• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Bu kadar kıvırtmaya başınız dönmedi mi, sahtekarlar!

11 Ocak 2020
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Tayyip Erdoğan başkanlığındaki siyasi iktidar, nerelerden vurulmaya çalışılmadı ki..

Erdoğan hangi yanlışı düzeltti ise..

Bir diğeri ile karşısına çıkıp, “Mahvolduk, bittik” dediler.

AK Parti’nin ilk yıllarında..

Enflasyon düşmüş, cari açık sorunu doğmuştu..

Olayı bir büyüttüler, bir büyüttüler ki..

“Bu cari açık sürdürülemez. Bir gün gelir duvara toslarsınız” modundaki anlatımları yıllarca öyle süsleyerek abarttılar ki..

Kimi zaman biz de “Acaba” sorusu ile, tedirginliğe düştük..

“Cari açık” sorunu kenarda dururken, kimi zaman “Döviz” dediler..

“Dövizdeki bu yükseliş, mümkün değil durdurulamaz,  toplumu patlatır” iddiasında bulundular.

Kimi zaman enflasyon kartını çıkarttılar.

Kimi zaman asgari ücretin düşüklüğü kartını..

Kimi zaman “İşsizlik” dediler..

Kimi zaman “TL bazında milli gelir” dediler..

Kimi zaman “Döviz cinsinden milli gelir” dediler..

Borsa indi ise, “İş dünyası şokta” dediler..

Altın fiyatının tüm dünyada, diğer gösterge teşkil eden değerlere göre daha yüksek oranda artış sağladığını gizleyip, sanki garip gureba akşam yemeğinde altın yiyormuş gibi, “2002’de asgari ücret ile alınan çeyrek altın sayısı ile bugünkü asgari ücret ile alınabilen çeyrek altın sayısı” karşılaştırması yaptılar..

“2002’de asgari ücret ile kaç ekmek alınıyor, bugünkü asgari ücret ile kaç ekmek alınıyor, buyur kıyasla” dediğimizde..

“Dur bir dakika.. Ekmeğe zam gelsin, ondan sonra hesaplayalım” dediler, aylarca ekmeğe zam gelmesi için tahrikte bulundular.

Fırıncılar odası başkanını konuşturdular, “2018 Ekim’ine kadar ekmek 1.5 TL olmazsa, fırınlar iflas eder” dediler..

“Fırınlar iflas etmeye başlayınca, artık 1.5 TL’den de ekmek bulamazsınız” diye tehditlerini sürdürdüler..

Halk Ekmek’te 1 TL’nin altında ekmek satmaya devam edildiği gerçeğini hatırlattığımızda, başka konulara atladılar..

Kredi kartının tam da AK Parti iktidarı ile birlikte Türkiye’de hızla yayıldığı gerçeğini gözardı ederek, “17 yılda kredi kartı ile borçlanmadaki inanılmaz yükseliş” dediler..

Kredi kartı sayısındaki manipülasyonu halka yutturamadılar mı?

Kredi kartı sayısının artması ile, zaten kredi kartı harcamalarının da artmasının kaçınılmaz olacağı gerçeğini bilmiyormuş gibi, “Kredi kartı borçlanması tavan yaptı” dediler..

Kimi zaman beyaz et, kimi zaman kırmızı ette “Durdurulamayan artış” dediler..

Kimi zaman “Kanatlı hayvan üreticileri iflasta” dediler..

Kimi zaman “Konkordato sayısında inanılmaz yükseliş” dediler..

Kimi zaman enerji başlığı altında elektriği, kimi zaman doğalgazı, kimi zaman kömürü öne çıkartıp, “Halimiz harap” dediler..

Aslında, daldan dala atlarken, yanlarında her seferinde; ikinci, üçüncü farklı alanlardaki olumsuz propaganda kartlarını da yedek olarak tuttular..

Bir istatistiki bilgi iyiye gidişe işaret ediyorsa..

Hemen onu atlayıp, başka konudaki istatistiki bilgiyi önümüze koydular..

“Bak bak, üç vakte kadar batıyoruz” dediler..

Bir önceki dönemde gösterdikleri rakamda, bir iyileşme mi var?

Hemen farklı alandaki bir rakamda, o döneme ait geçici olumsuz tabloyu, “Bakın, her şeyin bel kemiği işte bu. Bu rakamlar kötü olursa, diğer rakamların tamamı iyi olsa ne yazar. İflah olamazsın. Batışın haktır” dediler..

Patates indi ise, “Evin en temel besini soğanı bile artık alamıyoruz. Soğana muhtaç hale düştük” dediler.

Soğan da mı makul fiyatına geriledi?

Birden bire, patlıcanı hatırladılar.

“Patlıcansız mutfak olur mu? Fiyatlar bu seviyede sürsün, toplumsal intihar kaçınılmaz. Karnıyarık da mı yiyemeyeceğiz?” dediler..

Sütün fiyatı hormonlanmış seviyesinden normale döndü ise yumurtaya, onun da fiyatı normale indi ise balığa sarıldılar..

Hepsi birden mi şişkinliklerini attı?

O zaman da.

“Piyasada yaprak kımıldamadığı için, esnaf zam yapamıyor. Zam yaparsa, artık kimse hiç alışveriş yapamayacağı için, işler esnaf açısından da daha kötü olacağından, artışları cepten karşılayarak, günü kurtarmaya çalışıyorlar” dediler..

Gazeteciler bayramında hatırlatmak zorundayım, maalesef gazeteciler de bu ahlaksız propagandada, başı çektiler..

Şimdi, normale dönmeyen son istatistik rakamları olarak, ellerinde “işsizlik oranı” kalmıştı..

Gerçekten de..

Geçtiğimiz yıla göre baktığınızda, işsizlik oranı daha yükseklere çıkmıştı..

Bunu kendilerine malzeme yaptılar.

“İşsizlik” dediler.

Ardından her dönemde karşılaşılan orandaki intiharları, “işsizliğe” bağladılar..

“Bakın insanlar, dörder beşer intihar ediyorlar. Çünkü işsizler” dediler..

Şükürler olsun ki..

İşsizlik oranında da..

Rakamlar ellerinde patladı..

Son üç ay, işsizlik rakamı, geriliyor..

Bir yandan nüfusumuz yaşandığı için yeni genç nesile iş bulunuyor..

Bir yandan da..

Bir önceki ayda işsiz olan insanlarımıza, iş alanı açılıyor.

Ki..

İşsizlik oranı, 13,4’e düştü..

Bu rakam, bir önceki Eylül ayında ne kadardı?

13,9 idi..

Bir önceki ay olan Ağustos ayında ne kadardı?

Yüzde 14.1 idi..

Ondan önceki ay olan Temmuz’da ne kadardı?

14.2 idi..

Haziran’a göre Temmuz ayında işsiz sayısı artar iken..

Temmuz’dan itibaren, işsiz sayısı sürekli azalıyor mu? Azalıyor..

İyileşme var mı? Var..

Şimdi ne yapıyorlar?

Açın gazeteleri bakın..

Ben sizden önce, internetteki haberleri takip ettim.

Hemen hepsi.. Temmuz’a, göre, Ağustos’a göre, Eylül’e göre değil, bir yıl öncesine göre işsizlik oranı değerlendirmişler..

Ve başlığı atmışlar: “İşsiz sayısı arttı!”

Sahtekarlığı görüyor musunuz?

Ahlaksızlığı görüyor musunuz?

Dolar düzeldi.. Cari açık dengelendi.. Enflasyon makul orana indi.. 

Her şeyde bir düzelme var..

Onlar, “Bundan sonra her şey daha kötü, daha kötü, daha kötü olacak” demelerine rağmen.

“Her şey, daha iyi, daha iyi, daha iyi” oluyor..

Onlardaki fitnecilik bitmiyor: “Ama, bir yıl öncesine göre daha kötü.”

Bir yıl öncesine göre, daha iyi olduğumuz rakamlar da gelecek.

O zaman ne diyecekler?

Tekrar başa saracaklar..

Sanki tek besin kaynağımız limonmuş gibi ya “Limon” ya da sarmısaksız hayat çekilemezmiş gibi “Sarmısak” diyecekler..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

İKRÂH GELDİ...!

Onlar sizi değil,siz onları "sersem tavuğa" çevirin,sorun ortadan kalkar.Kendini "savunamayan" iktidar olur mu?..

O.U.

Kaleminize yüreğinize sağlık Ali bey bu inkarcı iftiracı İslam ve müslüman düşmanı ç.h.p. ve çakma solcu bozuntuları hiç ölmeyeceklerini ve hiç hesap vermeyeceklerini zannettikleri için her türlü iftira yalan dolan namussuzluk ne varsa hepsini yapıyorlar ve yaparlar bu bu imansızlara soruyorum ülke batıyor ise siz hale ahlaksızca nasıl vekil maaşı alıyorsunuz hiç batan ülkede para olurmu örnek Arjantin ekonamileri iflasın eşiğinde o sebepten dolayı vekiller 6ay maaş almayacaklar ama sizin gibi inkarcı iftiracı imansızlar en başta her türlü iftirayı atan k.k. oğlu ve vekilleri ekonamisi batan ülkeden hale nasıl maaşlarınızı alıyorsunuz k.k.oğlu sen ve yandaşların bu ülkenin değil emperyalist ülkelerin uşaklıklarını yapıyorsunuz siz inkarcı ve imansız olduğunuz için fitratınızın gereğini yapıyorsunuz .
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23