• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

“Silah bırakma”nın neyini tartışıyoruz ki?

01 Mart 2015
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Dün hemen tüm televizyon kanalları ve internet sitelerinde bayram gibi sunulan, töreristbaşı Apo’nun “PKK’ya silah bırakma çağrısı”, olumlu bir gelişme ise de..

Aklın emri olan, çok geç kalmış bir adım olduğunu da, kabul etmemiz gerekir.

İlaveten belirteyim..

Kusura bakmasınlar..

“PKK’ya silah bırakma çağrısı” ne kadar somut ne kadar akılcı bir çağrı ise..

“10 madde halinde özetledikleri metin” de, o kadar akıldan, pratikten, çözümden uzak, soyut bir anlatım.

Şahsen ben, Başbakan Yardımcısı’nın yanındaki koltukta, mahalle kabadayısı tarzı ile oturan Sırrı Süreyya Önder’in ağzından aktarılan “10 maddelik metin”den, hiçbir şey anlamadım..

“Hem gerçek bir demokrasinin hem de büyük barışımızın temel omurgasını teşkil edecek olgusal başlıklarımız şunlardır” denilerek maddeleştirilen 10 nokta, soyut ifadelerle dolu..

1. ve 10. maddeyi aktarayım, konunun pratikten ne kadar kopuk olduğunu siz de görün:

“Demokratik siyaset tanımı ve içeriği..”

“Bütün bu demokratik hamle ve dönüşümleri içşelleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa.”

Ne şimdi bunlar?

Bizim tartıştığımız, günlük hayatımızda sorun olarak gördüğümüz konu ile bunların ne alakası var?

İhtilaf basit..

Büyük harflerle yazayım ki..

“Sen de edebiyat yapıyor, lafı dolandırıyorsun” denilmesin..

“Ülkede hoşumuza gitmeyen bir yanlışlık gördüğümüzde, elimize silah alıp kavga mı EDECEĞİz? 

Yoksa, o haksızlığı düzeltmek için mahkemeye Mİ MÜRACAAT EDECEĞİZ. OLA Kİ MAHKEMEDE DE haksızlık DÜZELMEZSE, seçimleri bekleyip, yeterli oyu aldığımız takdirde temsilcilerimiz vasıtası ile mi YANLIŞLIĞI DÜZELTECEĞİZ..”

İşte şu anki sorun bu..

PKK’nın yaptığı neydi?

“Kürtlere haksızlık yapılıyor. Biz de bu haksızlığı düzeltmek için, elimize silahı alıp, asker-polis vura vura, hakkımızı alacağız.”

“Haksızlık vardı-yoktu” ayrı bir tartışma..

Haksızlık var olsa bile, PKK’nın yaptığı yanlış idi.

Dün de yanlıştı.

Bugün de yanlış.

Hatta.

Dünkü Türkiye’de.. Bazı haksızlıklar gerçekten, inadına inadına yapıldığı için..

PKK’nın silaha sarılması “bir defa” yanlıştı..

Bugün birçok haksızlık giderilip, küçük yanlışlar için de kimse hatada ısrarcı olmadığına göre..

Bugün artık, PKK’nın silaha başvurması, “on defa” yanlış!

“Silahı bıraktık” diyeceksiniz..

Olup bitecek..

Yok “demokratik siyaset tanımı yapılacak”mış da.

Yok “demokratik dönüşümleri içselleştiren anayasa yapılacak”mış da..

Ölme eşşeğim ölme..

Gördük, anayasa çalışmanızı..

3 sene boyunca, saatlerce çalışma yaptınız..Ne oldu, bir sonuca vardınız mı?

Varabilir misiniz?

Ortada silah dururken, nasıl mutabakata varacaksınız? 

Silahı atarsanız.. Sorun çözülür..

Ya uzlaşırsınız.

Ya da uzlaşamadığınız noktaları, “Bu hakkımı mahkemede alacağım”, “Seçimde halkın desteğini daha fazla alarak, Meclis’te daha yüksek sayıda temsil edilerek gerçekleştireceğim” diyerek çözmeye çalışırsınız..

Bundan ötesi var mı?

Olay bu kadar basit..

Günlük hayatımızda da..

Ne zaman ciddi bir konu tartışılırken.. Soyut anlatımlar çoğalmışsa.. 

“Dilinin altındaki baklayı çıkart hele” deriz.

Burda da aynısını söyleyelim..

Bu kadar soyut anlatımların sonrasında, “Dilinizin altındaki baklayı çıkartın hele” dememiz gerekir.

Bunun arkasında, “Apo’nun cezasında indirim isteği..”

“Cinayetlere karışmış teröristlerin cezalarının kaldırılması” talebi varsa..

Kimse kusura bakmasın..

“Silahı”, “asker/polis öldürmeleri”ni unutacağımız, 8-10 yıllık bir süreç yaşanmadan, kimse böyle bir gelişme beklememeli..

“PKK ile uzlaşılmamalı, çatışmaya devam edilmeli” demiyorum..

“10 maddelik planın hiçbir anlamı yoktur” demiyorum..

Ama, hata eden, dış güçlerin oyununa gelerek eline silah alan örgütün..

Cezasını büyük oranda çekmesi lazım..

Böylece, farklı örgütlerin de, “Mesele, silahlı mücadelede güçlü olmaktır. Güçlü olursak, bize bir şeycik olmaz. Devlet ceza vermiş olsa bile, cezamızı kaldırır. Yeter ki biz baskın çıkalım, güçlü olalım” hevesini kırmış olur.

Çözüm tarzımızda bir haksızlık var mı?

“Kürtlerin şu hakkı verilmemeli, bu hakkı ertelenmeli” diyor muyuz?

Hayır.

Siyasi iktidar, tüm etnik kesimlere, tanınması gereken tüm hakları tanımalı.

Tanınmayan hakları, hak sahibi olduğunu iddia edenler, yerel ve yüksek mahkemeler nezdinde talep etmeli.

Yine alamazlarsa, seçimde iktidara gelip, milletvekilleri eli ile, o hakları hayata geçirmeli..

Bunun dışında bir yol yok.

Ele silah alıp, masum insanları öldürerek, hak talebinde bulunmak yok..

O devirler kapandı artık.

Kapanmalı artık..

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23