• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Bırakın şu, “Çakı bile taşımayan” muhabbetini!

16 Ekim 2016
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “Pişman olanlar için şunu söylüyorum. İnancımızda tövbe kapısı her zaman açık. Devletimizde de samimiyete karşı şefkat var. Devletin şefkatine gelir bildiklerini anlatırsa, devlet de ona yapılabilecek kolaylığı sağlar” dediği gün..

Fetullah Gülen’in yerine geçeceği ileri sürülen Mehmet Ali Şengül’ün “Sevgili dostlarıma ve kamuoyuna mektup” başlıklı açıklaması yayınlandı..

M. Ali Şengül, 71 yaşında imiş..

“Gülen’in yerine geçeceğim doğru değil” diyor..

Gülen’in yerine kim geçer, bilecek durumda değiliz..

Dolayısı ile Şengül’ün bu beyanı doğru olabilir..

Aslında bunun bir önemi de yok..

FETÖ örgütü varlığını devam ettirebilecek mi ki, başında kimin olduğu da önemli olsun..

Ama biz, bu vesile ile..

Hem Sayın Erdoğan’ın tövbe çağrısının karşılığını bulması için.

Hem de M. Ali Şengül’ü anlamamız için..

Bazı sorulara cevap arayalım..

Sorularımızı muhatabına yöneltelim..

“Başımdan şu geçti, bu geçti” diye, uzun anlatımlarda bulunuyor, Şengül amca..

Ama merak ettiğimiz sorulardan hiçbirisine tek kelimelik cevabı yok.

Biz merak ediyoruz:

“Fetullah Gülen’in ‘Binde birini tanımam’ deyip, ardından cansiperane savunduğu polis müdürlerini, M. Ali Şengül tanır mı?”

Merak ediyoruz: “Tanıyorsa, kefil oluyor mu?”

Yine merak ediyoruz, “Tanımıyorsa, Gülen grubunun o hain polis müdürlerine böylesine sahip çıkmasını ne ile izah ediyor?”

Biz bunları merak ederken..

Kendisini dine adadığını iddia eden M. Ali amca, olaylara ne kadar uzak olduğunu deşifre eden şu ifadeleri kullanıyor:

“Yarım asra yakın bir dönemde milletimizin ve ülkemizin aleyhinde en küçük bir arızası dahi tesbit edilemeyen, ahlaklı ve faziletli hayr-ul halef nesillerin yetişmesinde büyük emeği bulunan bu Hizmet’in, birden hangi sebep ve saikten olduğunu tam bilememekle beraber, kıskançlığın ağır bastığını tahmin ettiğim bir refleksle; devlete paralel yapılanma gibi gösterilmek suretiyle, milletin ve devletin şahs-ı manevisi isnad ve iftiralarla yanıltılarak, ‘Hizmet’in itibarını kamuoyunda sarsma ve terör örgütü gibi göstermeye çalışıldı ve hala devam etmektedir.”

Sen nerde yaşıyorsun, M. Ali Şengül?

Tamam yaşın sebebi ile, sana hürmet göstermek isterim.

Ama..

17 Aralık’ı yaşamış..

15 Temmuz’u yaşamış bir ülke evladı olarak..

Sen hangi kafadasın ki, “Yarım asra yakın dönemde en küçük arızası tesbit edilemeyen” diyebiliyorsun..

Daha ne arızası olacak?

15 Temmuz’da 243 şehit verilmiş.

Tarihte hiç görülmemiş şekilde, Türk subayı, Türk halkına kurşun sıkmış..

Hatta bomba atmış..

Siz kalkmışsınız, Gülen grubunu “En küçük arızası yok” diye tanımlamaya kalkıyorsunuz!

Tayyip Erdoğan’ın, “Biz bunları alnı secdeli insanlar olarak bilirdik” dediği günlerin anlatımı ile bize hâlâ “Ceplerinde çakı dahi taşımayan arkadaşlarım..” edebiyatı yapıyorsunuz.

Unutun bu edebiyatı beyler.. Unutun..

Geçti o günler..

Şimdi ya sorularımıza cevap vereceksiniz..

Ya da tövbe edeceksiniz..

Üçüncü ihtimal de, “Biz şeytanın askerleriyiz” diyeceksiniz..

Yok öyle, Hiçbir müdafaa imkanı verilmeyen mahkeme tarafından, hakkımızda tutuklama kararının olduğunu öğrendim” mavalları ile, mağdura oynama numaraları..

Türkiye’de olmayan.

Türkiye’ye gelmeye de niyeti olmayana.. Devlet ne yapacaktı, söyler misin?

Almanya’da yaşıyorsun..

Türkiye’ye gelmiyorsun..

Ne diyecek sana, devlet?

“Türkiye’ye gelmiyorsan, seni yargılayamam, senin için yakalama kararı veremem” mi diyecekti?

Eğer kendine güveniyorsan..

Gelirsin.. İşte o zaman savunmanı sorarlar, sana

Ama gelmiyorsan, savunmanı kim, nasıl alacak senin?

Haydi bu, usûli bir konu..

FETÖ’nün derin avukatları, “İfaden olmadan bir şey yapamazlar” deyip, yanıltmışlardır, M. Ali amcayı diyelim..

Peki “Gülen’in yerine geçebilir” diye tahmin yürütülecek kadar Gülen grubunda önemli yeri olan bu amcamızın şu cümlesine ne diyeceksiniz: Hala sırrı çözülemeyen, net olarak ortaya konulamayan, mahiyeti meçhul ‘Darbe Senaryosu’ üzerimize atılarak..” 

Nasıl bir kafa bu..

“Sırrı çözülememiş..”

“Net olarak ortaya konulamamış.”

“Darbe senaryosu” imiş.

Gerçekten böyle mi inanıyor, Fetullah Gülen’in peşinden gidenler?..

Bu mavallara, samimi olarak inanıyorlar mı?

Yoksa kendilerini uyanık, halkı aptal mı sanıyorlar?

Adil Öksüz orada..

Yıllar öncesinden beri, size bağlı olduğu ileri sürülen subayların isimleri orada..

Şehit edilen insanların cenazeleri ortada..

Kalkmışlar, “Darbe senaryosu” diyorlar..

O zaman çıkıp, “Adil Öksüz’ü tanımayız.. O subayların hiçbirisi ile bizim ilgimiz yok. Onlar ne FEM’e adım atmışlardır. Ne bizim derneklerimize.. Toplantılarımıza bir defa dahi katılmamışlardır” desenize..

Diyemiyorsunuz..

Çünkü 17 Aralık’ta aynısını yaptınız..

O polis müdürlerine, önce “Tanımayız” dediniz.

Ama gazetelerinizde.. Televizyonlarınızda.. Tabanınızın sosyal medya hesaplarında..

17 Aralık darbesini yapan polis müdürlerine, ölümüne sahip çıktınız..

15 Temmuz sonrasında, gazeteniz, televizyonunuz olsa idi..

O darbeci subaylara da sahip çıkacağınızdan eminim..

FETÖ’nün devirmek için birinci hedef seçtiği Tayyip Erdoğan dahi..

“Tövbe etsinler.. İtiraf etsinler.. Devlet de şefkatini göstersin” dediğine göre..

İntikam ile.. Düşmanlık ile hareket edilmediğine göre..

Herkes bildiğini anlatsın..

“Çakı bile taşımayan” numaralarına son verilsin.. 

M. Ali Şengül’e not: Açıklamanızda, “Kendimizi ifade edebilecek medya vs. bulunmadığı için” diyorsunuz.. Sorularımıza cevap verme şartı ile, her dediğinizi yayınlamaya söz veriyorum.. Buyrun, isterseniz maille, isterseniz başka yolla.. Biz soralım, cevaplarınızı harfine dokunmadan yayınlayalım..

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23