Kolomb, Erdoğan, Gülen üzerine yazacaktım ama!
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, ABD’nin keşfi ile ilgili, Kristof Kolomb palavrasını reddedip, ondan önce Müslümanların bu kıtaya gittiğini söylemesi üzerine..
Çakma cemaatçilerin bu söyleme de itiraz edip, kendilerine böylesi bir konudan bile malzeme çıkardıklarını yazacaktım..
Mümtazer Türköne ve Nuriye Akman’ın yazılarını irdeleyecektim..
Taa 2007’lerde..Belki de benim göremediğim daha eski yıllarda..
Fetullah Gülen’in tam da Tayyip Erdoğan’ın söylediği gibi..
Kristof Kolomb’dan önce, Amerika kıtasına Müslümanların gittiğine ilişkin yazısını verip, “Çakma cemaatçiler, şöyle biraz kenarda durun hele” diyecektim..
Gazetemiz yazarı Faruk Köse’nin bugünkü gazetede yayınlanacak yazısını, arkadaşlarımız sayfaya yerleştirirken dikkatimi çekti, okudum..
Kristof Kolomb.. Tayyip Erdoğan.. Fetullah Gülen.. Ve çakma cemaatçiler konulu yazıdan vazgeçtim..
•
Gezi isyanı sırasında, bu ülkede neler yaşandı..
Hatırladıkça, aklım duruyor..
Dün Radikal hatırlattı..
Olaylar bu kadar mı çarpıtılır, şaştım kaldım..
Radikal’in başlığı şöyle: “İnstagram’daki Gezi fotoğrafına dava açıldı!”
Ünlemi ben koymadım ha..
Kendileri koyuvermişler..
Altında da, iki bayanın sol elleri havada resimleri..
Ama dizlerine kadar.
Haber müdürümüz Kenan Kıran’ın haberinde, fotoğrafın tamamını göreceksiniz.
Radikal’in yayınlamadığı resmin alt bölümünde, avukat kardeşimizin ve bayan arkadaşının üzerine çıktığı, ters çevrilmiş bir polis aracı görünüyor.
Düşünebiliyor musunuz?
Taksim Meydanı’nda..
Gezici kardeşlerimiz(!), bir polis aracını, önce yakmaya kalkışmışlar.
Kısmen de başarmış, yakmışlar.
Yetinmemişler..
Aracı ters çevirip, lastikleri havaya bakacak şekle getirmişler..
Sonra da, İstanbul Barosu’ndan avukat hakları bölümünün yetkilisi avukat bacımız, bu polis aracının üzerine çıkıp, hatıra fotoğrafı çekmiş!
Fotoğrafı, kendisinin İnstagram’daki sayfasına koymuş.
Herkesin görebileceği şekilde..
Akit bu fotoğrafı, o günlerde haber yapmış..
Fotoğrafın yayınlanması üzerine savcılık olaydan haberdar olmuş ve soruşturma başlatıp, dava açmış..
Şimdi o davayı, Radikal haberleştirmiş!
Utanmadan, sıkılmadan, “İnstagram’daki Gezi fotoğrafına dava açıldı!” diye başlık atmış!
Avukat hanım için, 2 yıla kadar hapis cezası isteniyormuş!
Radikal de, bu davayı, kişi özgürlüklerine aykırı bir uygulama olarak görmüş ve okuyucuya öyle takdim etmeye kalkmış!
•
İlginçtir, Gezi isyancılarını kışkırtan.
Hatta o olaylar sırasında hayatını kaybeden gençlerin ölümünden, bence sorumlu tutulması gereken yayın kuruluşlarından birisi olan Radikal, avukat kardeşimiz için istenilen 2 yıl cezayı garip bulmuş ama..
Gezi isyancılarının ters çevrilmiş polis aracı üzerindeki resminin haberleştirilmesi gerekçesi ile, gazetemiz yetkilileri hakkında açılan 7 yıla kadar hapis cezası için, eleştirilecek bir yan bulamamış!
Ahlaksızlığı görüyor musunuz?
Bir avukat. Kamu görevi de yürüten bir bayan.
Belki de o günkü kışkırtmaların etkisi ile..
Dolduruşa gelerek..
Hükümetin düşmesinin an meselesi olduğu zannı ile..
Ters çevrilmiş bir aracın üzerine çıkıp, “zafer ilan ettiği”ni deklare ediyor..
Haydi yine hüsn-ü zan ile yorumlayalım..
Bir hata sonucu, o resmi bir de sosyal paylaşım sitesinde yayınlıyor..
Akit bunu haber yapınca, avukat hanıma açılan davadan dolayı..
Radikal kendisine malzeme çıkartıyor..
Olayın üzerinden 1 yıl geçmiş iken..
Yine insanları kışkırtmak için, kinayeli haber üretiyor..
•
Kime seslenelim?
Aydın Doğan’a seslenelim.
Bir medya organı için, “Kapat” demek yakışıksız bir şey ama..
Halkı tahrik eden. Suçun normal gibi gösterilmesini sağlayan bir internet sitesi..
İnsanların ölümüne sebep olan olaylar için, böylesine pervasızca yayınlar yapıyorsa..
Yeni yeni insanlar ölmemesi için..
Aydın Doğan’a seslenelim: “Kapat o siteyi, Aydın Doğan!”
Kapat o serseri mayın siteyi..
Kağıt olarak baskısını sonlandırdın..
Sitesini de kapat..
O cerideden, bu ülkeye hayır gelmez..
O site, isyancıların merkezi olmuş..
Basın özgürlüğünün değil, halkın polise karşı kışkırtılmasının hareket merkezi olmuş..
Ülkeye de faydası yok..
Sana da faydası olmaz!