• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Devleti önce bağladılar, sonra seyretti dediler!

23 Eylül 2022
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

TBMM tatile girmeden önce idi..

Sosyal medya yasası tartışılıyordu..

Muhalefetin tamamı, “Sansür yasası” diyor, takoz olmaya çalışıyordu..

Yalvardık.

“Etmeyin, eylemeyin, yalanı savunmayın” denildi..

“Yalancıların ekmeğine yağ sürmeyin” denildi..

“Yalandan medet ummayın” denildi.

Dinlemediler..

“Karşı görüş susturulmak isteniyor. Farklı düşünceler hapsedilmek isteniyor” dediler..

“Sosyal medya yasası, biraz daha derinlemesine incelensin” düşüncesi ile, ertelendi.

Yeni yasama yılında görüşülmeyi bekliyor..

Ama borsadaki son gelişmeler..

Önce hızlı bir yükseliş.

Sonra o yükselişin bir kısmının hızlı şekilde geri alınışı..

Muhalefetteki medya organları ile siyasileri de yeni bir yalan rüzgarı için harekete geçirdi..

Şimdi muhalifler şu söyleme evrildiler:

“Rus parası geliyor dediler, borsayı silkelediler..”

Bunu, Ahmet Davutoğlu’nun gazetesi Karar manşetine taşıdı..

Manşet cümlesini de şöyle belirlemişler:

“Devlet seyretti, Millet soyuldu”

Nasıl bir ilkesizlikle karşı karşıyayız, görüyor musunuz?

“Yalan haberler engellensin” diye bir kanuni düzenleme yapılmak isteniyor.

Karşı çıkıyorlar, “Sansür istemiyoruz” diyorlar..

Kanunun çıkması gecikiyor.

Ardından, iddia doğru ise, şikayetçi olduğumuz yalan haberler sayesinde borsada birileri oturduğu yerden para kazanıyor..

Bunun yorumu “Sosyal medya yasası, basında yalan habere ceza ile ilgili düzenleme, acilen çıkarılmalı” olması gerekir iken..

“Borsadaki son gelişme de gösterdi ki, yalan habere acilen ceza gelmeli” demeleri gerekir iken..

Bu vesile ile de, “Kanunu sansür yasası olarak yorumlayıp, çıkarılmasını geciktirdiğimiz için milletten özür dileriz” demeleri gerekir iken..

Pişkinlikte zirve yapıyorlar..

“Devlet seyretti, Millet soyuldu” diyorlar..

Devlet kanunu çıkarmak istedi..

Siz engellediniz, muhalifler..

“Sansür yasası” dediniz, çıkarttırmadınız..

Şimdi o devleti, nasıl “soygunu seyretmek”le suçlayabiliyorsunuz..

Bunu vicdanınızda nereye oturtuyorsunuz?

Bu ülkede biri çıkar, “Boğazda kaçak inşaat” diye manşet atar..

“Hani nerede kaçak inşaat” diye sorarsınız.

Size çardak gösterir..

Mahkemeye verirsiniz..

Yalanı uyduran, beraat eder.

Dava sürecini de, “sansür uygulamak istiyorlar” diye mahkum eder..

Ama Sarıyer’de boğaza nazır resmen bildiğiniz kaçak kat inşaatını, kendi patronları yaptığı için, yazamazlar..

O medya kuruluşunun içinden bir dürüst insan çıkıp, “Yeter bee. Bu ne rezilliktir. Resmen sansürü biz kendimize uyguluyoruz” diyemez..

Yurtdışındaki kaçak yaşayan mafya babasının oturmasını, kalkmasını, elini kaldırmasını, indirmesini haber adı altında izleyicisine aktaranlar, patronlarının kaçak inşaatını iki kelime ile haberleştiremezler..

Bu ülkede, “Polis şiddeti ile hamile kadın çocuğunu düşürdü” yalanı atılır..

Onbinlerce insan sokağa dökülür..

İddianın yalan olduğu ortaya çıkar, ama yalanları uyduranlar cezalandırılmak istendiğinde, “Özgür basın susturulmak isteniyor” diyen ahlaksızlar, çevremizi sararlar..

Yine bu ülkede..

“Göçmenler dükkan sahibi Türk’e bıçakla saldırdı” diye haber yaparlar. Siyasi parti genel başkanları, basın toplantıları düzenler..

“Bunları hemen sınırdışına kovun, yoksa” diye başlayan tehditler savrulur..

Sonra bir bakarsınız ki, bıçaklı saldırgan Türk imiş, saldırılan kişi Suriyeli göçmen imiş..

Yalan haber yapanlar da savcı önüne çıkarılmaz, siyasi parti genel başkanları da, “yalan açıklama”nın cezasını ödemez..

Bu ülkede, 2 milyon üniversiteye kaydolmak için geceli gündüzlü çalışmış öğrenciler imtihana girdiği gün..

Anamuhalefet partisinin genel başkanı tarafından yapılan sosyal medya paylaşımı ile, “Katarlılara, Tıp fakültelerine, sınavsız giriş hakkı tanındı” denilerek, moraller sıfır yapılır..

Aileleri ile 10 milyonluk bir nüfus dilimini siyasi iktidara karşı kin ve nefrete sürükleyen bu paylaşımın yalan olduğu ortaya çıkar..

“Bir cümlelik özür açıklaması”nı yapmayanlar..

Eski yıllarda yaptıkları zalimlikler için “helalleşme” isteğinde bulunarak, yollarına devam ederler..

TBMM’nin açılışı ile birlikte, ilk iş, birilerinin “sansür yasası” dediği, ama bizim “yalan haberi engelleme” dediğimiz yasa çıkarılmalıdır..

Aksi takdirde, hem yalan söyleyip, hem de o yalan üzerinden edindikleri zenginlikler üzerinden tatlı hayatlarını sürdürür iken, bu işi sanki başkaları yapmış gibi, suçlamalara imza atanların devri bitmez, devam eder..

Bunlar öylesine utanmazdırlar ki..

Son örnek üzerinden anlatalım..

Borsada, önce % 25’lere varan değer artışı yaşanır iken..

Bir tane haber yapmazlar.

Siyasi iktidara yarayacağı düşüncesi ile, borsada bir değer artışından hiç bahsetmezler....

Sonra bu artışın % 15’inin geri alınması sonrasında..

Bunu hemen abartarak manşetlerine taşırlar..

“Borsa kaybetti. Rekor kayıp” diye ahlaksızca vicdansızca yalanlar eşliğinde, milyonların zihnini iğfal ederler..

Borsanın bir aylık süreçte % 25 değer kazandığını hiç söylemeden..

Sonraki düşüşü belirterek..

“Bir haftada borsa % 15 değer kaybetti” derler.

Yetinmezler.

Bir de bu işin üzerinden “Spekülatörler deveyi hamudu ile götürdü” diye yazarlar..

Adama desek, “Dediğiniz doğru ise, sadece bu sahtekarlık bile, sosyal medya yasasının gerekliliğini bir defa daha ispatlamıyor mu” diye sorduğunuzda..

Spekülasyonu yapanlar, kendi mahallelerinin adamları olduğu için.

Tüm malzemeleri “yalan” olduğu için.

“Yok yok, yalan haber cezalandırılmasın, ama siz spekülasyonu engelleyin” derler.

Bu nasıl olacak ise..

Eğer böyle bir şey oldu ise, “Rus parası geliyor” diyerek, insanları aldatmak ne kadar ahlaksızlık ise..

“Ülke battı, iflasın eşiğine geldik” şeklinde yalan haberlerle, ülkenin kazanımlarını itibarsızlaştırmak da aynı derecede ahlaksızlıktır..

“Ruslardan 128 milyar dolar geliyor” diyerek borsada götürenler var ise..

“Merkez Bankası’ndan 128 milyar dolar çıktı” yalanı ile bu ülkenin kazanımlarını yok etmeye kalkışanlar da var..

Her ikisinden de kurtulmak için, TBMM’de bekleyen yasa, bir an önce çıkarılmalıdır.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

şüayıp

Yalandan, iftiradan hayırlı netice çikmaz şeytanın arkadaşlığı kazanılır

Uğur

Ali Bey, siz kendi endişe ve temel argümanlarınızda tamamen haklısınız, ama ben konuya başka bir açıdan bakıyorum: Bu kanunları kim uygulayacak ve bunlar daha ziyade kimin kullanımına verilecek? Mesela hakaret kanunları genelde bize karşı uygulanıyor. Öyle ki bu yüzden bunların finansör dayanaklarına karşı, hani şu çok zengin, tüccar, kurt-çakal ağababalarına karşı neredeyse kimsenin sesi çıkamıyor, ben kendimi bildim bileli. Öyle görünüyor ki yalan haber kanunuyla, aşırı zengin tüccar bizlerin aleyhimizde daha da silah kazanır. Ayrıca bunlar medyada yalan atamazlarsa bile anonim hesaplar üzerinden sosyal medyada yalanları elli katına çıkarırlar ve uluslararası CIA ve MI6 sosyal medya şirketleri, özellikle Twitter bu hususta özel destek planları düşünüp bulur. Elbette konuya daha vakıf olan, bizden olan yetkililerce konu daha iyi anlaşılabilir ve zaten benim sözüme itaat edilecek değil, ama bence çözüm daha çok kanun değil, daha çok sosyal ve ekonomik hamledir, şöyle ki özellikle laikçi, aşırı-zengin ağababalara karşı özellikle devlet yetkililerinin daha çok ekonomik kısıtlama getirmesi ve ahaliyi onlara karşı genellikle ince fakat daima net olan medya ve sosyal medya kampanyalarıyla bilinçlendirmesidir. Hatta derim ki yalan haber kanunuyla bu laikçi ağababa tüccara daha da malzeme vermek bir tarafa, onların elindeki hakaret kanunu malzemesi de büyük ölçüde ellerinden alınmalıdır ki vatanperver vatandaşlarımız laikçi ağababa zengin tacirler aleyhindeki haklı düşünce ve duygularını ve fikrî çekişmelerini daha rahat, daha özgürce ifade edebilsinler ve böylece onların laikçi azgınlığını haklı şekilde bastırma imkanına kavuşabilsinler.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23