• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Osman Aydın
Ali Osman Aydın
TÜM YAZILARI

Def-i İzdivaç

04 Mayıs 2017
A


Ali Osman Aydın İletişim: [email protected]

“İnsan ne yerse odur” (Çin Atasözü)

 

13 Ocak 2016 tarihinde Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde, İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bomba yüklü araç ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi. Hain saldırıda 5 kişi hayatını kaybetti ve 39 kişi yaralandı. Ertesi gün, sabah saatlerinde enkazdan bir kişinin daha cesedi çıkarıldı ve can kaybı 6'ya yükseldi. Ocaklara ateş düştü, acımız büyüktü. Facebook profilleri al bayrağımızla donandı.

Aynı gün “izdivaç” programında bekar bir bayan “En fazla 39 yaşında, boyu 1,75’ten kısa olmayan, yüksek maaşlı ….” diye evleneceği “şey”le ilgili siparişini açıkladı, Türkiye olarak dikkatle izlendi.

17 Şubat 2016’da Ankara'nın kalbine bomba yüklü araçla bir saldırı düzenlendi. Bomba yüklü araç, Genelkurmay, TBMM ve kuvvet komutanlıklarının yakınında, askeri servis aracının geçişi sırasında patlatıldı. 29 kişi hayatını kaybetti 61 kişi yaralandı. Ocaklara ateş düştü, acımız büyüktü. Twitter profilleri al bayrağımızla donandı.

Ertesi gün “İzdivaç” programında “Oktay Bey’in Lütfiye Hanım’a hayır deme sebebinin Ayten Hanım” olduğu anlaşıldı, Türkiye olarak izlendi ve rahat edildi. 

13 Mart 2016 tarihinde Ankara Kızılay'da bomba yüklü araçla bir saldırı daha düzenlendi. 37 kişi öldü, 125 kişi yaralandı.Ocaklara ateş düştü, acımız büyüktü. İnstagram profilleri al bayrağımızla donandı.

Ertesi gün “izdivaç” programında “Evdeki koltuk ve yastıkların uyumu nasıl olmalı ve evin hanımı kahveyi zamanında yapılabilecek mi? “ gibi çetin sorulara beyin fırtınasıyla cevap arandı, Türkiye olarak merakla izlendi.    

6 Ocak 2017’ de Fethi Sekin kahramanca vuruşup şehit olduğu haberi ajanslara düştükten yaklaşık on dakika sonra Türk televizyonlarında “izdivaç” programları tam gaz yayımlanmaya devam etti, Türkiye olarak keyifle izlendi. 

19 Mart 2016…

27 Mart 2016…

31 Mart 2016…

1 Mayıs 2016…

Son 1 buçuk yılda ülkede onlarca kanlı terör eylemi gerçekleştirildi. Bu eylemlerde 400’den fazla insan şehit oldu, binlerce insanda sakat kaldı. Yetim, öksüz çocuklar hıçkırıklarla Anne babalarının tabutlarına sarıldı.

Şehit babalarının içi yandı. Şehit anneleri cenaze törenlerinde fenalık geçirdi ama “izdivaç” ahalisi vur patlasın çal oynasın, alenen göbek atmaya devam etti, duyarlı Türkiye kamuoyu tarafından bağra taş basıp izlendi.

Bir damat adayı "Şehitler varken siz burada oynuyorsunuz!" diye programa suçlamada bulundu. Aşırı modern sunucu konuya girerek "Neden oynuyorsunuz? demek çok yersiz oldu. Maalesef ve maalesef hayat devam ediyor" diyerek kamuoyunu aydınlattı. Aday programı terk etti. Sunucu “Böyleleri geliyor işte napıcaksınız, iyi ki rengini baştan belli etti.” dedi ardından protesto için gelin kalkıp oynamaya başladı, Türkiye olarak kıvançla izlendi.

Bu programlarda, “Seçme ve Seçilme Hakkı”nı yanlış anlamış olabilecek “bazı” özgür kadınlar ülkenin en büyük vitrinine çıkarak gayri menkul, statü ve maaş kartı karşılığında kendini satışa çıkardı, Muhafazakarı, Kemalisti, KADEM’i, Feministiyle Türkiye olarak rahatsız olmadan izlendi.

Bu programlarda evliliğin gönüllerin değil “kriterlerin” uyuşması olduğu Türk toplumunun, ama özellikle gençlerin gözüne gözüne sokuldu, Türkiye olarak enterese olmadan izlendi. 

Mottosu, “Çiftlerin hayatlarını bütün çıplaklığıyla, en özel görüntülerle gözler önüne sermek.” olan bir evlendirme programı yayına girdi ama kimse “neden çiftlerin hayatını tüm çıplaklığıyla izliyoruz!” demedi, Türkiye olarak imrenerek izlendi.        

Eskilerden Serpil Örümcer “Programa katılıp eş aramam için bana ayda 2 bin TL teklif ettiler.” diye programdaki düzenbazlığı bas bas bağırdı, Türkiye olarak bilmiyormuşçasına izlendi. 

Eş arayan aday, “bütün program kurgu, adaylar ajanstan getiriliyor, her şey sahte” dedi, ‘O kadar kusur kadı kızında da olur’ dendi ve Türkiye olarak izlendi. 

 

“Sizin işiniz sataşıp kavga çıkarmak şeklinde yönetmen talimat veriyordu .” diye bir katılımcı itirafta bulundu ama “En azından dürüstçe söylüyorlar.” diye düşünüldü ve Türkiye olarak izlendi.

Bir psikiyatr bu programlar ” Topluma flört gözetleme hastalığı yayıyor.” dedi, “Atın ölümü arpadan olsun”cu Türkiye kamuoyu tarafından izlendi.

 “Programların 10 milyon izleyicisi var, sunucular program başı 60- 100 bin TL kazanıyorlar” bilgisi basında dolaştı, 5/3’ü fakirlik sınırındaki Türkiye kamuoyu tarafından daha bir iştahla izlendi.

Yumruklaştılar, izlendi…

Küfürleştiler, izlendi…

Kandırdılar, izlendi…

Göbek attılar, izlendi…

İstismar ettiler, izlendi…

Neyse ki 690 sayılı KHK çıktı.

Demokratı,

Kemalisti,

Muhafazakarı,

“Evet”çisi,

“Hayır”cısıyla

tüm toplum, nihayet rezalete son verilecek diye rahat bir nefes aldı.  

 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23