• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Demirtaş’ın, Başbakan Davutoğlu’na hakareti!

25 Ocak 2022
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Teröristbaşı Apo’nun heykelini dikme sözü verirken, kendisini cezaevinde bulan, ama “Tayyip Erdoğan düşmanlığı”nda buluştukları çakma ülkücü Meral Akşener’in bile tahliyesini talep ettiği Selahattin Demirtaş, dün bir mahkumiyet daha aldı..

Bu seferki mahkumiyet bir hayli ilginç.

2016 yılında, Ahmet Davutoğlu başbakan olduğu dönemde yaptığı bir konuşmadan dolayı mahkumiyet verildi..

Bugün Selahattin Demirtaş da Erdoğan düşmanı. Davutoğlu da..

Onun içindir ki, Demirtaş bir ümid “muhalefet ortaklığı” sayesinde cezadan yırtabileceği ümidi ile.. Sitemini dillendiriyor:

“Ahmet Davutoğlu muhalefet partisi lideri olmasına rağmen bugüne kadar bu davadan vazgeçmedi. Bu nasıl bir siyaset?”

Bu sözlerin sahibi, sözümona bir hukukçu.

Bir avukat..

Karısı öğretmenlik yaparken, aldığı sahte raporlarla, Paris’lerde dolaşmıştı..

Kendisi de avukatım diye geçiniyor ama..

Hukukun h’sinden haberi olmamalı ki..

Şahsa yapılan hakaret ile, resmi görevi olanlara yapılan hakaretin farkını bilmiyor..

Ahmet Davutoğlu’nun, başbakan sıfatı ile görev yaparken kendisine yöneltilen hakaretten vazgeçebileceğini sanıyor..

Biz, “çakma hukukçu” Demirtaş’a hatırlatalım: “Davutoğlu senden şikayetçi olmaz. Erdoğan düşmanlığı öyle bir gözünü bürümüş ki.. Vazgeçtiğinde seni kurtaracağından emin olsa. Hemen ‘ben şikayetçi değilim’ der. Der de.. Kamu görevlisine hakaret suçunda, Başbakan’ın kişisel olarak şikayetten vazgeçmesinin, kamu görevlisine hakaret suçunu düşürmeyeceğini bildiği için mahkemeye dilekçe vermemiştir. Şöyle düşünmüş olabilir, ‘Hem şikayetten vazgeçer, Erdoğan düşmanlığımızı ispatlarız. Hem de adamı çıkartamayız. Rezil olmakla kalırız!”

Bu saatten sonra bakalım, Davutoğlu şikayetten vazgeçerse, sonuca etkisi olmaz ama.. Onun da yanındaki hukukçuların ne kadar bilgisi olduğunu görmüş oluruz..

İşin bu yönü bir yana..

Demirtaş o tarihte ne demiş de, mahkum oldu?

Bir-iki istisna, hiçbir yerde söylediği cümleleri bulamazsınız.

Ben

Aktarayım, bu adamların ne kadar rezil olduklarını, ne kadar yalancı olduklarını, ne kadar sahtekar olduklarını görün..

Olaylar taze iken..

O bir şey söylüyor. Siz bir şey söylüyorsunuz..

Elinizde sırlı bir güç olmadığı için, tezlerinize dört dörtlük bir ispat getiremiyorsunuz..

Ama zaman içinde.

Olayların sıcaklığı atlatıldıktan sonra..

Gerçekler daha net ortaya çıktıkça..

Kim doğru söylüyor. Kim iftira atıyor, daha net görülüyor.

2016’da, Ahmet Davutoğlu başbakan iken, ne demiş Selahattin Demirtaş, birlikte okuyalım;

“AKP Kürt halkına karşı savaş açtı.”

PKK’lıların hendek kazdığı süreçte, o hendekleri kaldırmak için devletin operasyon başlattı dönemde, ahlaksızca “AKP, Kürt halkına savaş açtı” diyen sahtekar Demirtaş.

Şimdi aynı cümleyi tekrarlayabiliyorsa..

O günü de doğru söylemiş sayacağım.

Hendekler kaldırıldıktan sonra..

Devlet operasyonu sonlandırdı mı?

Sonlandırdı.

O zaman savaş kime imiş, Kürt halkına mı, yoksa PKK’ya mı?

Bugün net olarak, o günkü savaşın PKK’ya yönelik olduğu ispatlandı mı?

İspatlandı.

Şimdi Demirtaş özür diliyor mu?

Hayır.

Davutoğlu ile kol kola girip, kaldıkları yerden, Erdoğan düşmanlığa devam ediyorlar..

Kendilerini rezil ediyorlar..

Devam ediyor, Demirtaş, mahkumiyet aldığı konuşmasına:

“Ya öleceksiniz ya da teslim olacaksınız, dediler.”

Ölmeyen milyonlarca Kürt vatandaşımız var. Teslim mi oldular?

Cezaevine mi konuldular?

Hayır..

O zaman, bu söz de yalandı. İftira idi. PKK için yapılan çağrıyı, Kürt halkına yapılmış gibi gösterdi, ahlaksız Demirtaş..

Devam ediyorum konuşmasından aktarmaya:

“IŞİD ve El Nusra’da Davutoğlu’nun askerleri savaşıyor. Talimatı Ankara’dan alarak saldırıyor.”

Bugün IŞİD diye bir örgüt kaldı mı?

Eskisine oranla, rahatlıkla söyleyebiliriz, kalmadı..

Ama kaldıkları sayı ile söyleyelim. Bugün IŞİD, Demirtaş’ın avukatlığını yaptığı PKK ile birlikte, Türkiye’yle savaşıyor..

O tarih için iftirayı atmak kolay..

“Türkiye, IŞİD’e asker veriyor, destekliyor” demek kolay..

Ama hesap verme vaktine gelince..

Demirtaş’ta ve onu savunan Meral Akşener’de, Temel Karamollaoğlu’nda, Kemal Kılıçdaroğlu’nda, azıcık ilkelilik varsa, minnacık dürüstlük var ise, çıkıp söylesinler, “Böylesine ahlaksızca bir iftirayı atan adamın, neyini savunuyorsunuz, neyini savundunuz?”

Üstelik, asker verildiği iftirasını attıkları IŞİD’i bitiren tam da AK Parti iktidarı..

IŞİD’i ayakta tutmak isteyen ise, bugün itibari ile PKK (Bakınız, sahte baskınlarla, cezaevindeki IŞİD’lilerin, PYD kontrolündeki cezaevlerinden kaçırılması)..

Ve Demirtaş, o tarihte başbakanlık koltuğunda oturan Davutoğlu’na sesleniyor:

“Senin faşizmine karşı direneceğiz. Seçeneğimiz budur. Ey Davutoğlu, sen gün yüzü göremeyeceksin. Tarih seni tek sayfada yazacak. Zalim başbakan diye geçecek.”

Buyursun Davutoğlu, “şikayetçi değilim” diyebiliyorsa, desin..

Biz de gözlerini nasıl bir hırs bürüdüğünü görmüş olalım..

Buyursunlar Demirtaş’a özgürlük istesinler.

Biz de, çakma ülkücü Meral’in, Türkiye devletine bu kadar kindar PKK yandaşları için verdiği destekle, onu ömür boyu analım..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

şüayıp

Menfaata dayalı, değişken dostluklarda hayır yoktur.

Ali Gülüser

Elerine yüreğine diline sağlık kardeşim..tam isabet (das ist passiert) her zamanki gibi..devam..
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23