• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Kaybolan Ermenilerin hesabını bizden değil Fransızdan, İtalyandan, Yunandan sorun!

25 Nisan 2015
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Kimse komplekse girmesin..

Ermeniler soykırıma falan uğramamıştır..

Bir iftira, yüksek sesle dillendirildi diye doğru olmaz..

Bir palavra, çokça tekrarlandığı için gerçek haline gelmez.

“Lezbiyen”in dilinde o.

“Gey”in ağzında o..

“Homo”nun yazısında o..

Hepsi yüz binlerce defa tekrarlasınlar..

Hiç umurumuzda değil..

Bu topraklarda, Ermeniler soykırıma uğramamıştır.

Ermeniler zulme uğramamıştır.

Ermeniler, devlet yönetiminde en önemli makamlara getirilmişlerdir..

İçlerinden hainlik yapanlar çıkmış ise de..

Cezaları sadece onlara, kısmen verilmiştir..

Genelleme yapılmamıştır..

“Bu kadar aleyhte propaganda var. Bunlar hep mi yalan söylüyorlar?” denilecek.

Ben hiç çekinmeden..

Hiç komplekse girmeden söyleyeyim..

Evet, yalan söylüyorlar..

Başka konularda söyledikleri yalanlar gibi..

Bitmez tükenmez taleplerini, tüm Türkiye’nin tek sorunu gibi göstermelerindeki çarpıtmalar gibi..

Bugünden, basit bir örnek vereceğim..

73 milyon Türkiye’de, Hrant Dink ismini duymayan, acaba kaç kişi vardır?

Yetişkin olup da, bu ismi duymayan, Allah’ın bir kulu kalmış mıdır?

Bir başka isim söyleyeyim..

Cevdet Kılıçlar..

Onlarca haberini bu gazeteden okuduğunuz halde, sizler bile hatırlamayacaksınız, biliyorum..

“Kim di o?” diyeceksiniz..

Mavi Marmara gemisinde şehit edilen gazeteci..

Birbirlerini kıyaslamak istemem..

Ama..

Gazeteci ise... O da gazeteci, bu da gazeteci..

Öldürüldüğü için ismi çok anılıyor ise, bu da öldürüldü..

Niye Hrant Dink’i sabah akşam kafamıza nakşettiniz de..

Cevdet Kılıçlar’ı, bu gazetenin okuyucuları bile hemen hatırlamıyor? 

Çünkü bu arkadaşlar bir algı operasyonu yürütüyorlar..

Çok bağırıyorlar..

Çok konuşuyorlar.

Çok yazıyor, çok çiziyorlar..

Böylece haklı olacaklarını sanıyorlar..

Öyle bir rüzgar estiriyorlar ki.. Bu ülkede tek öldürülen gazeteci, Hrant Dink sanıyorsunuz..

Cevdet Kılıçlar’ı hiç hatırlatmayınca..

“Dünyada hiçbir yerde gazeteci öldürülmezken.. Türkiye’de Ermeni gazeteci öldürülüyor” gibi bir algı oluşturuyorlar..

Bugünden verdiğim bu somut örnek, 100 yıl öncesi içi de aynen geçerli..

100 yıl öncesinin Cevdet Kılıçlar’ını da hiç kimse hatırlamıyor..

Çünkü 100 yıl öncesinin Cevdet’lerinin torunları, acılarını kendi içlerinde yaşıyorlar..

100 yıl öncesinin Hrant’larının torunları ise..

Acılarını içlerinde değil, bizim tepemizde boza pişirerek yaşamak istiyorlar..

Kimse oyuna gelmesin..

Biz hiç kimsenin ölümünden sevinç duymayız..

Ama, ölüler üzerinden menfaat devşirilmesinin oyuncağı da olmayız. 

Anlamıyorum..

Niçin Erzurum’da arkadan hançerlenen Müslümanları anarken, Ermeni Patriği veya Ermenileri temsilen herhangi bir kişi törene katılıp, “Acınıza katılıyoruz” demiyor da..

Türkiye’nin Dışişleri Bakanı, Osmanlı’nın son dönemlerinde ölen Ermenileri anma törenine katılıp, “Acınıza katılıyoruz” diyor?

Tabii ki insanların acılarına katılmak, kötü bir şey değil..

Katılalım..

“Şu olmuş, ama önce bu olmuş” demeden..

“Şu olmasaydı, bu olmazdı” demeden..

Ama bunun için öncül şart; hepimizin acılarının masaya konulmasıdır..

Yok öyle, “Seninki savaşta olmuş. Savaşta insan kaybı normaldir” deyip, benim acımı kenara iteklemek..

Sonra da, “Benim acımı tanı. Benim acımı tanı” diye dayatmada bulunmak!

İyi niyetle olaya yaklaşalım..

Bundan sonra benzerlerinin yaşanmaması için, insanların acılarını dert edinelim..

Ama bunu tek taraflı yapmayalım..

Osmanlı’da 1.5 milyon Ermeni varmış.. Sonra 70 bine inmiş..

Nerde imiş aradaki fark? 

Peki “Osmanlı’da şu kadar Kürt vardı.. Bu kadar Türk vardı.. Şimdi şu kadar var, nerde gerisi” diye biz Ermenilerden hesap soruyor muyuz?

Yunandan hesap soruyor muyuz?

Fransızdan soruyor muyuz?

Hatta “Her şey sizin yüzünüzden oldu” deyip, İngilizden-Almandan hesap soruyor muyuz?

Sormuyoruz.

O zaman başkaları niye bizden hesap sormaya kalkıyor?

Olay ne?

Savaş döneminin gerçekleri..

Savaşta ölüm de var, yaralanma da..

Üstelik savaşın yaşandığı alan; bizim yüz yıllardır var olduğumuz coğrafya..

Bu coğrafyaya işgal için gelen Fansız.. İtalyan.. Yunan..

 Bu topraklardaki tüm ölümlerin sorumlusu olmayacaklar.

Biz mi sorumlu olacağız? 

Akıl işi mi bu?

**

Bir sorumlu arıyorsanız.

Gidin Fransızın yakasına yapışın.

“Ne işin vardı Maraş’ta” deyin..

Gidin İtalyana sorun..

“Ne işin vardı Antalya’da” deyin..

Gidin Yunana sorun..

“Ne işin vardı İzmir’de” deyin..

Onlar versin Maraş’ta-Antalya’da, İzmir’de olmalarının hesabını..

Ondan sonra bize sorun, “1.5 milyon Ermeni, nasıl olmuş da 70 bine inmiş?”

İşin kolayını bulmuşlar..

Savaşta ölenleri hiç dikkate almıyorlar.

“Onun adı savaş”mış..

Sanki orda ölenler insan değil..

O da insan..

Sizin “Soykırıma uğradı” dedikleriniz de insan..

Ha savaşta öldürülmüş..

Ha başka şekilde..

Sizin dert ettiğiniz şey, “insan canının önemi” mi?

Yoksa, “maddi menfaatleriniz” mi?

İşinize gelince, “Yüz binlerce Türk ölmüş ama.. Onlar savaşta ölmüş” deyin..

Üzerinden maddi menfaatler devşireceğiniz Ermeniler söz konusu olunca, “Yasını asla unutmayacağız” deyin..

Samimiyet var mı bunda? 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23