“İllegal basın konseyi” diyorduk, “Gülen’i koruma konseyi” çıktı!

Algı oluşturma amaçlı operasyonel kuruluşlardan birisi de, bizim “illegal” kelimesini başına eklediğimiz basın konseyidir.

Eski yıllarda tek işi, Akit gazetesini kınamak idi..

Önüne gelen, “Akit beni haber yapmış” derdi..

Onlar da, “Ne imiş, ne değilmiş.. Doğru mu-yanlış mı” bakmadan..

“Kınanmasına” derlerdi.

Biz de.. “Zıt Erenköy” der geçerdik.

•

Eski yıllar idi..

Bir okuyucum aramıştı.

“Sizi o kadar kınıyorlar.. Gazetenize yapılan hakaretler için de, siz şikayetçi olun. Bakalım ne yapacaklar” demişti..

Cevaben demiştim ki, “Biz onları muhatap almıyoruz. Onların önyargılı oldukları konusunda küçücük bir tereddüdümüz yok. Siz bunu denemek istiyorsanız, bir şikayette bulunun.. Bakalım ne karar verecekler, siz de görmüş olun!”

Sonraki aylarda, okuyucumuz aramıştı..

Gazetemiz için edepsizce isnatlarda bulunan bir gazeteyi şikayet etmiş, “Akit okuruyum. Gazeteme yapılan bu hakaret sebebi ile şikayette bulunuyorum” demiş.

Okuyucumuzun yedi sülalesinin nüfus kaydını istemedikleri kalmış..

“Kimsiniz. Adresiniz ne? Niye şikayet ediyorsunuz. Akit ile ilginiz ne?..”

Sonunda da “şikayetin yersizliğine” demiş kapatmışlar dosyayı..

“Şimdi gördün mü, onlar ne kaşarlıdırlar” dedim.

“Haklısınız, biz de denemiş, görmüş olduk” dedi, okuyucumuz..

Denendi. Tescillendi..

Müminler için sert..

Laikçiler için hoşgörülüdür; illegal basın konseyi..

•

Klasik adetleriydi..

Laikçi gazetelerin muhabirine bir saldırı mı olmuş?

Anında kınama yayınlarlar..

Ertesi günü bir Akit muhabirine saldırı mı olmuş?

“Konu yargıya intikal ettiği için, şu aşamada konuyu ele alamıyoruz!”

•

İşte bu illegal konseyden bir yetkilinin, önceki akşam telefonla arayıp, “Yarın saat 10.00’a kadar savunmanızı hazırlayın” dediğini öğrenince..

Merak ettim..

“Dün ne karar aldılar” diye.

İnternet sitelerine girip bir baktım.

Eski yıllara göre epeyi bir değişiklik yapmışlar..

Artık sadece Akit’i kınamıyorlar..

Artık Akit’in yanı sıra bir dizi yayın organını da kınıyorlar..

Ama dikkatimi çeken şu idi ki, kınamaların hemen tamamında, şikayetçi Fetullah Gülen idi..

Tek tek inceledim.

Gördüm ki, “Akit’i kınama konseyi”, artık “Fetullah Gülen’i koruma konseyi” haline gelmiş.

“Gülen’in Hürriyet’i sona erdi” haberinin kınanmasına.. 

“Gülen grubu yeni bir dönemin eşiğinde” haberinin kınanmasına..

“Kara parada paralel trafik” haberinin kınanmasına.. “Akın akın kaçmış - 10 milyar dolarlık kara para trafiği” haberinin kınanmasına..

Kınanmasına oğlu kınanmasına!

Madem öyle..

Ben de dün çay ocağında arkadaşlarla bir toplantı yaptım..

“Gülen’i koruma konseyinin kınanmasına” kararı aldırttım.

Kendilerine duyururum.

Haa.

Onların kararlarına itiraz imkanı yok ama.

Bizim çay ocağında aldığımız karara, 15 gün içinde itiraz edebilirler..

İtirazlarını, “Aşçılar heyeti”nin, titizlikle inceleyeceğinden emin olabilirler!

NOT: Dünkü yazımla ilgili olarak, Latif Erdoğan hocamız aradı.

“Allahım, onu Ruh-ül Kudüs ile teyid et” duasının, dönemin şairlerinden Hassan b. Sabit için Hz. Peygamber’in yaptığı bir dua olduğunu hatırlatıp; hatiplere, şairlere, bu yönde yaygın olarak dua edildiğini belirtti.

Gerçekten de..

Buhari’de şu hadisi buldum:

“Muhakkak ki Allahû Teâla, Rasûlünü övmek ve müdafaa etmek hususunda Hassân’ı Cebrail (a.s)’la takviye etmektedir” (Buhâri, Bedu’l-Halk 6; Meğâzî, 30; Müslim, Fadailü’s-Sahabe,153-157) 

Bu vesile ile..

Ekrem Dumanlı’nın, Latif Erdoğan için saygısızca sarfettiği, “İçi kin ve nefretle dolmuş. Onun söylediği söz hukuki bir değer taşır mı?” suçlamasının ne kadar yanlış olduğu da ortaya çıkmış oldu.

Latif Erdoğan, adaletle hareket edip, Fetullah Gülen lehine de olsa, beni ikaz etmiş oldu..

Ben de bu düzeltmeye yer vermiş olayım.