• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Öğrencilerin kaldığı yurtlar kapanınca, rahatlayacak mısınız?

28 Ağustos 2019
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na Ekrem İmamoğlu seçildi..

Kimlerin oyları ile seçildi?

Tabii ki en başta CHP’liler..

Ama onları tartışmamıza gerek yok.. CHP’liler zaten, kendi partilerinin adaylarına oy vereceklerdi.

Önemli olan, CHP’li olmadığı halde, CHP’nin adayına oy verenler..

Onlar kim?

AK Parti içinde kendisine yer bulamayanlar..

AK Parti içinde kendilerine bir dönem yer bulup, sonra hakkettiklerini iddia ettikleri iltifatla karşılaşmadıkları için, “Siz görürsünüz” diye ders vermeye kalkanlar..

Dindar mahallede kendilerinin hatalarını tolere edenlere sırtlarını dönüp, kendilerini sürekli suçlayanlarla birlikte hareket edebilecek kadar ilkesizleşen gruplar..

vs..vs..

Belki haksızlık olacak ama..

Diğerlerinin somut isimleri yazılmadığı halde, son vereceğim grubun ismini de yazdığım için, sanki bir önyargım varmış gibi görünecek ama..

Elle tutulur, gözle görünür rakamı, onlar  kendi elleri ile ortaya koyduklarından aktarmak zorundayım, Saadet Partisi teşkilatı..

31 Mart seçimlerinde, İstanbul’da ilçelerde SP’li başkan adaylarına oy verenlerin toplamı 200 bin iken..

Aynı gün, aynı sandıkta oy kullanılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında, SP’li adaya verilen oy sayısı 100 bin idi..

SP’li 100 bin oy buhar olmuştu..

Veya, yaygın söylemi ile büyük kısmı CHP’li adaya gitmişti..

Seçim yenilenince..

Binali Yıldırım’ın tüm gayretlerine rağmen, SP’li aday ısrarla propagandasını AK Parti muhalefeti üzerinden kurgulamış ve sonuçta SP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde kendi adayına çıkan oy, 23 Haziran’da ise 50 bine inmişti..

İlçe belediye seçimlerine göre 150 bin, 31 Mart’a göre 50 bin SP’li seçmen, kendi adayına oy vermemişti..

Kime oy verdiklerini, gönüllerinden kimin geçtiğini, onların açıklamalarından gördük: CHP’nin adayına..

Şimdi, seçimin üzerinden iki ay geçti..

“İsrafı önleyeceğiz” edebiyatı ile seçilen, SP’li kardeşlerimizi bile, “Ne istiyorsunuz, israfçı bir partiye mi, yolsuzluk yapan bir partiye mi, lüks ve mevki peşinde koşan adayların partisine mi oy verelim” diyerek, AK Partililerin üzerine saldırtıldığı seçim atmosferi geçti..

CHP’ye yakın gazetelerde, “yandaş vakıflara belediye imkanları peşkeş çekiliyor, onlar da şahsi menfaatleri için belediye imkanlarını yiyorlar” propagandası yapıldı.. 

Seçimlerden açık farkla CHP’li aday önde çıktı..

Şimdi icraata başlandı..

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan dün bir açıklama yapıldı..

Ben açıklamada, genel olarak israf ile ilgili, özelde de belediyenin vakıflarla ilişkisi konu alındığı için, haksız yere para aktarılan, şahsi menfaatler için kullanılan belediye imkanlarının seçim öncesinde yapılan duyurularının ayrıntılarını görmek istiyordum..

Seçim öncesinde durduğum nokta açısından “Elhamdülillah” demeliyim..

“İftiralara kapılmamıştım, haksız isnatlara prim vermemiştim, destek verdiklerim de beni utandıracak bir icraata imza atmamışlar” demeliyim..

Ama aldanan birçok insan, ucuz söylemlerle kendi yol arkadaşlarını suçlayan birçok dindar adına söylemek gerekirse, maalesef dünkü açıklamada, seçim öncesindeki suçlamaların hiçbirisi ile ilgili tek bir ayrıntı yoktu..

Dünkü açıklamada şunlar deniliyordu:

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bazı vakıf ve derneklerle olan işbirlikleri, kamuoyunda tartışma konusu olmuştur. İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla bir süre önce bu dernek ve vakıfların İBB ile olan çalışmaları üzerine inceleme başlatılmış ve incelemeler derinlemesine devam etmektedir. İncelemeler sırasında çok sayıda vakıfla, protokoller kapsamında veya şifahi görüşmeler yoluyla, yurt inşaatları, bina kiralama, bakım-onarım tadilatı, ulaşım-yeme-içme, proje, diğer yardımlar ve tefrişat gibi kalemlerde maddi işbirlikleri tespit edilmiştir. İlk incelemenin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi, aralarında Ensar Vakfı, TÜRGEV, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, TÜGVA, Daru’l Fünun İlahiyat Vakfı, Hoca Ahmet Yesevi Vakfı bulunan vakıflarla arasındaki protokolü fesh etme kararı almış ve protokolleri iptal etmiştir.” 

Nerde yandaşlık?

Nerede avanta?

Nerede israf?

Nerede vakıfları yöneticilerin menfaati için kullanma?

Nerede.. Nerede? Nerede?

Büyükşehir Belediye Başkanlığı, kendi açıklaması ile kendisi itiraf ediyor: 

“Yurt inşaatları” yapılıyormuş..

Dindar kardeşlerimize, SP’li kardeşlerimize soralım..

Öğrencilere yurt yapılması, sizi rahatsız mı etmişti?

Belediye açıklamasında belirtiliyor:

“Bina kiralama, bakım-onarım tadilatı”..

Kiralanan binada ne yapıldığı belirtilmiyor ama, bakım onarımı yapılan binalar hangi amaçla kullanılıyormuş açıklanmıyor ama, vakıf amacı dışında bir iş yapılsa, kökten vakıf ile işbirliğinin iptali yerine, o binanın geri alınması sözkonusu olmalı idi..

 Demek ki, binalar mülkiyeti ile vakıflara verilmiyormuş, kiralanıyormuş.. Demek ki, vakıflara para nakit olarak verilmiyor, görülen hizmette belediye katkı sunuyor, onarım masrafları karşılanıyormuş..

Demek ki, seçim öncesindeki propagandalar, yalan imiş.

Dünkü açıklamada başka ne deniliyor: “ulaşım-yeme-içme, proje, diğer yardımlar.”

Var mı, nakit şu kadar para yardımı?

Yok..

“Ulaşım, yeme-içme” masrafları..

Büyük ihtimalle, yurtlarda kalan öğrenciler için yemek yardımı, etkinlikler için ulaşım masrafları..

Yani, vakıf amacına uygun, hizmetler..

Vakfı yöneticilerinin cebine girecek şekilde yapılmış tek bir uygulama yok..

Vakıf yöneticilerinin, vakıflardan, dolayısı ile belediyeden nemalandığı tek somut bir tespit yok..

Ama dünkü bu açıklamanın haberini bile, o solak medya, şöyle verdi:

“Anlaşmaların feshedildiği TÜRGEV ve TÜGVA vakıflarının yönetiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çocukları da bulunuyor.”

Erdoğan’ın çocukları da bulunuyor doğru..

Ama.. Bu bulunma, onların mesailerini bedelsiz karşılama, hayır için çalışma şeklinde mi?

Yoksa menfaat temin etme şeklinde mi?

Hayırda-iyilikte görev almak için, Erdoğan’ın çocuklarının bir vakıfta bulunması, nasıl çarpıtılıyor!..

Haydi seçim öncesinde, adamınızı kazandırmak için bin tane iftira atmıştınız. Dindar mahalledeki insanları da, kıskançlıklarını tahrik ile kullanmıştınız.

Şimdi hâlâ, o iftiralara niye devam edersiniz?

O ahlaksız suçlamalardan sonra, “Erdoğan’ın vakfına 570 milyon para” başlıklarını attıktan sonra, şimdi yapılan belediyenin açıklamasındaki, “öğrenci yurdu yapımı, kiralaması, onarımı” itirafları, o güruhun acaba bir tanesinin bile, yüzünü kızartacak mı?

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Okur

Büyük ihtimalle başlayıp kesin kanıya nasıl varsınız. Bence çok iyi olmuş devlet öğrenciyi kendi barindirsin. Öğrencilerden ücret alınıyor mu. KYK kurumundan öğrenci başına bir para alınıyor mu.

Süleyman Sırrı Dinçer

İstanbul-Ankara..ve..diğer..Büyük..şehirleri..Dindarların..yani..bizlerin.."ahmaklığı"..ile..kaybettik..Yazık..ki..yazık..
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23