• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Oruçlunun yüzüne de üflemeyin, oruçsuzu da dışlamayın!

27 Mayıs 2017
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 Nasıl bir Ramazan umuyorum?

Ramazan’ların klasik haberinden uzak bir Ramazan..

Nedir o?

“Oruç tutmuyor diye, sopa ile dövdüler!”

Aman Yarabbi!

Bu ülkede kim, bir başkası oruç tutmuyor diye, onu dövmek ister?

Hem de sopa ile?

Hafsalam almıyor..

Yine ısrarla “Örneği var” diyenler çıkarsa..

Kabul etmediğimi söyleyeyim..

Ama..

Kavganın sebebi, “Oruç tutmuyor” diye değil de..

“Kapalı mekanda sigara içiyordu, bir de bulunduğum tarafa doğru üfledi, sinirlerime hakim olamadım” gerekçesi ise..

İşte orada duralım..

İki tarafa da tavsiyede bulunalım.

Nasıl bir Ramazan özlediğimizi hatırlatalım..

Ramazan günü, oruçluların arasında sigara içen.. Ve hele hele oruç tutanların rahatsız olabileceğini düşünmeden dumanını üfleyenlere “Ayıp kardeşim” diyelim..

“Günah kardeşim” diyeceğim ama..

Oruç tutmadığına göre, o noktada farklı düşünüyor olmalı..

Ama başkasının orucuna zarar vermeye de hakkınız yok..

Bu sigarasını tüttürene söyleyeceklerimiz..

Bir de, yüzüne sigara dumanı üflendi diye, sinirlerine hakim olamayan oruçluya tavsiyede bulunalım..

Boşver kardeş..

O üflesin..

Bilinçli yapılmayan hiçbir davranışın, oruca zararı olmaz..

Kaldı ki, sen oruçlusun..

Sadece yememek içmemek üzere değil..

Kötü davranışta bulunmamak..

Kötü söz söylememek..

Kötü düşünmemek..

Hepsi için oruçlusun..

Bir defa üflendi..

İkincisine fırsat vermeden, sen o mekandan ayrıl..

Nazın geçen birisi ise..

“Kardeş, yaptığın yanlış. Bak biz burda oruçluyuz” de..

Bununla yetin..

Bunları söylüyorum diye..

Kimse durumdan vazife de çıkarmasın..

“Bak oruçluların, oruç tutmayanları dövdüğünü kabul etti” moduna geçmesin..

Bu tür tartışmalarda genelde yaşanılan şudur:

Oruç tutmayan, sigarasını normal zamandaki gibi saygısızca içmeye devam eder.. Kapalı mekanmış, rahatsız olan çıkabilirmiş, hiç dikkate almaz..

Oruç tutan da, küçük bir itirazla bir şey olmaz gibisinden ortaya bir itiraz atar..

Ardından..

Oruç tutmayan, “Ne yani, biz kafir miyiz” diye muhabbete başlar.

Diğeri “Kafir olsan da olmasan da oruç tutmuyorsun ya” der.

Ardından tartışma gittikçe kızışır..

Gittikçe alevlenir.

Sonrasında..

Tartışmanın ilk çıktığı an unutulur, son aşamada “Sen bana küfür ettin, ben sana vurmadım”a döner..

Onun için..

Tartışmadan uzak kalmak için..

Oruç tutmayan, biraz düşünceli olsun..

Oruç tutan da, hakkıyla orucunu tutsun, sabırlı olsun!

Nasıl bir Ramazan umuyorum?

Riyakarlığın olmadığı bir Ramazan..

Kendinden daha itibarlı insanların yanında, onlar oruç tutuyor diye, kendisi oruç tutmadığı halde oruç tutuyormuş görüntüsü verip.

Kendisinden daha az itibarlı insanların içine girdiğinde ise, oruç tutmadığını deklare eden riyakarlıkların kol gezdiği değil..

Herkesin, ne ise, onu söyleyebildiği, takıyye yapmadığı bir Ramazan..

Gerçeği herkesin yanında söyleyebilen insanlarla karşılaşacağımız bir Ramazan..

Menfaatine göre, iki dakikada değişen söyleme soyunmadan..

Oruç tutuyorsa (karşılığını Allah’tan bekliyor olsa da), halk nazarında da bunu gizlemeyen..

Oruç tutmuyorsa, bunu da söyleyebilen (ama bu arada oruç tutanlara da saygısızlık etmeyen) insanlarla karşılaşacağımız bir Ramazan..

İstatistikler, Ramazan aylarında fuhşiyat, içki tüketimi vesair kötü alışkanlıkların asgariye indiğini gösteriyor..

Bu konuda biraz daha hassas olduğumuz bir Ramazan’ı yaşamayı umuyorum..

Çocukluğumda Beyoğlu ilçesinde ikamet ediyordum..

İstiklal Caddesi’ni.. Gezi’cilerin çıkış noktası olan Taksim’i iyi bilirim....

Çok yaşlı sayılmam ama..

1970’li yıllarda dahi..

Meyhanesi bol bu semtteki birçok içkili mekanın kapalı olduğunu bilirim..

Ki o tarihlerde belediye, CHP’nin elinde idi.

Meyhane de işletseler, “Tamirat sebebi ile kapalıyız” tabelası asar, Ramazan’a saygılarını ifade ederlerdi..

(Bir başka rivayete göre de.. Ramazan ayında müşterileri azaldığı için, masrafları kurtarmıyor diye, çalışanların izinlerini o ayda kullandırıp, durumu kurtarıyorlardı.)

Kimseye, “Oruç tut, tutma” diye bir zorlama yapma imkanımız olmadığı gibi..

Kimseye “İçkili mekanını kapat” deme imkanımız da yok.

Ama..

Gerek o mekanlara gidenler..

Gerekse o mekanların sahipleri de..

Osmanlı dönemindeki gayrimüslimlerin, Müslüman komşularına saygı gereği açıktan yemek yemedikleri, herhangi bir şey içmedikleri gerçeğinden de hareketle..

Mümkün olduğu nispette, içkili mekanlarını, eski dönemlerdeki gibi tatile girmesi, şık bir hareket olur herhalde..

“Ramazan’dan sonra açıp, insanları zehirlemeye devam edebilirler” diyecek değilim..

Ama Ramazan’ın da, hepimizin hayatında az veya çok, bir değişiklik izi bırakması gerekmez mi?

• 

Türk Hava Kurumu’nun, fitre ve zekat toplamadığı bir Ramazan’ı umuyorum....

THK, bağış talep etsin..

Yardım istesin..

Ama dini kavramları kullanmasın..

Kimlere verileceği, ayetlerle sabit olan “zekat”ı toplamaya kalkışmasın..

Kimlere verileceği dini kaynaklarda gösterilen fitreyi toplamaya kalkmasın..

Çünkü THK’nın, zekat ve fitreyi, dinin gösterdiği alanda kullanma imkanı yok..

Böyle bir derdi de yok..

Onun derdi, uçak kullanımını öğretme..

Orman yangınlarını söndürme..

Vs..

“Bunlar yapılmasın, bunlar günah işler” demiyorum.

Bunlar da yapılsın..

Ama “fakirin hakkı” olan, “zora düşenlerin hakkı” olan “zekat”ı, kimse bu faaliyetlerde kullanmasın..

O faaliyetler “güzel” işler de olsa..

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23