• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Cemaatle sol ittifakı üçüncü bozguna hazırlanıyor

13 Eylül 2014
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Dün YARSAV’cıların havalarını aldık.

2010 HSYK seçimlerinde yüzde 20 oranında oyu ancak alabildiklerini, dolayısı ile bir ay sonraki HSYK seçimlerinde tek başlarına bir iddialarının olamayacağını dile getirdik.

Şimdi soru şu: Acaba cemaat, yüzde 20’lik YARSAV ile işbirliği yaparsa, iddialı hale gelirler mi?

Sizi hiç uğraştırmayalım..

Hemen cevap verelim..

İhtimal sıfır..

(Sıfır ihtimal; cemaat + YARSAV’ın kendi güçleri ve cemaatin öngörülebilir kumpasları dikkate alınarak yapılmış tahmindir. Bugüne kadarki tezgah-şantajların çok üstünde bir kumpas kurarlarsa, artık o da ihtimal dışı..)

Yüzde 20’lik YARSAV ile cemaat işbirliği yaptığında da başarılı olamayacaklarına dair ihtimalimi verilerle açıklayayım..

YARSAV’ın oy oranı yüzde 20.. 2010 HSYK seçimleri ile bu sabit. 

Peki; cemaatin yargıdaki oy oranı kaç?

AK Parti ile birlikte hareket ettikleri 2010 seçimlerinde yüzde 55 diyebiliriz ama..

Ne kadarı cemaatin, ne kadarı AK Parti çizgisindeki yargı mensuplarının, tahmin etmek çok zor..

Ancak, sonraki bazı seçimlerden hareket edersek, bir tahminde bulunabiliriz.

AK Parti ile cemaat ayrışmasından sonra.. 17 Aralık hükümeti devirme darbesi yaşandıktan sonra.. İki seçim oldu...

Birincisi belediye seçimleri, ikincisi Cumhurbaşkanlığı seçimleri..

Her ikisinde de paralel yapı, AK Parti dışındaki solcuları destekledi. 

Aynen, 12 Ekim 2014 HSYK seçimlerinde yapacağı gibi..

Hatta Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, AK Parti dışındaki tüm siyasi partiler, bir-iki istisnası ile, paralelin adayında ittifak ettiler. 

Ama netice yine AK Parti çizgisinin diğerlerine fark atması ile sonuçlandı..

Mahalli seçimlerde AK parti yüzde 45, cemaatin desteklediği CHP ise yüzde 30 oy almıştı..

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise AK Parti çizgisinin oy oranı yüzde 52, Cemaatin de içinde olduğu CHP-MHP birlikteliğinin oy oranı ise yüzde 38 oldu.

Sonuçta, bu oranlar HSYK seçimlerine aynen yansırsa, cemaat-YARSAV birlikteliği, yine çoğunluğu elde edemiyor..

Halkın katıldığı seçimle, yargı mensuplarının katıldığı seçim tercihlerinde birazcık fark olur ama. Bu fark, yüzde 5’i geçmez!

30 Mart.. 10 Ağustos derken. 12 Ekim’de de, “Paralel-Sol” birlikteliği, “üçüncü bir yenilgiye hazırlanıyor” diyebiliriz.

Bazı arkadaşlar diyebilirler ki, “Ama, HSYK’nın mevcut yapısına bakın. Cemaat mensubu üyeler nerede ise yarı yarıya.. Demek ki yargıda, paralelin bir ağırlığı var.. Aynı sonuç 12 Ekim’de de niye oluşmasın ki?”

Doğrudur; şu anki HSYK’nın yapısında cemaatçi arkadaşlar, tabanlarının çok üstünde bir temsil gücüne sahipler. Aslında bu, onların ne kadar sinsi bir yapılanma içinde olduklarını, aldatma konusunda ne kadar usta olduklarını, kendi kardeşlerini bile aldatabileceklerini gösteriyor.. 

AK Parti ile birlikte 2010 seçimine girerken, adamlarını öyle kamufle etmişler ki, AK Partililer o adayların muhafazakarlıktan ziyade cemaatçi olduklarını anlayamamışlar!

Cemaatçileri; “Bunlar tarafsız muhafazakar” diyerek, AK Parti’ye yutturmuşlar.. 

Şimdi gerçek ortaya çıkıyor.

Maskeler iniyor..

HSYK’daki oy hırsızlığı deşifre oluyor..

Cemaatin; yargıç-savcı nezdinde olmayan taban gücünü, kumpaslar kurarak nasıl elde ettiği ortaya çıkıyor..

2010 referandumundan sonra, yeni HSYK tarafından Yargıtay’a 160 yeni üye seçildi.

Bunların 132 tanesinin, cemaatçi olduğu, bir internet sitesinde, isim isim yayınlandı..

Bu hak mıydı?

Adalet miydi?

Pensilvanya’daki zat, bugünlerde sıklaştırdığı sohbetlerinde bir anlatsın, “haketmediğin halde, kandırmaca ile böyle bir gücü ele geçirme” doğru mudur? İslami midir?

2010 öncesinde solcular, yüksek yargının ve HSYK’nın büyük çoğunluğunu ellerinde tutuyorlardı..

Oysa yargı üyeleri arasında, sadece beşte bir oranında temsil güçleri vardı..

2010 sonrasında, cemaat “solcular”ın yerini ele geçirdi.

Bu sefer de “cemaatçiler”, haketmedikleri bir temsil gücünü kullandılar..

Önce HSYK’da.. Sonra da Yargıtay ve Danıştay’da.

Şimdi taşlar yerine oturuyor..

Herkes gücü nisbetinde, HSYK’da ve yüksek yargıda temsil gücü bulacak.  

En azından, “bir yerlerden gelen emir”le iş yapılmayacak.

“Bir yerler” dediğimiz, dün Hacıbektaş idi..

Bugün Pensilvanya..

Yarın bir başka coğrafi adres olmayacak..

En azından biz, öyle olmasın istiyoruz.

Seçilecekler, hukuk ne diyorsa, onu yapsınlar.. Güçleri “1” iken, “10” imiş gibi, kimseye tepeden bakmasınlar.. Herkesi kılıçtan geçirmesinler! 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23