Geri adım yok, suç işleyen odalara neşter mutlaka vurulmalı!
Tabipler Birliği’nin son olarak Afrin operasyonuna karşı çıkıp, PKK’lı teröristlere yandaşlık yapmak için, “Savaşa hayır” bildirisi yayınlaması ile çıkan tartışmada, hükümet yeniden odalara neşter vurma niyetini deklare etti.
Bu sefer geri adım atılmasın..
Bu niyet tamamlansın..
Oda tahakkümü, son bulsun..
Bunu isterken, hukuk dışı bir talepte mi bulunuyorum?
Siyasi niyetlerle, hukukun katledilmesini mi istiyorum?
Hayır..
Hükümeti bu kararı almaya, suç işleyen o odalar mecbur ettiler..
Bakmayın siz, “Anayasa’ya aykırı.. Anayasa değişmeden odaların statüsü değiştirilemez” iddialarına..
Bunu söyleyenlerin isimlerinin başında profesör olsa da inanmayın..
Televizyon televizyon dolaşsalar da, çok kesin bir dayanakları varmış gibi konuşsalar da inanmayın..
Anayasa, gizli değil..
Açın okuyun..
Metin Feyzioğlu, “Meslek odalarının stasü, Anayasa’da düzenlenmiş” dese de..
Onun laf cambazlığına inanmayın..
Anayasa’nın 135. maddesini okuyup, “Meslek kuruluşlarının ismini değiştiremezsiniz. Birden fazla meslek kuruluşu kurulmasına geçemezsiniz” diyenlerin yüzüne tükürün..
Madde şöyle:
“Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları
Madde 135 - Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir.”
“Her meslek için bir tane kamu tüzel kişisi kurulur” diye bir ifade var mı?
Yok..
O zaman.. Avukatlar için birden fazla..
Doktorlar için birden fazla oda kurulmasının Anayasa’ya aykırı olduğunu nereden çıkartıyorsunuz?
Kulağınızdan mı?
Şapkanızdan mı?
Maddenin tüm fıkralarını okuyun..
Hiçbir yerinde, bu maddeye göre kurulacak kamu tüzel kişilerinin adının “Türkiye” ile veya “Türk” ile başlayacağına dair bir ifade de bulamazsınız..
Öyle ise..
Barolar Birliği’nin başında “Türkiye” kelimesini de.. Tabipler Birliği’nin başındaki “Türk” kelimesini de kanun değişikliği ile, iki dakikada atabilirsiniz..
Bu Anayasa sahtekarlarının da yüzüne, yeni değişikliği vurursunuz..
•
Anayasa’daki düzenleme, aslında meslek kuruluşlarının değil, tam aksine hükümetin dediklerinin doğru olduğunu gösteriyor.
Nasıl?
Şöyle..
İçişleri Bakanlığı, Türk Tabipler Birliği için suç duyurusunda bulunup, ayrıca mahkemeye de başvuruda bulundu ya..
Barolar Birliği için de, aynı başvurunun yapılması sırada bekliyor ya..
Bakın, bu uygulamanın dayanağı, Anayasa’da nasıl yer almış..
Anayasa 135. maddenin devamından aktarıyorum:
“Bu meslek kuruluşları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.”
Hani bu arkadaşların adetidir.. Hem Anayasa’yı kendilerine dayanak alırlar.. Hem de, Anayasa’da onların aleyhine bir madde çıkınca, “Darbe anayasasının hükmüne mi dayanıyorsunuz” diyerek, lafı hemencecik çevireverirler..
Onun için hatırlatayım, bu fıkranın maddedeki değişiklik tarihi, 1995..
Devam edelim, Anayasa’daki düzenlemeyi okumaya..
Yine 1995’teki değişiklik sonrasındaki şekli ile aktarıyorum:
“Amaçları dışında faaliyet gösteren meslek kuruluşlarının sorumlu organlarının görevine, kanunun belirlediği merciin veya cumhuriyet savcısının istemi üzerine mahkeme kararıyla son verilir ve yerlerine yenileri seçtirilir.”
Duysun Barolar Birliği Başkanı Metin Bey..
Duysun da, Anayasa’yı nasıl okuduğunu anlatsın bize..
Kanun ile bile değil..
Anayasa ile düzenlenmiş, “amaç dışı faaliyet gösteren meslek kuruluşlarının organlarının, mahkeme kararı ile görevlerine son verileceği..”
Eee..
Bundan sonra..
Daha kim, İçişleri Bakanlığı’nın savcılığa ve mahkemeye yaptığı başvuruya laf edebilir?
Sen amacın dışında faaliyet gösterirsen..
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Afrin’deki terörist yapılanmayı dağıtmak için başlattığı operasyona, “Tabipler Birliği” anteti ile karşı çıkarsan..
Sorarlar adama:
“Anayasa’nın neresinde.. Kanunun neresinde, Tabipler Birliği’nin, TSK’nın faaliyetleri hakkında açıklama yapma görevi var” diye..
Böyle bir görev olmadığına göre..
Böyle bir amaç, kanunda yazılmadığına göre..
Tabipler Birliği’nin sorumlu organlarının görevlerine son verilmesi, zorunludur..
Bu vesile ile..
Artık bu oda saltanatına da son verilip..
Her meslek mensubunun, değişik odalara üye olabilme imkanı getirilmelidir..
Madem Anayasa, genel anlamda konuyu düzenleyerek, her meslekte tek bir oda kurulmasını emretmiyor..
Kanun ile, bu konudaki düzenleme yapılmalı ve artık bu tartışma bitirilmelidir..
Düşünsenize..
Bu ülkede, % 35 ile 2002’de iktidara gelen AK Parti’ye, “Senin dışında % 65 var” denerek, seçmene vadettiği birçok uygulama, yıllarca yaptırılmadı..
Ama kendileri..
Odalarda..
% 20 ile..
% 25 ile..
% 30 ile.. Saltanat sürüyorlar..
Karşılarında, % 80 var iken..
% 75, % 70 farklı düşünen insanlar olduğu halde..
Onların tek bir temsilcisi bile, odaların yönetimine giremiyor..
En çok oyu alan..
En çok oydan kasıt, % 30 da olabilir.. % 25 de olabilir.. % 20 de olabilir..
En çok oyu alan, bütün yönetimi ele geçiriyor. En çok oyu alanın arkasından bir oy ile bile ikinci olan var ise.. O ise, yönetime tek bir kişi bile sokamıyor..
Var mı böyle bir adalet?
Var mı böyle bir hukuk?
Mevcut sisteme sahip çıkanlar, önce bu soruya cevap versin, sonra “Dokunamazsınız.. Yapamazsınız” desin..