Madımak-Başbağlar ve Gergerlioğlu için bir test!
Her 2 Temmuz’da, sol mecraların adet haline getirdikleri tekrarları dinler, muhafazakar tv kanallarında bile dillendirilen iftiraları bir daha, bir daha izleriz.
Olayların başını anlatmazlar..
Kimler, niçin gösteri yapmışlardır, söylemezler..
Olayların ortasını çarpıtırlar..
Gösterilerle, Madımak otelini yakanlar arasında bir bağ olmadığı halde, ölenlerin sorumluluğunun göstericilerde olduğunu iddia ederler..
Sonunu ise, tamamen gerçeklere aykırı şekilde dizayn ederler..
Protesto hakkını kullanmak isteyen insanlardan 33 kişiyi, anayasal düzeni cebren değiştirmeye kalkışmakla suçlayıp, idama çarptırdıkları ile yetinmeyip, o gün Madımak oteli önünde olan 10 bine yakın insanın da tek tek tespit edilip, aynı cezaya çarptırılmalarını isterler..
Ama iş kendilerine gelirse..
“Gösteri yapmak haktır”, “Protesto hakkı, anayasal temel haklardan birisidir” derler..
Sorsak, “Sivas’ta, Madımak oteli önünde Aziz Nesin’i protesto edenler, anayasal temel haklarını kullanmıyorlar mıydı?” diye..
Verecekleri cevapları yoktur..
Sorsak:
“İki tane üniversiteli öğrencinin, Kredi Yurtlar Kurumu’ndan kendilerine yurt çıkmaması gerekçesi ile gösteri yapmaları haktır da..
Ülkenin % 95’inin kutsal ve günahsız kabul ettiği bir peygambere hakaret içerikli bir kitabı Türkçeye çevirip yayınlayan Aziz Nesin’i protesto etmesi, hak değil midir?”
Makul bir cevap veremezler.
“Protesto haktır, ama otel yakmak hak değildir” diyorlarsa..
İşte biz de, aynen onu söylüyoruz..
“Oteli yakanları bulun, cezalandırın.. Ama Aziz Nesin’i protesto edenleri bırakın..” diyoruz..
Bu net çağrımıza rağmen, ateist solcular, Ali’siz aleviliği topluma dayatmaya çalışan yasakçılar ne yaptılar?
Şimdi bizlerle helalleşmek isteyen CHP’nin (o tarihde SHP) koalisyon ortağı olduğu hükümetin yargıya müdahalesi ile..
Ki, hatırlatalım: CHP’li Erdal İnönü Başbakan yardımcısıdır..
CHP’li Seyfi Oktay, Adalet Bakanı’dır..
Oteli yakan gerçek suçluları kaçırdılar..
Anayasal hakkını kullanarak Aziz Nesin’i protesto eden masum insanları ise, “oteli yakmak”la suçladılar..
Yetinmediler, protesto hakkını kullanan masum insanları “Anayasal düzeni cebren değiştirmeye teşebbüs etmek”le suçlayıp, idam cezası verdirdiler..
Apo için idam cezası kaldırıldığında, Sivas mağdurları da, idam edilmekten kurtuldu, ama ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezaevinde kalmaya devam ediyorlar..
Solcular bunu yapıyorlar da..
Kendilerini dindar olarak topluma takdim edenler niye, solcuların söylemlerini tekrarlıyorlar?
Mesela HDP’den milletvekili olunca, eski yıllardaki söylemini değiştiren Ö. Faruk Gergerlioğlu..
MazlumDer’de görev yaparken, Sivas mazlumlarının yeniden yargılanarak gerçeğin ortaya çıkarılmasını isteyen Gergerlioğlu, şimdi PKK’nın uzantısı HDP’de siyaset yapmaya başlayınca..
Onların borularını öttürmeye başlamış ve kanun teklifi hazırlamış..
Teklif ne:
“2 Temmuz 1993 Sivas Katliamında Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü İlan Edilmesi Hakkında Kanun Teklifi.”
Versin…
Bir sorun yok..
Ölenlerin anılmasına itirazım yok..
Ama kanun teklifinin gerekçesinde, “2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal Kültür Şenlikleri öncesinde, haftalarca nefret ve düşmanlık içeren bildiriler dağıtılıp Sivas’a gelecekler hedef göstermişti. Öfkenin odağında Aziz Nesin vardı. Nesin günlerce kentte dağıtılan bildiriler ve yerel haberlerle hedef gösterildi” derseniz..
Ateist Aziz Nesin’in nefret söylemini, İslam’a, peygamberlere hakaretlerini hiç söylemeyip, sanki durup dururken Sivaslılar Aziz Nesin’e gıcık olmuşlar, onu protesto etmişler gibi algı oluşturmaya çalışırsanız, yalan söylemiş olursunuz..
Gerçekleri tahrif etmiş olursunuz..
Gözaltına almaya gelen polisleri görünce (Bir yıl önce birebir yaşanan bir olaydır. Gergerlioğlu, o tarihte bir mahkumiyeti sebebi ile polisler kendisini almaya geldiğinde, sırf ibadetini yapmak isteyen birisine, polis zor kullanıyor istismar söylemine başvurmak için, “abdest almak istiyorum” demişti) abdest almaya gitmenizi dini istismar olarak görenleri haklı çıkartmış olursunuz..
Hatta devamında bir de şunu söylerseniz, doğruluktan, dürüstlükten hepten ayrılmış olursunuz:
“1993’teki Sivas Katliamı’nda olaylar doğrudan lince dönüşmüştür. Bu linç vakaları sonunda maalesef halen Türkiye’de kolektif bir yüzleşme girişimi veya utanç olmamıştır. Hatta bu suçlu kişiler kahramanlaştırılmaya devam ediyor. Bu da insanlara yanlış bir mesaj veriyor.”
Bu ülkede 251 insanın can verdiği darbede, halkın üzerine bomba yağdıran FETÖ’cüleri bile savunan.. “Bunlar cezaevinde haksızlığa uğruyor” savunması yapan..
Bu ülkede 40 bin insanın kanına giren PKK’lıların “barış teklifi” yaptığını, bunun kaçırılmayacak bir fırsat olduğunu söyleyebilen Gergerlioğlu..
Bakın, sıra FETÖ’cüler ve PKK’lılar değil de..
Sivas halkı olunca.
Gözü kan bürümüş şekilde nasıl saldırıyor..
Her şeye rağmen..
Gergerlioğlu’nun hem kendisine, hem de etrafındakilere bir samimiyet testi çağrısı yapıyorum..
Madımak otelini, Sivas halkı yakmadı..
Ama siz öyle diyorsunuz..
Peki, Sivas’taki olayları gerekçe göstererek, Başbağlar’da aynı sayıda sivil insanı, kasten, ellerindeki silahlarla öldüren, yaktıkları evlerde insanları diri diri katleden PKK’lılar için de..
Bu eleştirileri yapıp, Babağlar’da katledilenleri anmak için de bir kanun teklifi verir misin?
Ama unutmayın..
Madımak olayında, suçsuz olduğu halde binlerce insanı nasıl suçladı isen..
Aynı suçlamayı, PKK’ya ve PKK sempatizanlarına da yapacaksın..
Hodri meydan..
Sivas olayları 2 Temmuz..
Başbağlar katliamı da 5 Temmuz..
Şunun şurasında 3 günün var..
Hazırla kanun teklifini, gerekçesini, görelim samimiyetini!
Bakalım teröre gerçekten karşı mısın?
Yoksa teröristlere yandaş, masum sivil halka düşman mısın?