• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Osman Aydın
Ali Osman Aydın
TÜM YAZILARI

Tekbilek Konseri Üsküp’ü Titretti

26 Haziran 2017
A


Ali Osman Aydın İletişim: [email protected]

Bu yıl 38.’si düzenlenen Üsküp “Yaz Festivali” Ömer Faruk Tekbilek konseriyle açıldı. Yunus Emre Enstitüsü, festivalin açılış etkinliğini üstlenip, açılış için en uygun ismin Tekbilek olduğuna karar vererek çok yerinde bir tercih yapmış. Bu kanaate  nereden mi vardım?  Elbette izleyici memnuniyetinden…

Müzikten, hele de yerel müzikten daha esaslı bir evrensel dil olabilir mi? İşte konser süresince zihnimi meşgul eden soru buydu. Bir yandan konseri izlerken diğer yandan Blues’dan bozlağa dünya müziğinin seyrine dair zihnimde türlü düşünceler canlandı. 

Fakat, çoğunluğu Makedon misafirlerden oluşan bir kitleye, tasavvuf musikisinin seçkin eserleri icra edildiğinde, uyanan etkiye bizzat şahit olunca sorum kendiliğinden cevaplanmış oldu. Hayır, belki başka şeyler de sayılabilir ama müzik en güçlü iletişim dili olma özelliğini hala sürdürüyor. Çünkü müzik, ruhu kıskıvrak yakalayarak insanların olduğu kadar toplumların da birbirlerini anlamalarını sağlıyor. Hem de sadece düşünerek değil  belki daha çok hissederek…Size ait hislerin notalara dökülmüş formunun başka bir kültürde nasıl reaksiyon uyandırdığını görmek doyurucu bir deneyim. Tasavvuf Müziğinin eşsiz melodileri salonu doldurunca Makedon dinleyicilerin heyecanından bunu daha iyi kavrama fırsatı buldum.  

Tekbilek gerçek bir virtüöz…Üç ayrı enstrüman kullandığı konserde çok farklı altyapılardaki parçalarda başarılı bir performansa imza attı.  Anadolu kültürünün derin tınıları Tekbilek’in vecd içindeki yorumuyla hayat buldu. Ali Ekber Çiçek imzalı “Haydar Haydar”, sözleri Yunus Emre’ye ait “Severim seni ben, candan içerü” ve meşhur “I love you”da ise duygu yoğunluğu zirve yaptı… Kafalar ve parmaklarla tutulan ritimler ise müzikle verilen mesajın yerine ulaştığını gösteriyordu.

Çeşitli Avrupa devletlerinin kültürel, sanatsal işlerinin sergileneceği festivalin en önemli ayağı olan açılış programının Yunus Emre Enstitüsü tarafından gerçekleştirilmesi stratejik bir başarısı olsa gerek. Enstitü, Üsküp’te sivil ve askeri bürokrasiye Türkçe eğitimi vermek gibi çok kritik işlere de imza atıyor. Konser, Yunus Emre’nin bölgede ciddiyetle gerçekleştirdiği bir dizi aktiviteden yalnızca biri. Festival sayesinde, bütün bu işlerin mutfağında çalışan, belki de Türkiye’nin en genç hariciyeci kadrosuyla tanışmış olmaksa ayrı bir keyifti.

 

Dışarıda yemek bir modernlik göstergesi mi ?

Galiba öyle. Bu alışkanlığın nasıl kültürümüze yerleştiğiyle ilgili pek çok şey söylenebilir. Ancak bu alışkanlığın gelişimiyle özel kanalların çoğalmasının paralel gitmesi bende olduğu gibi sizde de bu işin sorumlusunun TV kültürü olduğu yolunda bir kanı oluşturuyor mu? Tüketim kültürünün taşıyıcısı diziler ortada dururken ben kendi adıma başka bir sorumlu arama ihtiyacı duymayacağım. Bütün kanıtların fail olarak medyayı gösterdiğini söylemek için dedektif olmaya gerek yok.

Siz asıl nedenin ne olduğunu düşünürken ben size karmaşık  birkaç istatistik vermek istiyorum. 

Haiti’de kişi başına düşen milli gelir 1358 dolar.

Gine’de 1162, Togo’da 1145 dolar.

Türkiye’de asgari ücret, 1400 TL. 

Bir Eritre’linin aylık geliri 66 dolar.

Kongo vatandaşı bir kişinin 32 dolar, yani yılda 394 Amerikan doları… 

CİBUTİ’ nin GSMH’sı 730 milyon dolar... Etiyopya’nın ise 5 milyar dolar …

Türkiye’de ise 2016’yılında dışarıda yemek için harcanan para 44 milyar TL.

 

Türkiye’de harcanan bu miktar, neşeli bir akşam geçirmek için dışarıda yemeğe ayrılan bütçeyi göstermiyor sadece. Rakamın büyüklüğü, dışarıda yemenin giderek bir yaşam biçimine dönüştüğü belgeliyor.

Rakamlarla ortaya çıkan gerçeği, kadının iş gücüne katılımından bağımsız bir şekilde düşünmek mümkün mü? Bence hayır. Zaten kadının iş gücüne bu derece katılmadığı geleneksel toplumlarda söz konusu harcamaların daha düşük olması öngörümüzü destekliyor. Fastfood kültürü daha çok kadın iş gücü oranlarının yükseldiği yerlerde yaygınlaşıyor. Kadınların ekonomik özgürlükleri, geleneksel mutfağın aleyhine genişliyor. Bu nedenle reçeli, mantısı ve dolmasıyla geleneksel mutfak kültürü eriyor… 

Diyet yiyeceklerle suni bir sağlık saplantısı içine giren kraker nesli bir kadın türü yakında toplumu ele geçirecek. Ama asıl sorun bu değil! Asıl sorun, sandviç, diyet kraker ve meyveli yoğurtla beslenen bu kadın kuşağının yetiştireceği çocuklar. Geleceğimizi bu çocukların nasıl beslenecekleri belirleyecek.  

 

Tekbilek Sohbetinden Bende Kalanlar

 

Adana,

arabesk,

mistisizm,

Ve vicdan

Ömer Faruk Tekbilek tüm bunların bir terkibi aslında, en çok da bin bir kaynaktan beslenen Anadolu bilgeliğinin…Tekbilek’in bilgeliği gibi müziği de adeta ritmin değişik ırmaklarından fışkırarak bir araya gelmiş. Çocukken çinko çatılı yayla evlerinde yağmurun oluşturduğu müzikal ritmin ruhunda uyandırdığı akisler bugün bile sahne performansına kılavuzluk yapıyor.

Müzik her zaman içsel bir arayışın bir enstrümanı olmuş Tekbilek için…Bu arayışın temel prensipleri neyzen Akagündüz Kutbay’dan alınmış. Tasavvufun hakikatleri Tekbilek’in hem ruhuna hem de müziğine yol gösterici olmuş. Çocukken gazinolarda başlayan serüven dinginleşerek dünya çapında bir üne dönüşmüş.

 

Taşgetiren ve Kekeç Arasındaki Atışma

Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü ile ilgili iktidarın iki saygın kaleminden farklı sesler yükselince ovuşturulan elleri fark etmişsinizdir. Sözcü’sü, Oda TV’si bu atışmayı harlanacak bir ateş gibi görerek olaya “körükle” yaklaştılar. Olmadı elbette. Bu atışmadan muhalefetin içini soğutacak bir reaksiyon doğmadı. Ancak kendi adıma bu tartışmanın başka açılardan memnuniyet verici olduğunu söyleyebilirim.     

Neden mi?

Çünkü bu atışmayla, iktidar cephesinde, içinden su sızmayan bir koalisyon olduğu varsayımı ciddi anlamda yara aldı. Bu cephenin de pekala kendi içinde farklı ve özgün görüşlere ev sahipliği yaptığı, yapacağı gerçeği bir kez daha görülmüş oldu.     

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23