• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Bir örnek Karar’dan, bir örnek Kamalak’tan!

02 Şubat 2023
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

Yalan haber yasaktı hani..

Medya susturuluyordu hani..

Artık enflasyon için, TÜİK’in açıkladığından bir puan fazla yazdığınızda, olur ya, TÜİK % 64 der de, siz de % 65 diye iddia ettiğinizde.. Hapsi boylayacaktınız hani..

Bırakın sosyal medyayı..

Devletten resmi ilan yayınlama hakkı kazanmış gazeteler, yalanın da dik âlâsını, pervasızca yayınlıyor..

Hiçbir şey olduğu yok. Ne savcı kapıyı çalıyor.. Ne hakim, “bu kadar da iftira atılmaz ki” diyor..

Bir tane değil, değişik gazetelerden bir demet yalan sunayım sizlere..

Şeffaf devlet iddiası ile etik kurallara saygı söylemi ile dürüstlük pozları ile yayın yapan Karar gazetesinde bir haber:

“En utandırıcı rekor!”

Yalan habere somut örnek konumundaki ifadelerin, birinci sayfanın en tepesine konulmasından dolayı, sanıyorsunuz ki “belgeli bir utanç bilgisi”ni paylaşıyorlar..

Neymiş, utanç duyulacak rekor?

Uluslararası Şeffaflık Örgütü ismi ile çakma raporlar hazırlayan bir yapı varmış..

İsveç, PKK’lı teröristlerin korunup kollandığı merkez olmuş..

PKK’lı terörist dediğimiz şey ne?

Bir değil, iki değil, bin değil, on bin değil.. Türkiye’de 50 bin insanın kanına girmiş bir terör örgütü..

Öğretmen, doktor, savcı, asker, polis, muhtar, sivil demeden...

Binlerce insanın katili olan bir terör örgütünün yandaşları, İsveç’te korunup kollanıyorlar..

Yine Türkiye’de milyarlarca liralık haram para trafiğine imza atan, darbe girişiminde bulunan, insanları tankların altında paramparça edecek kadar vahşileşen FETÖ’cü hainlerin saklandığı ülkeler arasında yer alan İsveç..

Karar gazetesinin yayınladığı Yolsuzluk Algı endeksinde, örnek gösterilecek ülkeler arasında en tepelerde yer alıyor..

Ama bu teröristlerin milletin iradesi ile işbaşına gelen yöneticilerini devirmeye kalkıştıkları Türkiye, yolsuzluk algı endeksinde, en kötü ülkeler arasında yer alıyor..

Haydi ordan sahtekarlar..

Bu ülkenin 50 milyar dolarının, bankaların kasalarından boşaltıldığı yıllarda yayınlanan raporlarınızı da biliriz biz sizin..

O tarihlerde, Türkiye’de yolsuzluk yoktu değil mi?

Vergi dairesine milyonlarca lira borcu olan müteahhitlerin, SGK’ya yüz binlerce liralık prim borcu olan işadamlarının, aynı devletten ihale kazanıp, parasını tahsil ettiği, ama borcunu sittin sene ödemediği Türkiye, yolsuzlukların olmadığı ülke idi..

Şimdi.. “100 TL vergi veya prim borcu olan” kişinin ihaleye giremediği Türkiye, yolsuzluklarla anılan ülke oluyor..

Öyle mi?

Erol Aksoy’ların.. Yahya Murat Demirel’lerin.. Ali Avni Balkaner’lerin.. Cem Uzan’ların.. Ve daha nicelerinin soygun yaptığı dönemlerde Türkiye’de yolsuzluk daha azdı..

Erol Aksoy’un ABD’de çocuklarının üzerine satın aldığı dairenin bile TMSF tarafından takip edilip, geri alındığı bugün..

Cem Uzan’ın hortumladığı paralarla elde ettiği tüm bedellerin, milletin kasasına döndürüldüğü bugün..

Yolsuzlukta zirve yapıyoruz, öyle mi?

Sadece Karar değil.. Muhalefeti destekleyen birçok gazetede, aynı yalan haber yayınlanmış..

Ama bir tanesinde bile, Yolsuzluk Algı Endeksi’nde, Türkiye’nin niçin daha kötüye gittiğini gösteren, somut olaylardan hiç bahsedilmemiş..

Diyecekler ki..

“Biz raporu açıklarız, sebebleri siz araştırın.”

Ben de derim ki, bu rapor için, bu iftira için, kimlerden kaç lira aldınız, Uluslararası Şeffaflık Örgütü?

Geçelim bir başka habere..

“Vebali büyük olanla ittifak olunmaz” sözü ile SP’nin AK Parti’yi tercih etmemesi gerektiğini hatırlatan Prof. Mustafa Kamalak, Nurcu olduklarını iddia eden Yeni Asya gazetesine röportaj vermiş.

Der ki, Kamalak: “Zulüm ve haksızlık, devleti çürütür.”

Elhak, doğrudur.. Zulüm ve haksızlık devleti çürütür..

Bu sözü sarfeden Mustafa Kamalak, tahmin ettiğinizin aksine, 28 Şubat darbecileri içi bu sözü sarfetmiyor..

“Refah Partimizi kapattılar. Haksız yere kapattılar.. Zulmettiler. Bu zulüm, devleti çürütür” demiyor, sayın Kamalak..

“Fazilet Partisi’ni de kapattınız.. tek sebep vardı, Merve Kavakçı, başörtülü olduğu halde, onu milletvekili adayı göstermek.. bu zulümdür.. Bu zulüm devleti çürütür” demiyor, Kamalak..

Bu ülkenin başörtülü avukatları, yıllarca duruşmalara alınmadılar..

AK Parti iktidarında bile, gerçek iktidar olan CHP kafası, Mustafa Kamalak’ın eşi Zübeyde Kamalak’ın da içinde bulunduğu başörtülü avukatları, duruşmalara almadılar..

Mustafa bey, bu olayları hatırlatarak, “Bu zulümdür. Bu zulüm devleti çürütür” demiyor..

Millet seçmiş, yöneticiler belirlenmiş.. Yöneticilerin seçmene verdiği sözü, asker tehditleri ile yapılmasını önlemek, engellemede bulunmak, zulümdür.. Bu zulüm, devleti çürütür. Nitekim çürüttü” demiyor, sayın Kamalak..

Ya ne diyor?

“Benim bir müvekkilim var.. Onun FETÖ ile ilişkisi iddia ediliyor. O sebeble memuriyetten atılıyor. Oysa müvekkilimin sabıkası yok. Bu zulümdür, zulüm devleti çürütür” diyor..

Peşinen söyleyeyim..

FETÖ’cü olduğu gerekçesi ile işinden olan, ama hiç yargılanmayan, yargılanıp beraat eden insanlar var..

Bunların bir kısmı, OHAL Komisyonu’nda durumları incelendi, bir kısmı için göreve iade kararı verildi. Görevine iade edilenlerin bir kısmı görevine başladı, bir kısmı bekliyor.. Bir kısmının talepleri reddedildi..

Onların dava açma hakları var ve o prosedür yürüyor..

Bu gerçeğe rağmen ve özellikle de, hiçbir suçu olmayan başörtülü insanlara zulmedilen Türkiye’de..

O zulümlerden tek kelime etmeden..

Bu ülkede üniversiteler açan. Yüzlerce özel lise sahibi olan. Yüzlerce emniyet müdürünü, şantajlarla, tehditlerle, kendi adamlarından oluşturtan.. TSK’daki iki generalden birisini, kendi adamlarından ayarlatan. En kritik makamlarda, sadece en tepedeki yöneticinin değil, onun yardımcısının ve hatta onlar görevden alınınca, yerlerine atanabilecek görünen kişiyi dahi kendi adamlarından ayarlatan bir derin yapının elemanı olmakla suçlanan..

Ama karşınızdaki örgüt, CIA ile iş kotaran bir örgüt olduğu için.

Hepsinin suçunu da, şak diye gösteremediğiniz ve herkesi iyice bir inceleyelim denildiği bir süreçte..

“Bu zulümdür. Hani adalet. Hani hak” diye bas bas bağırırsanız..

Gerçek zulüm, işte budur..

Biz, “Kamalak 17-25 Aralık’tan sonra FETÖ’nün kanalına çıkmıştı” dedik diye, bizi dava edip, “Bana FETÖ’cü dediler” suçlaması yönelten Mustafa bey.. “Bak bak.. akit de Gülen’i savunmuş” diyerek, 17 Aralık öncesinden örnekler gösteren Kamalak.. 

Şimdi, haşa gökten kendisine vahiy gelmiş gibi, “kripto olabilir” ihtimali ile şimdilik görevden uzaklaştırılan kişilerin durumu üzerinden, algı oluşturuyor..

Hiç hatırlamıyor, “Fetullah hocanın silahlı terör örgütünün lideri olduğuna inanıyor musunuz” diyerek, Gülen’in de suç işlediğine inanmadığını söylediğini. Ama Gülen’in darbe yaptığını görünce, “yanılmışım” demişti.. 

Şimdi savunduğu kişi de, benzer durumda ise.. Kamalak, bugünkü “zalimlik” suçlamasına yine “yanılmışım” mı diyecek? Bu kadar ucuz mu, tekrar tekrar aynı delikten ısırılmak!!. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Osman

Gozoerini ac bak..enfladyon olmus %200. temel gidasini alamayan milyonlarca aile var.. hangi Dunyalik zevklerden dem vuruyorsun..

Aslan

Faruk..birakin bu dalgalari..sorrun saadet neden akp yaninda degil..oylar neden bolunuyior..akp ya tekrar iktidar olamazsa..sizin derdiniz ne din ne ulke ne insan..tek kutsaliniz akp ve onun ulvi iktidari
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23