• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Osman Aydın
Ali Osman Aydın
TÜM YAZILARI

Yeni Türkiye’ye hazır mısınız?

20 Temmuz 2018
A


Ali Osman Aydın İletişim: [email protected]

Şöyle bir ülkede yaşıyoruz:

Haberler: Türkiye’de yaşayan bir insan hiçbir şey yapmasa ve sadece mutad bir şekilde haberleri takip etse bir süre sonra klinik bir hastaya dönüşebilir. Çünkü ülkede haber denilince akla gasp, cinayet, cinnet, tecavüz, kavga, dolandırıcılık gibi belli başlı kötücül konular geliyor. Haberlere göre gezegenimizde, iyi hiçbir şey yok. Haberlere bakılırsa yaşadığımız ülke bir tımarhaneden farksız. Haberlere bakılırsa en yakınlarımız tarafından kaçırılmamız, öldürülmemiz, tecavüze uğramamız, organlarımızın satılması veya dolandırılmamız an meselesi…

TV:  Yarışmalar, magazin programları ve diziler televizyonun lokomotifi. Türkiye’de insanlar o kadar sıkıcı bir hayat yaşıyorlar ki günde ortalama altı saat  TV izliyorlar. Maalesef ana akım kanallarda öğretici, bilgilendirici hemen hiçbir program bulunmuyor. Neredeyse tüm diziler karanlık suçlar galerisini andırıyor. En yüksek reytingli dizilerin başarısı şiddet ve erotizmi harmanlamasından kaynaklanıyor. Her türden katil, tecavüzcü, entrikacı, teşhirci, ahlaksız, sahtekar bu dizilerde bir kahramanmış gibi sunuluyor. Kuyu kazmak, fitne çıkarmak, haksız kazanç sağlamak, gayri meşru ilişkiler yaşamak, sefihane bir hayat yaşamak normalleştiriliyor, idealize ediliyor. Magazin ise halkın kıskançlığını, merak duygusunu ve aşağılık kompleksini kamçılamak için kullanılıyor. Yarışma programlarının büyük amacıysa ötekinden nefret duymamızı sağlamak. Ve bu gayet güzel başarılıyor.

Sosyal medya: Maalesef… Neredeyse bir uyuşturucuya dönüşmüş durumda. Youtuber denilen wikipedi alimi kişiler çağımızın Sokratesleri gibi topluma yön veriyorlar. Fenomen eşcinsellerin videoları on milyonlarca izleniyor.  Sosyal medya halkın kendi magazinini, kendi haber bültenlerini ürettiği bir mecra artık. Daha çok haset, kibir ve aç gözlülük duyguları ekseninde akıyor, dar kafalılığı tahkim ediyor ve bağımlılarını, bir bataklık gibi derinliklerine çekiyor.

Eğitim: Eğitim en hasta yanımız… En dikiş tutmaz tarafımız. Türkiye’de mevcut eğitim anlayışı, insanlardaki aile, din, gelenek gibi yüksek değerleri yozlaştırıyor ve hatta yok ediyor. “Okuyanların” toplumlarına, değerlerine yabancılaşmaları kaçınılmaz hale geliyor.  Maalesef sistem, “iyi” insan yetiştiremiyor. Böyle bir hedefi de yok zaten.

Vesveselileri, renksizleri, neşesizleri, itaatkarları, yaşamaktan anlamazları, hayattan yalıtılmışları, delirme eşiği yüksek olanları başarılı kabul ediyor.

Siyaset:  Kavga, hakaret yine kavga ve yine hakaret siyasetin olmazsa olmazı haline geldi. Siyaset bizatihi bir gerginlik ve husumet kaynağı oldu. Nezaket, tolerans, anlayış öldü. Centilmenlik, çelebilik tarih oldu. Bakın işte bir siyasi lider çıkıyor ve ülkenin cumhurbaşkanına hakaret içeren bir karikatürü Twitter hesabında yayımlıyor. İktidar cephesinin bazı kalemşörleri de bu terbiyesizliğe aynı seviyeden karşılık veriyorlar. Ve bu garipsenmiyor.

****

İşte ellerimizle yükselttiğimiz bu geçit vermez duvarlar arasında bir kuşak yetişiyoruz…

Sevgisiz, saygısız, bilgisiz, tecrübesiz, aç gözlü, saldırgan, zevk düşkünü ve fazlasıyla zalim…

Çevrelerindeki insanları yalnızca birer nesne olarak görüyor, zarar vermekte bir sakınca görmüyor ve hayatı yemek, içmek, internette dolaşmak, cinsel ilişkide bulunmak olarak algılıyorlar.

Sahip olmaya, kazanma ve harcamaya, kibre en yüksek insani değer olarak bakıyorlar.

Çünkü ünlüler, yani rol modelleri de öyle bakıyor. Uyuşturucu ticareti yapmaktan hüküm giymiş olanlar, eski karısının özel görüntülerini basına servis edenler, dini değerlerle alenen savaşanlar, hiçbir ahlaki sınır tanımayanlar bu kuşağın idolleri. Tek gayeleri “Bihter veya Behlül” olmak şeklinde özetlenebilecek aydınlanmış bir kuşak! Zavallı bir kuşak…  

Yeni Türkiye’nin öncü kuşağının marifetlerini tecavüz, taciz, cinnet ve cinayet haberlerinde her gün izliyoruz. Tartakladıkları doktorları, gömdükleri çocukları, çaldıkları hayatları, gasp ettikleri insanları görüyoruz.

Yeni Türkiye’nin mimarları bu kuşak olacak ve hamisi de bizler…

Yeni Türkiye’nin yasaları bu kuşağın ihtiyaçları, zevkleri ve beklentileri için yapılacak. Yeni Türkiye’yi bu insanlar yönetecek. Bu şekilde yetişmiş insanların değer yargıları toplumu şekillendirecek. ‘Bihter’ler aileden sorumlu bakan olacaklar mesela, ‘Behlül’ler Adalet Bakanı…  

Bu tabloyu görmemek için ısrar edenler ve “beka” diye tutturanlar için bir kez daha söyleyeyim, Türkiye’nin asıl beka meselesi budur… “Bekamız” için asıl tehdit, içinde madden ve manen yamyamlaşmış vatandaşların yaşadığı bu korku ve haz toplumudur. 

Bütün sermayesini siyasete yatıranların, her şeyi siyasetten bekleyenlerin, en önemli meselenin siyaset olduğunu düşünenlerin, kültür zehirlenmesini fark edemeyenlerin, derin toplumda esen kasırgaları görmek istemeyenlerin, “Bırakın canım insanlar izlesin, eğlensin.” diyenlerin ne kadar yanıldıklarını görüyoruz ve daha da göreceğiz.

Ellerimizle, tuğla tuğla inşa ettiğimiz cehennemimizin bir kısmı bu…

Şimdiye kadar gördüklerimiz fragmandı.

Asıl film bundan sonra başlıyor…

Hazır mısınız?

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23