• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Beyler; o saat Erdoğan’ın değil, Çağlayan’ın kolundaydı!

22 Ocak 2015
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Darbecilerin derdi Zafer Çağlayan mıydı?

Hayır..

Muammer Güler miydi?

Hayır..

Egemen Bağış mıydı?

Hayır..

Erdoğan Bayraktar mıydı?

Hayır..

Onlar, İsrail’e “one minute” diyen Tayyip Erdoğan’ı yemek istiyorlardı..

Plan bu idi..

Kurgu bu idi..

Onlar planlarını gizlisiz açıklamadıkları için.

“Yanlışa hiçbir şekilde eyvallah etmeyenler” de..

Kısa süreliğine “yanlış”a, “yanlış” demeyi kısık sesle dillendirdiler..

Seslerini yükseltmediler.

Şimdi bu dört bakanı atlama taşı olarak kullanma planı bozuldu.

Artık rahat rahat, “yanlış”a “yanlış” deme ortamı doğdu..

Yanlış nedir, gördüklerimizi söyleyelim..

Önce isnat edilen fiilleri hatırlatalım..

“Rüşvet” diyorlar..

“Haram” diyorlar..

“Yolsuzluk” diyorlar..

Olayı basite indirgeyerek söyleyelim..

Rüşvet, haram, yolsuzluk için..

“Kamunun menfaati”nin gözetilmemesi.. “Şahsi çıkarlar” uğruna; “toplum menfaati”nin ihlal edilmesi gerekir..

İddiaları, somutlaştıralım..

Nedir iddia?

Reza’nın, 4 kat yerine, 6 katlık inşaat yapmak için rüşvet verdiği mi söyleniyor?

Hayır.

Reza’nın vergi dairesine ödeyeceği şu kadarlık KDV’yi geciktirmek için/ödememek için, rüşvet verdiği mi söyleniyor?

Hayır.

Reza’ya mahkemenin verdiği bir hapis cezası var da, cezaevine girmemek için rüşvet verdiği mi iddia ediliyor?

Hayır.

Reza hakkında bir iddianame var, ceza alması an meselesi.. O cezayı almamak için, rüşvet verdiği mi söyleniyor?

Hayır..

Bir yolsuzluğun.. Bir haramın.. Bir rüşvetin olması için günlük hayatımızda yaşadığımız somut örnekleri daha fazla uzatmayalım..

Bunların hiçbirisi, dört bakan örneğinde yaşanmamış..

Peki ne yaşanmış?

Ben aktarıyorum diye, kesin doğru imiş anlamında yorumlamayın..

İddia edenlerin, isnatları çerçevesinde.. İddialarını bir anlığına doğru kabul ederek.. Reza’nın birilerine para verdiğini kabul edelim..

Reza, ne için para vermiş? (vermişse)

“Ceza almamak için değil. Az vergi ödemek için değil. Hapse girmemek için değil” diye anlattım.

Ya ne için?

Onu da söyleyelim.. Konu muğlak kalmasın..

Reza, eğer birilerine para vermişse..

Şunun için vermiş(İddia sahipleri de bunu kabul ediyor): 

“İran’ın parasının, İran’a... Mal olarak değil, para olarak gitmesi için!”

Hay Allah..

Bunun bizimle ne ilgisi var?

Kamu menfaati ile ne alakası var?

Veya şöyle soralım..

İran’ın parasının, İran’a para olarak değil, mal olarak gitmesi gerektiğini söyleyen kim?

Amerika Birleşik Devletleri!.

Peki; ABD’nin, böyle bir yetkisi var da, onun için mi bu kuralı getirmiş?

Hayır.

Ya nasıl getirmiş?

Eşkıyalık ile..

ABD’nin eşkıyalık ile koyduğu kuralı aşmak için.. Reza yol aramış.. Bir yol bulmuş.. O yolu kullanarak, ABD’nin eşkıyalığını hükümden düşürmüş..

Bu arada, Türkiye’nin herhangi bir menfaati zedelenmiş mi?

Hayır.

Türkiye’nin alması gereken bir verginin daha az ödenmesi.. Daha geç ödenmesi.. Herhangi bir kamu menfaatinin zarar görmesi sözkonusu mu?

Hayır.. Bin defa hayır..

Menfaati zedelenen, Türkiye değil..

Zarar gören, Türk menfaati değil..

ABD’nin eşkıyalığı..

Daha somut soralım..

“Rüşvet var.. Yolsuzluk var” diyenler söylesin..

Türkiye Cumhuriyeti’nin kasasına girmesi gereken, hangi “kör kuruş”, hangi fiil ile “tahsil edilmemiş”.. Kimin cebinde kalmış? Kimin haksız yere cebine girmiş?..

Somut olarak söyleyin..

Para şurdan gelmiş, buraya gitmiş, ordan çantaya koyulmuş..

Boşverin hikâyeyi..

Sana ne adamın parasının çanta ile taşınmasından!. Banka ile havale edilmesinden!.. 

Seni ilgilendiren ne?

Türkiye’nin kasasına girmesi gereken bir paranın, cebellezi edilmesi..

Bunu söyle sen..

Nerde, hangi para, kim tarafından cebellezi edilmiş?

Yok böyle bir olay..

Mahallenin başında sokağı tutan eşkıya (Yani ABD), gelen geçenden (Yani İran’dan) haraç alıyor.. 

Uyanık bir mahalleli (Reza) de, arka sokaktan dolanmış.. Eşkıyayı atlatmış..

Böyle bir örnekte, devletin (Türkiye’nin).. Toplumun (Türk halkının, yetimin, fakirin, fukaranın) bir zararı var mı?

Yok..

Zarar kimin?

Zarar denirse eğer buna, eşkıyanın. Yani ABD’nin..

Öyle ise, biz eşkıyanın (ABD’nin) polisi miyiz, savcısı mıyız, hakimi miyiz ki, Reza’yı yargılayacağız? Reza’nın arka sokaktan dolaşmasını görmezden gelen bakanları Yüce Divan’a yollayacağız?

İlk günlerde söylemiştim..

Rüşvet olmasa da.. Bir yolsuzluk değilse de.. Kamunun bir menfaati zedelenmemişse de..

Zafer Çağlayan’ın kolundaki saate itirazım var. Etik değildir.. İslamî değildir..

Ve o saat, Tayyip Erdoğan’ın değil, Zafer Çağlayan’ın kolundadır.. Çağlayan’ın kolundaki saat yüzünden, Erdoğan’ı yemek isteyenler de, ahlaksızdır! 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23