• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Osman Aydın
Ali Osman Aydın
TÜM YAZILARI

Oyuncusu, Popçusu, Topçusuna Zehir Zemberek

31 Temmuz 2017
A


Ali Osman Aydın İletişim: [email protected]

Kusuruma bakmayın…

Çok özür diliyorum…

Nazik bir yaklaşım görmek umuduyla bu köşeye bakan okuyucularımın affına sığınıyorum.

Sizler nezaket sahibi insanlarsınız.

Sizler yüce gönüllü insanlarsınız.

Sizler kalender insanlarsınız.

Sizler fedakar ve yeri geldiğinde gözünü budaktan sakınmayan insanlarsınız…

Kimleri affetmediniz ki ben gibi bir had bilmezi cüretinden dolayı affetmeyesiniz…

Ey halkım, türküler dolusu, menkıbeler dolusu, hikayeler dolusu faziletlere sahipsin….

Sen ki kördüğüm meseleleri ferasetinle çözersin.

Sen ki basiretinle nice imtihanlar geçersin…

Ama durum çok vahim değil mi ey halkım?

Toplumun acımasız yanını içinde hisseden biri olarak ciğerlerimi dolduran öfkemle sesleniyorum sana ey halkım

Durum gerçekten, çok vahim değil mi?

 

Evini geçindirmek için günlük 100 liraya temizliğe giden onurlu kadınların yaşadığı bu ülkede beş şarkı söyleyip 100 bin lira kazanan kadınlar var ey halkım…

 

Sıcak otoyolun ortasında akşama kadar 20 liralık su satmak için ayaküstü bekleyen kadınların yaşadığı bu ülkede, kendini sergilediği her bölüm için 50 bin lira kazanan kadınlar var ey halkım…

 

150 liralık yevmiye için çelik gibi asfaltı bilek gücüyle kazan namuslu adamların kıt kanaat yaşadığı bu ülkede iki günlük reklam çekimi için beş milyon kazanan, ahmaklıktan öte hiçbir özelliği olmayan, oyuncu müsveddesi insanlar var ey halkım…

 

Bir yevmiye karşılığı bedenlerini satmak zorunda kalan çocuk sahibi kadınların yaşadığı bu ülkede gelinliğine on binlerce lira döküp boy boy resmini sosyal medyada paylaşan insanlar var ey halkım.

 

Yetim, öksüz çocukların “yağmurdan küçük elleriyle” 12 saat mendil satmak zorunda olduğu bu ülkede Nusret denilen kasaptan porsiyonu 500 liraya et yemek için sıraya girmeyi iftihar vesilesi sayan insanlar var ey halkım…

 

Karısına, sözlüsüne, nişanlısına küçücük bir hediyeyi alamayan milyonlarca adamın yaşadığı memlekette Acun denilen kişi eşine aldığı 60 milyonluk evle haberlerde utanmadan boy gösterebiliyor ey halkım…

 

Asgari ücretin 1400, profesör maaşının 7500 lira olduğu bu memlekette bir teknik direktör 20 milyon lira tazminat alıyor, 20 milyonu kaç ömür de  kazanırsın ey halkım… Aynı teknik direktör bunu sorgulayanları kibirle “Muhasebeci misiniz?” diye paylayabiliyor ey halkım…

 

Bu yaşananlar ne terbiyesizliktir ey halkım?

Bu olup bitenler ne haysiyetsizliktir ey halkım?

Bütün bunlar yarısından fazlası yoksulluk sınırında yaşayan bir ülkede oluyor ey halkım,

bütün bunlar senin gözlerinin önünde oluyor ey halkım…

Çocuğunun gözleri önünde oluyor…

Bütün bunlar senin adamlık, kadınlık onurun aşağılanarak oluyor ey halkım

Birileri “Bunlara ne verirsen izlerler.” diyor ey halkım…

Birileri “Bunlara ne ittirirsen dinlerler.” diyor…

Birileri “Ne giyinirsen bunlar da aynısını giyinirler.” diyor…

Birileri açıkça seni aptal yerine koyuyor ey halkım…

Senin gözlerinin içine baka baka yapıyor bunu ey halkım…

Her akşam senin evinde, ailenin huzurunda yapıyor…

Asgari ücretinle ekranın karşısına geçerek ona milyonlar kazandırırken yapıyor…

O serseri oyuncu da,

o sahtekar popçu da,

o arsız yapımcı da,

o kibirli teknik direktör de bütün gücünü senden alıyor ey halkım…

Onları efsanelerdeki “tanrılara” çeviren sensin ey halkım…

“Tanrı” ya çevirdiğin insanların aşağılamalarından hoşnut olan sensin ey halkım…

Senin gücünle,

senin paranla,

senin reytinginle,

senin hayranlığınla kibir krallıkları kuruluyor ve sana hakaret ediliyor ey halkım…

“Yeter!” demeyecek misin ey halkım?

“Buraya kadar!” demeyecek misin?

Bu kağıttan kaplanların; bu düzenbaz insanlarınsahte krallıklarını başlarına geçirmeyecek misin ey halkım?

Seni insan yerine dahi koymayan bu güruha hayranlık beslemeye devam mı edeceksin ey halkım?

Hele sen bir gün izleme,

hele sen bir hafta ara ver…

Dizileriyle, magazinleriyle, albümleriyle yalandan saltanatları, yalandan karizmaları, yalandan güzellikleri nasıl yerle bir oluyor ey halkım…

Çünkü onlar sensiz ‘hiç’ ler…

Güç sende ey halkım…

Ama hala korkuyorsun,

kendi evinde patron onlarmış gibi yaşıyorsun,

 “Bir kişi izlemese ne olur ki?” diyorsun,

kendini önemsiz görüyorsun,

kendine inanmıyorsun,

gücünün farkına varmıyorsun,

isyan etmiyorsun…

“Bu hakarete, bu kirliliğe, bu rezilliğe katlanmam.” demiyorsun,

kalkıp televizyonu kapatmıyorsun.

İnternetin fişini çekmiyorsun.

Sistemin rehinesi gibi yaşıyorsun…

Bir akşamlık sefa için, anlık bir zevk için ekrandaki her çirkinliği hoş görüyorsun…

Bir izleyici olarak şeytani sistemin oyuncağı bu insanlara akıl almaz servetler kazandırıyorsun.

Onları zengin edip şatafatlarıyla seni aşağılamalarına izin veriyorsun…

Kusura bakma ey halkım, “Sen her şeyin doğrusunu bilirsin.” diyemeyeceğim çünkü yanlış yoldasın…

Sen ki tırnaklarınla, etinle, kanınla, canınla kazandığın bağımsızlığını, ahlaken düşük, zekaca geri bu topluluğa teslim ediyorsun ey halkım…

Oysa Allah seni özgür yarattı…

Onurlu ve şerefli yarattı ey halkım…

Ne olur unutma bunu….

 

Ben kendi adıma,

ben kendi dünyamda,

bu aşağılamalara karşı

başkaldırdım.

“Buraya kadar.” dedim…

Kendim için istediğimi, senin için de diliyorum…

Kalbindeki asalete itimadım var ey halkım ve bir gün “Yeter!” diyeceğine…

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23