• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Kur’an yasakçısına nefret dili yok, dindara cehennem kütüklüğü!

17 Haziran 2021
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

Sadet Partisi’nde yıllarca genel başkanlık yapmış Mustafa Kamalak’ın eşi olan Zübeyde Kamalak..

Başörtüsü ile girdiği duruşmadan kendisini çıkartmaya kalkan, duruşmayı yapmayıp müvekkiline de “Başka avukat bulun” diye yazı gönderen hakime..

CHP ile SP ittifak yaparken sıkıntı çıkmasın diye mi..

“AK Parti karşıtı başörtü yasakçısı bir hakime eleştiri getirirsem, düşmanımın düşmanına dostluk yapamamış olurum” düşüncesinden hareket ettiği için mi..

Sebebini kesin olarak bilemiyorum..

“Dürüst bir hakim” diyebilmişti..

Siyaset her şeyin önüne çıkınca..

Mantık böyle çalışıyor..

Başörtülü bir hukukçuyu, duruşmadan çıkaran adamı, “dürüst” görebiliyor..

Başörtülü avukatı duruşmadan çıkartan, ona avukatlık hakkı vermeyen hakim, nasıl dürüst olabiliyorsa..

İnsanın aklının alması mümkün değil..

Bu husus bir yana..

Eski Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak Bey’in kendisi de..

“SP, AK Parti ile ittifak yapacağına, CHP ile yapmalı” anlamına gelen cümleyi “Vebali büyük olanla ittifak olmaz” diye formüle edince..

Yetmeyip..

Bu beyefendi ve hanımefendinin oğlu, İyi Parti’de disiplin kurulu üyesi olarak karşımıza çıkınca..

Yetmeyip..

Oğuzhan Asiltürk önceki akşam, SP’nin iç siyasette nerede durması gerektiği hususunda görüşlerini açıkladığında..

Mustafa Kamalak hemen ortaya bir tweet atıp “Yanlış işler” deyince.. Bunu yeterli görmemiş olmalı ki.. Devamında daha önceki “Vebali büyük olanla ittifak olmaz” paylaşımını tekrarlayınca..

Ve finali de, dün “Allah cehennemine enkısa sürede kavuştursunda Saadeti akpnin günahlarına katamasın ne sıfatla bizlerin adına hareket ediyor ..” paylaşımıyla Zübeyde Kamalak yapınca..

Bize de, Kamalak ailesi üzerinden, Saadet Partililere bazı gerçekleri hatırlatmak görevi düşüyor..

Önce bir defa..

Kamalak ailesinin, gözlerini nefret bürüdüğünü görmemiz lazım.

Kamalak ailesi önemli olmayabilir.

Ama Saadet Partisi’nin tamamına, “nefret bürüyen gözler” hakim olursa..

Bunu ciddiye almamız gerekir..

O açıdan Kamalak ailesi üzerinden olayı deşifre edelim..

Zübeyde Hanım..

Bir kadın olarak..

Kendisini duruşmadan çıkartmak isteyen hakime bile “Dürüst” diyebilecek kadar hoşgörülü..

Ama olsun olun, eşini, partinin genel başkanlığından uzaklaştırıp, yerine de Temel Karamollaoğlu’nu getirten bir kişiye, “Allah cehennemine en kısa sürede kavuştursun” diyor..

Yetmiyor..

“(...) cehennem kütükleri Allah fırsatınızı amanınızı kessin günah kuyusuna tek başınıza tepe üstü düşürsün” diyor..

Ben de soruyorum.

Senin başındaki örtün sebebi ile, seni duruşmadan çıkarmaya çalışan hakime söylemediğni sözleri, Oğuzhan Bey size ne yaptı ki, söyleyebiliyorsun?

İşi kısır bir noktaya taşımamak için..

Bire bir Zübeyde Hanım’ı duruşmaya almak istemeyen hakimi de geçelim..

O zihniyeti ele alalım..

Zübeyde Hanım, o zihniyetteki yasakçılar için, bu sözleri sarfedebilir mi?

Eşi Mustafa Kamalak, oğlu Furkan Kamalak, bu sözleri sarfedebilir mi?

Sarfedemez.

Tam aksine.. CHP zihniyetindekilerin tüm yasakçılıklarına rağmen.. Onlara barış eli uzatıp.

“Nefret dili kullanmayalım” der..

Ama..

Alnı secdeli Oğuzhan Asiltürk’e ise, “cehennem kütüğü” demeyi, kendisine hak görür..

Bu mudur sizin çizginiz?

Bu mudur sizin yüreğiniz?

Bu mudur sizin ilkeniz?

Bu paylaşımlar, SP’deki AK Parti düşmanlığının da nasıl bir tezatlar deryası olduğunu  göstermiş oluyor..

Olayı Kamalak ailesinden alıp, ilkeler bazında konuyu tartışalım..

Oğuzhan Asiltürk’ün, SP’nin sadece CHP’ye mecbur olmadığı, AK Parti ile de ittifak yapabileceğine dair çıkışını istediğiniz ana başlık ekseninde tartışın..

“Aklın yolu birdir” ilkesi gereği..

Oğuzhan Bey’i haklı göreceksiniz..

İstanbul Sözleşmesi’nde, Saadet Partili kardeşlerimiz samimi olarak söylesinler..

Yıllardır, AK Parti’yi birlikte eleştirdiğimiz bu konuda..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sözleşmeden imzayı geri çektiği an itibari ile..

CHP kızılca kıyamet koparttı..

Bu noktada, AK Parti’yi değil, CHP’yi tercih eden hangi Saadet Partili, “Biz Lut kavminin fiiline samimi olarak karşı çıkıyoruz” diyebilir.

Karşı çıkıyorsanız..

Ki çıkıyorsunuz..

Birlikte itiraz ettik..

Birlikte AK Parti’yi eleştirdik..

“İmzanızı geri çekin” dedik.

Şimdi AK Parti imzasını geri çekti..

AK Parti’yi tercih etmek için, bu size yetmiyor mu?

Hani, CHP’nin tam aksi çizgide yer almasını da daha söylemedim.

Hiçbir SP’linin kabul etmeyeceği şekilde, “Gaylerin özgürlük hakları tanınmalı” şeklinde, çocuklarımızı eşcinselilğe teşvik eden çizgiye destek sunan CHP’lilerle birlikte yol yürünmesinin vebalini hatırlatmaya bile gerek yok..

Bir başka başlığa geçelim..

Mustafa Demirkan Hoca’ya saldırıp, ayet üzerinden nefretini kusanlar, AK Parti’den daha mı layık, SP’liler için, ittifak yapmaya?..

Bir başka başlık:

17 günlük tam kapanma döneminde, “Tekel bayileri niye açık değil? Biz rakımızı nereden alacağız” diye ter ter tepinenler ile SP’li kardeşlerimiz nasıl birlik olabilir?

Alkol alamadıkları için AK Parti’ye saldıranlarla, SP’liler birlik olup, Erdoğan’ı indirmeye, nasıl kalkışabilirler?

Ensar Vakfı üzerinden, aralarında SP’lilerin de bulunduğu dindar insanlara ahlaksızca saldırılar yapanlarla, Milli Görüş çizgisindeki kardeşlerimizin ne işi olabilir?

Kur’an kurslarını, bırakın CHP’nin tek parti dönemini.. 28 şubat sürecinde yasaklatanlar, 2012’ye kadarki gençliğin heba olmasına sebebiyet verenler..

Karşımıza geçip, şıkıdım şıkıdım oynarlarken..

Bir de şimdi..

Saadet Partili kardeşlerimizi yanlarına alırlarsa..

Bu bir felaket değil midir?

Bu vebalin en büyüğünün büyüğü değil midir?

Oğuzhan Bey yanlış mı söylüyor?

Merkezi yönetimi eleştiriyorsunuz.. Eleştirin..

Ama CHP’li belediyeleri, hakettikleri noktalarda eleştirmiyorsanız.

Genel merkezden aldığınız talimat gereği eleştirmiyorsanız..

O belediyelerin Lut kavmine yaptıkları ayrıcalıkların vebalini sırtınızda taşımış olmaz mısınız?

Kimseye, “Şu partiye oy verin” deme hakkımız yok..

Ama.. “CHP gibi din karşıtı bir partinin koltuk değneği olmayın” deme hakkımız var.

Hatta bu hak da değil, bir görevdir..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Yavuz

Ahh ahh ali bey şeytana ruhunu satanlardan Hayır. Pişmanlık. Yuzkizarmasi..beklemeyin iz. ...bir defa karamolloglu nda. .yüz. .yok.fetonun.kripto.mankurtlara. ..oy verenlerdende Hayır bekleme...boşuna. ..dolar .daha .tatlı. .onlar .için. ......

Turbana turban demeyip neden hepbir agizdan Anacigimin da taktigi basortu olarak adlbdiriyors

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23