• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

E-duruşmaya karşı çıkan çağdaş laik yobazlar!

27 Ekim 2020
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Asırlar öncesinde, matbaanın Osmanlı’ya gelmesini, yobazlar geciktirmiş..

Hatta “Yobaz” demeden, direkt “Müslümanlar” diyenler de var..

“Matbaanın Osmanlı’ya gelmesinin gecikmesinin arkasında hangi sebepler var, karşı çıkılmasının gerekçeleri arasında İslam dininden neşet eden bir haklı gerekçe var mı, yok mu” tartışması bir yana..

Birileri..

“Matbaa geç geldi, çağdaşlaşmanın önü tıkandı” diyerek ve özellikle de bunun üzerinden dindar insanları mahkum etmeye çalışır iken..

Kendileri bugün Adalet Bakanlığı’nın başarılı çalışmalarından birisi olan e-duruşmaya karşı çıkıyorlarsa..

Biz bunlara “Yobaz” demeyelim de ne diyelim?

“Çağdaş yobaz” demeyelim de ne diyelim?

Hayret ediyorsunuz değil mi?

“Ali Bey, abartıyorsun” diyerek, bana inanmıyorsunuz, değil mi?

“Böyle söyleyen varsa, kafayı yemiştir, kimdir o, açıklar mısınız?” diye soruyu yapıştırıyorsunuz, değil mi?

Buyrun, solcu medya organlarından aktarayım..

Osmanlı’da gerçekten dindarlar mı matbaanın gelmesini engellemişti yoksa arkasında bambaşka sebepler mi vardı, başka bir tartışmada izah etmek üzere..

Şimdi ben size, e-duruşmaya karşı çıkanları tanıtayım, siz de öğrenmiş olun “çağdaş yobazları..”

Eşcinsel tartışmasında hemen kafayı çıkarıp, Diyanet İşleri Başkanı’na laf yetiştirmeye kalkışan İzmir Baro Başkanı’ndan başlayayım, çağdaş yobazları tanımaya..

Diyor ki, İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, “Duruşmaların yüz yüze yapılması önemlidir. Kamera üzerinden karşınızdakinin davranışını ve duruşunu bilemeden sağlıklı bir duruşma yapılamayacaktır.” 

Hani sadece bunu söylemekle yetinseler..

“Bir görüş açıklıyor, itibar edersiniz, etmezsiniz, çok önemli değil” der, geçeriz.

Ama bakın, her konuda olduğu gibi, burada konuyu nasıl algı çalışmasına getiriyorlar:

“Gerekçe olarak ileri sürdükleri ‘Basit işler için adliyeye gitmek zorunda kalıyorlar’ bahanesinin de samimi bir karşılığı yok. Avukatlar, adliyeye gidemedikleri zaman zaten mazeretlerini bildiriyorlar.”

İşe bakın siz.. Avukatlar için Adalet Bakanlığı, masraf yapıp, bir kolaylık getiriyor..

Adliyeye gitmeden, büronuzdan..

Hatta büroyu da bir kenara bırakın, evinizden..

Hatta evinizi de bir kenara bırakın, Bodrum’da tatil yaparken, Ankara’daki, İstanbul’daki duruşmaya katılmanıza imkan tanınıyor..

Gidip Bakan Abdülhamit Gül’ün, yaşına bakmadan, elini öpeceklerine..

“Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan. Sen bir tanesin.. Senin değil elin, ayağın öpülür” diyeceklerine..

Nihai vuruşu yapıyor, kulağı küpeli, eşcinsel destekçisi İzmir Baro Bşakanı Özkan Yücel:

“Avukatlar adliyelerden uzaklaştırmaya çalışılıyor.”

“Hay ben senin hukuk diplomana da.. Avukatlık ruhsatnamene de..” diyeceğim de.. Edebim müsaade etmiyor..

Antalya Baro Başkanı’nın sözlerini de aktarayım.. Bu baro başkanı da, nasıl bir kafa taşıyor ise, bakın ne demiş:

“AKP’nin yargıyla ilgili çözüm adı altında sunduğu hiçbir öneri avukatların işlerini kolaylaştırmamıştır. Yurttaşların hak aramalarının temsilcisi olan avukatlar adliyeden uzaklaştırılmaktadır. Hukukun temellerinden olan doğrudanlık ilkesine aykırı buluyorum. Siyasal iktidar öteden beri savunmasız yargı hayalleri kuruyor.”

Aman Allah’ım..

Bunlar bu ülkede, baro başkanlığı koltuğunu işgal ediyorlar..

Bunlar, ciddi ciddi, avukatlık mesleğini icra ediyor, insanlar davalarını bu adamlara verip, kendilerinin savunulmasını istiyorlar..

Hayret etmemek, şaşırmamak elde değil..

“Bunlar kafayı mı yemiş, yoksa biz mi tırlattık” diye, “e-duruşmaların, istenildiği takdirde yapılacağı” şeklindeki önceden gelen bilgimi teyit etmek için, kanunu açıp baktım..

Olur ya..

Madde anlatımında bir hata yapılmıştır, e-duruşma zorunlu bir hale getirilmiştir..

Avukatlar isteseler bile, mahkemeye giderek, doğrudan duruşma yapılmasını isteme hakları kaldırılmıştır.. Avukatlar, duruşma salonuna alınmaksızın, evinden, bürosundan duruşmaya katılma mecburiyeti ile karşı karşıya kalmışlardır..

“Bürosunda donanımlı teknik imkanı olan vardır, olmayan vardır.. Yaşlısı var, genci var.. Önemli duruşmada, teknik aksaklıklar sebebi ile erteleme ihtimallerinin ortaya çıkmasını göze alan vardır, göze almayan vardır..” gibi onlarca gerekçe ile, e-duruşmaya karşı çıkılabilinir..

Ama, e-duruşma zorunlu değil ki?

İsteğe bağlı..

Alın kanunu da size aktarayım, avukat olmanıza gerek yok.. 

Bakın, ilk okuyuşta, farklı bir anlam çıkarma ihtimalini, milyonda sıfır olarak görüyor musunuz, görmüyor musunuz:

“Ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla veya başka yerde duruşma icrası” başlığını taşıyan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 22 Temmuz 2020’de değiştirilen 149. maddesi şöyle:

“Mahkeme, taraflardan birinin talebi üzerine talep eden tarafın veya vekilinin, aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden duruşmaya katılmalarına ve usul işlemleri yapabilmelerine karar verebilir.”

Biz hep “Duruşma” diyoruz ama..

Burdaki anlatıma göre, “Usûl işlemleri” denilerek, daha geniş bir pencere açılmış..

Talep ederseniz, size imkan tanınıyor..

Talep etmezseniz, duruşma salonuna tıpış tıpış gidiyorsunuz..

Talep ediyorsunuz, mahkeme de bu yönde karar verirse, e-duruşma yapılıyor..

İzmir Baro Başkanı, Antalya Baro Başkanı ve bilumum eşcinsel destekçisi baro başkanları..

“Biz büromuzdan duruşma istemiyoruz” diyorlarsa..

Bir şey yapmalarına gerek yok..

Adliyenin yolunu tutacaklar.. Trafiği sıkıştıracaklar.. Kendileri çile çekecekler..

Adliyenin girişinde park yeri arayacaklar.. Güvenlikten geçerken, lüzumsuz tartışmalara muhatap olacaklar.. Trafikte kalırlarsa, duruşmayı kaçıracaklar.. Daha onlarca ihtimali sıralayabilirim..

Ama ısrarla, inatla, “AK Parti bu kolaylığı getirdi, biz AK Parti’nin düşmanıyız.. Onun getirdiği hiçbir kolaylığı kabul etmiyoruz” diyerek, “bürodan duruşmaya katılma imkanı”nı kullanmayacaklar..

Ağa keyifleri bilir..

Haklardan yararlanmak, talebe bağlıdır..

Bunların kafalarına vura vura, “Bu hakkı kullanın” diyecek halimiz yok..

Ama bizim hayretimiz, bunların bu kafa ile avukatlık yapmaya devam etmeleri..

Adalet Bakanlığı’nın, Barolar Birliği’nin, baroların.. Bu açıklamaları yapan avukatları, hastaneye sevkederek, “Avukatlık yapma ehliyetleri” açısından bir rapor alma ihtiyacı görmemesi..

Ne diyelim?

Avukatlar onların üyeleri.. Sarsılan itibar, avukatların itibarı.. Baroların itibarı..

Bu “yobazlık”tan rahatsız olmuyorlarsa..

Vay halimize.. Vay ülkenin haline..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Böyle mukayese mi olur

Beğenmediğın bütün Avrupa ülkeleri laik düzenlenle yönetiliyor.. Dünyanın gelişmiş medeni ülkeleri Avrupada bulunuyor...

ali

cok guzel bir karsilastirna olmus ali bey. avrupanin cagdasligini,laikligini, insanligini vs SAHTEKARLIGINI VE RIYALARLIGINI en son frabsiz, alman devlet fasizmiyle anlamayan beyinsiz kalmamamistir umarim! cuppeli siyasey ve meslek odasi /baro istismarii igrenc buluyorum, biktik artik.... ayrica ideolojiksiyasi militanlnlikla akpartiye akp demeleri de ne... olduklarini gosreriyor
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23