• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Mehmet Keleş dede, bize devlet yapısını özetledi!

02 Ekim 2014
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Mehmet Keleş dedeyi, artık hepimiz tanıdık.

Konya’da bir otobüsün çarparak ölümüne sebebiyet verdiği “kimsesiz” zannedilen dede..

Bankada 1 milyon liranın üzerinde parası olduğu ortaya çıkınca, akrabaları el üstünde tutuyor, herbiri TV ekranlarından dövünerek, bu yakın akrabası ile ilgili sempatik sözler sarfediyor..

Konu Mehmet Keleş dede veya onun sonradan ortaya çıkan akrabaları değil..

Hayatın gerçeği..

Bu örnek, dünya kurulalı, kaç yüz milyon, kaç yüz milyar defa tekerrür etmiştir acaba?

“Karşındakini gariban görüp, önemsememe..

Sonra menfaat ümidi ile, yakın görünme..”

Yani.. Olaylara sadece dünyevi gözlükle bakma..

Devlet işleyişi açısından da, Mehmet Keleş dede üzerinden, çok ciddi dersler çıkarmamız lazım..

Hukuk devleti olamadığımızı.

Tüm iyileşmelere rağmen, devletin hantal yapısının hâlâ sürdüğünü..

Kanunların rafta durduğunu..

Sosyal devlet olamadığımızı bire bir görüp, yeniden yapılanmayı gerçekleştirmeliyiz.

Diyeceksiniz ki..

“Uçmuş gitmişsin Ali Bey..

Kendi halinde bir dede.. Sıklıkla karşılaştığımız üzere, dilencilik yaparken, ipin ucunu kaçırmış, işi para kazanmaya dönüştürmüş.. 

Bu sıradan örnek üzerinden, neler icat ediyorsun öyle!

Nerden çıkarttın bunları.. Ne anlatıyorsun sen?..”

Ben iddialıyım..

Bilim adamları, bu örnek üzerinde durmalı.

Hukukçular durmalı.

Bürokratlar durmalı.

Yardım kuruluşları durmalı..

Çünkü hepimizin, bu örnekten çıkaracağı çok dersler var..

Önce hukuki durumu söyleyeyim.

Mehmet dedeye Allah’tan rahmet diliyorum.

Para kazanmak için, kötü niyetle dilencilik yaptığını sanmıyorum.

İhtiyaç için para toplarken.. Sonunda nefsine uymuş olmalı.. Dilencilik, kendisinde hastalık haline gelmiş olmalı..

Çünkü, ihtiyacından fazlasını alıp, bankaya götürüp yatırmak.. Sağlıklı bir düşüncenin ürünü değil.

Ama, şuna bakalım biz: Böylesi bir ihtimale karşı, kanun ne tedbir almış?

Kabahatler Kanunu’nda, konu şöyle düzenleniyor:

“Dilencilik

Madde 33 - (1) Dilencilik yapan kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca, dilencilikten elde edilen gelire elkonularak mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilir. 

(2) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezasına ve elkoymaya kolluk veya belediye zabıta görevlileri, mülkiyetin kamuya geçirilmesine mülkî amir veya belediye encümeni karar verir.”

Hayır, Mehmet dedeyi mezardan çıkarıp, ceza kesme peşinde değilim..

Zaten kanunen de ölü kişiye ceza kesilemez.

Ama..

Dilencilikten elde edilen gelirin, hele hele böylesi yüksek miktardaki bir malvarlığının.. Kamuya geçmesine yönelik kanundaki bu düzenlemenin uygulanmasını hatırlatmak da, vazifemiz olsa gerek.

Sonuçta o para, emekle kazanılmış değil..

Ne Mehmet dedenin alnının teri ile kazandığı bir para..

Ne de, akrabalarının “Ah dayıcığım” diyerek, hissedar olabilecekleri bir para..

Hiç kimse, “Bankadaki o hesap, akrabamız Mehmet Keleş’in üzerine. Ben de onun yeğeni olduğuma göre. O parada benim hissem var.. Kimse bu paraya dokunamaz. Ben hayatta iken, Mehmet dedeye, selam bile vermemiş olmam, mirasına konmama engel değildir!” dememeli.. Diyememeli. 

Diyeceklere güzel bir ders verilmeli..

Sadece Mehmet Keleş örneğinde değil..

Bütün örneklerde..

Sadece dilencilikte değil. Uyuşturucu ile elde edilen servetlerde.. Kaçakçılıkla elde edilen malvarlıklarında..

Bürokratlar bu olaydan ders çıkarmalı..

Sokakta kim var, kimler muhtaç, kimler ihtiyacından fazlasını topluyor, ilgilenmeliydiler..

Mehmet dedenin muhtaçlığını bilmedikleri için, onun ihtiyacından fazlasını topladığından da haberdar değiller..

Sonuç şu: Sosyal devlet olamamışız..

Mehmet dede muhtaç iken, devlet olarak ondan haberdar değilmişiz. Mehmet dede milyoner olmuş, yine haberdar değiliz.. 

İnsanları, kendi elimizle, yanlışa-günaha itmişiz..

Bu örnekle, devletin uyuduğunu da görmüş olduk..

Yok fişlenmeler. Yok dinlemeler. Yok şu, yok bu..

Bankada 1 milyon lira parası olan kişinin, ne iş yaptığını, bu parayı nerden elde ettiğini, demek ki devlet bilmiyormuş!

Tabii ki “hafiye devlet” istemiyoruz.

Ama, hiçbir geliri olmayan bir kişinin, 1 milyon TL parası olduğundan habersiz bir devlet de istemiyoruz.  

Bu kadar uykucu devlet de istemiyoruz..

Şimdi ne yapılmalı?

Bankadaki o hesaba yatan paraların ekstresi çıkartılıp..

Gerçekten Mehmet dedenin çalışmadığı tarihlerde.. Dilencilik vasıtası ile topladığı paraları bu hesaba yatırdığı ortaya çıkıyor ise..

O paralara el konulup..

Sosyal amaçlarla, devlet tarafından harcanmalı..

Yetkililer uyarılmalı..

Böyle kimsesizler öldüğünde değil..

Onlar hayattaki iken de, ilgilenilmesi sağlanmalı..

Hem ihtiyaçlarının karşılanması açısından..

Hem de ihtiyaçlarını üzerinde yardım toplamalarının önünün kapatılması için.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23