturuyor. Özellikle Gülen medyası, Paralel Yapı’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan nefret ve düşmanlığını, her gün sayfalarına, ekranlarına taşıyor. Vicdanları öyle kararmış, gözleri öyle dönmüş ki, yeter ki Erdoğan gitsin, isterse Türkiye batsın... Erdoğan düşmanlığı ile Zaman gazetesinin yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı, Cumhurbaşkanı’nı, 400 milletvekilliği için terörden medet ummakla suçluyor. “Erdoğan, HDP’yi, PKK’lılaştırmaya çalışıyor” diyor ve bağlıyor. “Teröristin tabutuna omuz veren HDP milletvekilini, Erdoğan mı görevlendirdi? HDP, PKK aynıdır. Dumanlı, gerçekten neden rahatsız oluyor?”…

Doğrularına doğru ve bir diyeceğimiz yok, o konu ayrı. Bu arada hiç tanışıklığımız ve dostluğumuzun bulunmamasına rağmen, Hüseyin Gülerce’yi, yeni hayatındaki muhtemelen ışık hızından da hızlı politik din ve çizgi değişimindeki kabiliyetinden ötürü, hassetsen tebrik etmek ve kutlamak isterim…

Onun geçmişi bende olsaydı. Ve benliğimin, üzerinde yer aldığı nirengi noktasındaki pusula açısını kendi irademle de olsa, değiştirme zorunda kalmış olsaydım, kahrolası hanedeki evlad-ı iyal’den evvel aklıma ilk gelen,

Ayıya karılık eden cahil köylü kızının vefa yüklü insaniyet konçertosu olurdu…

Ayı idi uyu idi koca idi ya,

Çalı idi çırpı idi evi idi ya,

Tarhana çorbası aşı idi ya…

Bir acı kahvenin kırk yıllık hatırı olduğu söylenir ya…

Siyasette olsun, yeraltının organize dostluklarında olsun, yön değiştirenlerin tövbekarlık öncesi dostlarına ver yansın etmelerini pek anlayamıyorum…

Kahrolası hanelerdeki evlad-ı iyal endişesinden mi aceb?.. 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23