• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

FETÖ’cülerin casusluğunu tescilleyen somut isim!

13 Aralık 2017
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Pensilvanya’daki zat, “Binde birini tanımam” ile başladı..

“Yolsuzuluğu takip etmişlerse” diye devam edip, 17 Aralık darbesine imza atanları zımnen savundu.

Sonraki süreçte de, emniyete sızdırdığı tüm polis müdürlerini çaktırmadan çaktırmadan koruyup kolladı..

Bunu yaparken de, hem kendisi, hem de adamları, “Bizim gizli bir amacımız yok.. Başka devletlerle bağlantımız kesinlikle söz konusu değil” dediler..

Rıza Sarraf davası ile birlikte..

Ortalığa dökülen pislikler gösterdi ki, FETÖ’cüler, ABD ile bire bir irtibatlı..

İrtibattan da ziyade, ABD’nin emirerliğini yapıyorlar..

Tam bir maşa görevi üstlenmişler..

Aslında Türkiye’deki hükümeti devirmek isteyenler de, kendileri değil..

Bu iş, onların boylarının birkaç katı çok büyük bir iş..

Onlar, ABD’nin kuklası olarak bu işe girdiler..

Başaramadılar..

Şimdi debelenip duruyorlar..

Debelendikçe, kimler adına hangi görevleri üstlendiklerini de itiraf ediyorlar..

¥

Rıza Sarraf’ın ABD’deki davası ile, FETÖ’cülerin casuslukları nasıl tescillendi?

Şöyle..

ABD’deki davada, son olarak bir emniyet görevlisinin de tanık olarak dinleneceği söyleniyordu..

“Yok o kadar da değil.. Bu resmen, FETÖ’cülerin yabancı devlet adına çalıştığının tescillenmesi olur” diyordum, ben kendi kendime..

Ama “suçun ikrarı” anlamındaki bu gelişme, aynen gerçekleşti..

Türkiye’deki illegal dinlemeleri yaparken, Pensilvanya’daki zatı da yanlışlıkla dinleyen ve sonrasında da yanında çalışan polis memuruna, “Hocaefendinin sesini dinleme şerefine nail oldum” diyen Hüseyin Korkmaz isimli FETÖ’cü polis, şimdi ABD’de, savcı ile anlaşma yapıp, sözde tanıklık ediyormuş..

17 Aralık darbesindeki görevli komiserlerden  birisi imiş.

Önce başka bir göreve verilmiş..

Düşünün..

17 Aralık darbesinde etkin roller oynuyor..

Ama görevden alınmıyor, başka göreve veriliyor.

Bir anlamda, yüzlerce, binlerce FETÖ’cüye acındığı gibi, buna da acıyorlar..

6 ay da orada çalıştıktan sonra, büyük ihtimalle uslanmadığı görülmüş olacak ki, tutuklanıyor..

Cezaevindeyken, sürekli kendi durumunu ajite ederek kamuoyunu etkilemeye çalışıyor. “Biz görevimizi yaptık. Niye tutukluyorsunuz?” açıklamaları yapıyor..

Cezaevinden dışarıya mektuplar yazıyor..

Birisinde bire bir şöyle diyor: “Gece gündüz çalışıp hırsızlarla, teröristlerle, kaçakçılarla, mafyayla mücadele eden polislere ‘vatan haini’, ‘casus’ , ‘darbeci’, ‘terörist’ diyorlar, bir polis için bundan büyük mağduriyet bilmiyorum.”

O gün, komiserin bu mektubunu okuduğumuzda, “Acaba doğru mu söylüyor? Acaba bunlar bilerek bir darbenin içinde olmadılar mı? Gerçekten büyük bir yanlış karara imza atılıp, haksız yere mi suçlanıyorlar?” diye kendimizden şüphe etmiş isek de..

O tarihlerde diğer kaşarlanmış FETÖ’cülerin hainliklerine bakarak, “Bu da yalan söylüyordur” tahmininde bulunurken, ne kadar isabet kaydettiğimiz, önceki günkü Rıza Sarraf duruşmasında ortaya çıkmış oldu..

“Bizi casuslukla suçluyorlar” diyerek dert yanan hain komiser, şimdi ABD’li savcı ile yaptığı anlaşma gereği, Rıza Sarraf duruşmasına katılıp, orada “Belgeleri şöyle kaçırdım, böyle yürüttüm” diye casusluğunu tescil eden itiraflarda bulunuyor..

Kaçırdığını iddia ettiği bilgiler, belgeler çarpıtılmış olsa da..

Kendisi için, casusluğun tescili mahiyetinde..

Hüseyin Korkmaz isimli bu komiser bozuntusu, şimdi ABD’deki mahkemede, Türkiye’den götürdüğü ve illegal yolla elde ettiği bilgileri savcıya vermiş..

Nasıl bir hainlik ise bu..

O zaman casus demiştik..

“Biz casus değiliz” dediler. Şimdi casusluklarını tescillediler..

Casus olmasaydınız, buradan götürdüğünüzü söylediğiniz bilgileri, çoğu da tahrif edilmiş şekilde, ABD’nin savcısına verir miydiniz?

“Türk bayrağını 160 ülkenin okullarında dalgalandırıyoruz” diye övünen ahlaksızlar, şimdi ABD bayrağı altında bin türlü hainlik örneği sergiliyorlar..

“Türkçe Olimpiyatları” ile, dünya genelinde Türkçe’yi “konuşulan dil” yapacaklarını iddia edenler, kaçtıkları gavur ülkelerinde, oranın resmi görevlileri ile küçük menfaatler karşılığında işbirliği yapıp, Türkiye’deki alnı secdeli insanlara kara çalmaya çalışıyorlar..

Hainliğin her türlüsünü, casusluğun âlâsını, vatanı satmanın en aşağılık çeşitlerini sergiliyorlar..

“Karıncayı incitmediğini iddia eden”lerin, Ortadoğu’da milyonlarca müslümanın kanına giren ABD’ye nasıl uşaklık ettiklerini bire bir görüyoruz..

Daha bir hafta önce, Filistin’i karıştırmak için Kudüs’ü başkent kabul ettiğini açıklayan ABD’nin hizmetine girip, dürüstlük edebiyatı yapıyorlar..

“Yolsuzluk yapanları takip ettiklerini” iddia ediyorlar..

Yolsuzluk da sizin işiniz.. Rüşvet de sizin fiiliniz..

ABD’li savcıya “Türkiye’de görev yaparken topladığım bilgileri çalıp buraya getirdim.. Buyrun alın” diyorsunuz..

Yani rüşvet verip, orada oturum alıyorsunuz..

Sonra da..

“Dürüstlük”ten bahsediyorsunuz..

Ahlaksız hainler..

Namussuz casuslar!

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23