• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Atilla Özdür
Atilla Özdür
TÜM YAZILARI

Birikim pratikleri...

18 Temmuz 2014
A


Atilla Özdür İletişim: [email protected]

Kişiyi sarhoş eden yiyecek ve içeceklerin haram olduğunu biliyor Müslümanlar… Bunun dışında bazıları daha içe kapanarak, bu nesnelerin sadece yenilip içilmesi değil, taşınması alım-satımı ve dahi lehinde konuşmalarla reklam hizmetlerinin de haramlığını kabulleniyorlar…

Bu arada; ayrıca para kazanmanın ve hatta harcamanın da kendine özgü helal-haram sınırlamaları bulunuyor. Başta aldatmazlık geliyor. Tabii, merak uyandırıp kişinin müşteriliğini ve tüketiciliğini tahrik ederek yapılan satışların kazandırdıkları gibi mesela…

Müslümanların umur görmüş mürekkep yalamış, rahle önünde diz çökmüş kesimi, bu gibi ince meselelerde çok dikkatli hareket ederler. Bu da kendilerine güvenilirlik kazandırdığından, hal ve gidişlerini aydınlatır…

Geçenlerde dikkatimi çekti ve meraklandırdı. Camili mescitli, gerçek ve tüzel kişilik sahibi bir hayali dünya ihvanı, vitrinlerine kocaman bir haber spotu asmış. Diyor ki;

“Bu haberi okumadan iftar hazırlığına başlamayın”…

Haber”, özellikle kendilerine gerçek dünyadaki sınırlı vaktin az geldiği kadınlar bakımından çok önem arzettiğinden, bunları, “haberin” devam sahifelerini astığı arka pencerelere doğru koşturuyor.

Gidenler de görüyorlar ki, “haber” denilen yazılar ve resimler, bir “ticari ilan”…

Üç helal sertifikalı, besmeleli, kuru yolunmalı ve beş dakika içinde pişiriliverilmeli tavuk ilanı…

Bu ilanın bir kurtuluş reçetesiymiş gibi üzerine atlatılarak müşterileştirilen kadın üzerinden tavuğu kazanacak. Bu kazancın bir kısmından, haliyle hayali dünyanın gazetecisi de, reklamcılık manosunu alacak…

Denetimli SOMA katliamı düşünülürse, beslenme tarzı itibarıyla sertifikaların güvenilirliği bir tarafa, tavuğun helalliğiyle  haramlılık meselesi karanlık.

Her neyse, bu “haberin” haberlik yönünden insancıklarımıza İllallah dedirtebileceği fark edilmiş ki spotunda değişiklik yapılmış…

İftara beş kala ne yapayım diye telaşlanmaya son” çekmişler…

Tabii, kadın günlerinin komşuculuk muhabbetlerinde zamanını tüketen hanımlar, akşam zılgıtından kurtulmak için kocalarını bu tür haberlerin üzerine yönlendirirler. Kocalar da evde hır gür kopmasın diye “reklamı sertifikalı” tavukçunun servis folluğuna yumurtlamaya giderler…

Helal-haram konusunda aşırı hassasiyet gösteren umur görüp mürekkep yalamış muhafazakâr gazetecilerimizin birikim pratiklerine bu tarz çözüm formülleri, sanırım şeytanı bile hayretten tuşa getirir.

Her neyse, ben çarşı-pazar tavuğuna kapalı olduğumdan, bu gibi konularda rahatım. Tavukçularla reklamcılar ve yarınki cehennemde kendilerinden başkalarına yer kalmayacağını sandığım haber diye müşterilerine reklamlı ilan reklamı kakalayanlar düşünsünler…

İstanbul Büyükşehir Belediyesi her akşam kendi çalışanları için Yenikapı sahilinde bir iftar yemeği düzenliyor. Sivil halktan gelenlerin de buyur edildiği bu ziyafete katılanların sayısı üç binlere kadar yükseliyor.

Hoş bir şey tabii, acıkmışla dara düşmüş yoksulu doyurmak…

Amma israf, yani çöpe giden yiyecek, içecek ve tatlılarla ballılar, insanı ağlatıcı boyutta, kahrettirici boyutta maalesef…

Belediye çalışanları bu konuda konuşamazlar. Açtıkları an ağızlarını, bulurlar kendilerini şeytanın çiftleşerek halvet olduğu uzak beldelerde. Davetsiz misafirler de piknik ve Ramazan eğlencesi yerine kaim bu ziyafete niye dil uzatsındı. Bizimkilerse, Paralelci damgası yemekten çekinirler…

Eee, kim bu gibi konularda dostlarına duyarak gördüğü bu acıtıcı hikâyeleri anlatacak, pekiyyy…

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23