• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Müfteriler artık hesapsız saydırmasın!

28 Ağustos 2014
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Tayyip Erdoğan karşıtlarına, benden dostane bir uyarı..

Artık eski dönem bitti.

Artık o, Cumhurbaşkanı.

Bugünkü yeminle birlikte, resmen cumhurbaşkanı oluyor.

O andan itibaren, hakaret etmek, eleştiri adı altında çaktırmadan iftira-miftira artık yok..

Çünkü o, yemin ettikten sonra, artık bir siyasetçi değil.

O bir cumhurbaşkanı..

Dolayısı ile, ne ceza davaları açısından, ne de hukuk (tazminat) davaları açısından, eski rahatlık artık yok.

Bugüne kadar, her türlü hakaret yapılıyordu..

Hakaret ne demek!

İftiralar atılıyordu.

Suç niteliğinde isnatlar yapılıyordu..

Çok kızdığında, Tayyip Erdoğan tazminat davası mı açtı?

“Efendim, muhatabımız bir siyasi partinin genel başkanıdır. Eleştirilere katlanması zorunludur. AİHM kararları da bu yöndedir” dediniz mi!..

Mahkemeler kararı basıyordu: “Her ne kadar davacıya hakaret edilmiş ise de, AİHM kararları ve müstakar Yargıtay içtihadları gereği, siyasilerin sert eleştirilere de, şok edici açıklamalara da katlanması zorunlu olduğundan, tazminat talebinin reddine ..”

Hakaret eden, hatta küfür eden veya iftirada bulunan için ceza soruşturması mı açılmış?

Aslında Başbakanlık makamında oturan kişi için, kamu görevlisi olması hasebi ile, soruşturma açmak şikayet şartına bağlı değildi ama.. Re’sen (kendiliğinden) soruşturma açılması gerekiyordu ama.. 

Uygulamada bu pek işlemiyordu. 

Şikayet edilirse soruşturma açılıyordu.. O soruşturma da, yine AİHM kararları ve Yargıtay içtihadları gerekçe gösterilip, “Mağdur olan Başbakan, aynı zamanda bir siyasi partinin genel başkanıdır. Siyasi partilerin genel başkanlarının siyasi kişiler olduğunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Siyasi kişilerin eleştirilmesinde kamu yararı bulunduğundan ...” diye başlayan uzun ve klasik gerekçelerle sonuçsuz bırakılıyordu..

Artık bu dönem bitti.

Artık ne açılan tazminat davasında, “Davacı siyasi bir kişilik olup ..” deme imkanı var..

Ne de “Mağdur Başbakan’ın usulüne uygun verdiği bir şikayet dilekçesi bulunmayıp ..” denilecek bir durum sözkonusu!..

Artık, hiçbir şikayet dilekçesine gerek kalmadan.

Hatta “Dava açılmasını istemiyorum” denilse bile..

Dava açılıp, “siyasi eleştiri” mavalları okunmadan, mahkumiyet verilmesi gereken bir dönem başlıyor..

 •

İşin ciddiyetini aktarmak için, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddesini vereyim:

“Cumhurbaşkanına hakaret

 Madde 299- (1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/35 md.) Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.”

Gördüğünüz gibi, öyle şikayete-mikayete gerek yok..

“Kamu görevlisi miydi, özel sebeble yapılan hakaret miydi” diye araştırma yapmaya gerek yok.. Beraat için mazeret üretmeye de imkan yok..

Sadece, Adalet Bakanlığı’nın izni gerekiyor..

O kadar.

Yetkili savcı, soruşturmayı direkt açıyor..

Açmayan savcı, görevini ihmal etmiş oluyor..

Ardından da savcı, Adalet Bakanlığı’ndan izni isteyip, aldığında iddianameyi düzenliyor..

Süreci ben hatırlatmış olayım..

Eski alışkanlıklarını sürdürme meyillisi dost-düşman herkes öğrensin..

Öğrensinler ki, sonra, “Özgürlük yok mu? Nasıl bir ülke bu?” falan demeye kalkışmasınlar..

Kanun böyle..

Cezası da; halka açık olmayan bir yerde bile hakaret edilse, asgari bir yıl..

Aleni işlendiğinde ise, 1/6 artırımı var.

Yani halkın gözünün önünde yapılacak hakarette asgari ceza 14 ay..

Bir hatırlatma daha yapayım..

Kökten Erdoğan karşıtları, yine de iyiler..

Ya biz ne çektik, önceki cumhurbaşkanları döneminde?..

Süleyman Demirel döneminde..

Necdet Sezer döneminde?

O zamanki ceza, daha fazla idi..

Süleyman Demirel’in döneminde, “Yeter artık Nemrut” diye manşet atmıştık da..

Ne çektiğimizi, ne biz anlatalım, ne de siz dinleyin..

Açılan davada istenilen ceza, asgarisinden 16 aydan başlıyordu. 4.5 yıla kadar artırılması da muhtemeldi..

Öyle ki, o zamanki düzenlemede, ima yoluyla hakaret bile suçtu.

Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığının ilk yıllarında da aynı düzenleme yürürlükte idi..

2005’te, AK Parti kanunda değişiklik yaptı. 

Suçun basın yolu ile işlenmesi halinde, artırım oranı “üçte bir oranı” yerine “altıda bir oranı”na indi.

Yani ceza artık, asgarisinden 14 ay oldu..

İma yoluyla hakaret de suç olmaktan çıktı..

Ama açıkça söyleyeyim, son 8 aydır, Tayyip Erdoğan için yazılanların tamamı, yeni kanun sisteminde de dört dörtlük suç niteliğinde..

Dolayısı ile, 14 ay hapis cezasını göze alan, istediği hakareti yapsın..

Ama sonra, “Biz bilmiyorduk. Biz eski dönemdeki gibi, ‘Siyasi eleştiridir’ savunması yapar, kurtuluruz sanmıştık” numarasına yatmasın!

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23