• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Açıkla ve deşifre et Miyase, kim verdi o yalanları sana?

22 Mart 2015
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Bu ülkede taşınmazları yazılarak haber yapılacak birileri varsa.

Mustafa Sarıgül’den başlamak lazım.

Gürbüz Çapan’dan devam etmek..

Deniz Baykal’dan bitirmek lazım..

Listeyi uzatmayalım..

Ama taşınmaz hesabı sorulacak birileri varsa..

Bunların kimler olduğunu, kamuoyu çok iyi biliyor..

Cumhuriyet’in yaramaz kızı Miyase, tutmuş KİPTAŞ üzerinden “Şu şunu aldı.. Bu burdan taşınmaz sahibi oldu” diye haberler yapınca..

Özellikle de, özbeöz abime, hayali bir kız isnat ederek (dolayısı ile bana da yeni bir hayali yeğen kazandırmış oluyorlar), “Vakit gazetesinin sahibinin kızı KİPTAŞ’dan daire aldı” diye haberinde uydurma bir liste yayınlayınca..

Merak ettim..

Haber dört dörtlük..

“Al gülüm. Bunu yayınla” metni olmuş.

Hani televizyonlarda haber spikerleri..

Önlerine ne konulursa, onu okurlar ya..

Kendilerine dava açıldığında da, “Ben haberin içeriği ile ilgilenmiyorum ki. Ben ne bileyim, haberin içinde belirtilen şeylerin doğru olup olmadığını? Ben spikerlik koltuğuna oturdum. Önüme bu haberi koydular. Ben de okudum” diyerek savunma yaparlar ya.

Miyase’nin işi de, o türden.

Önüne koymuşlar haber görüntülü iftira listesini..

O da, tek bir muhatabına telefon etmeden.

Tek bir kişiye, “Şu iddia var, ne dersiniz” demeden..

Aynen yayınlamış, Cumhuriyet gazetesinde..

Bugün manşetimizde göreceksiniz..

Karın ağrısının ne olduğunu..

Karın ağrısı ne imiş?

Paralel yapı olarak bilinen grubun, KİPTAŞ’tan çok uygun şartlarda elde ettiği arsaların bir kısmının, 17 Aralık sonrasında geri alınmaya başlanması..

TUSKON’dan başlamıştık.. Milli Emlak’a ait arsa, uzun süreli kiralanmıştı..

Ne oldu o büyük arsaya?

Geri alındı.

Alınması gerekmez miydi?

Gerekirdi..

Ardından Milli Emlak’ta görevli şu şahıs aleyhine.. Bu şahıs aleyhine haberler..

Yemedi..

Kendi hesapları doğrultusunda, arsayı götüremediler..

Vakıflar’dan aldıkları Eyüp’teki taşınmazı, boşaltmak zorunda kaldılar..

Vakıflar başlığı altında, daha çok örnekleri vardır ama.. En göze batanı, Boğaz’daki Köprülüzade Yalısı..

Vakıflar’ın, bir başkasına “Yap, işlet, devret” modeli ile ihale ettiği yalıyı, ihale kendilerine yapılmış gibi, resmi açıklamalarında bile konuyu çarpıtarak aktardılar..

Şaibeli bir yangınla tahliyesini sağladıkları o yalıda, yabancı misafirlerini ağırlamalarının da son günlerini yaşıyor olmalılar..

En büyük darbeyi ise..

En çok yardım gördükleri KİPTAŞ’dan yediler..

“Cemaat, şurada bir okul açmak istiyor. Biz arsayı bulduk..” dediler mi..

Sonrası çok kolay..

“Biz şu ilçede bir üniversite kurmak üzere çalışmalara başladık. Arsa olarak da, sizin şu ada parselde bir yeriniz var ya..” dediler mi..

İşlem tamam..

Aslında okul amaçlı yapılan bu çalışmalara itiraz etmemek lazım..

Ama görüyorsunuz işte..

“Okul” diye yola çıkıyorlar.

Alıyorlar. Alıyorlar. Alıyorlar..

Sonra..

“Biz yaptık. Biz ettik. Biz başardık” deyip..

“Bize onu da vereceksiniz. Bize bunu da vereceksiniz. Bize şunu da vereceksiniz” tehdidi ile, meşru yönetimin tepesine binmek istediler..

Olmadı..

Şimdi..

İntikam için, yarısı külliyen yalan.. Yarısı da doğruya giydirilmiş yalan olarak.. Atışlara başladılar..

Kendi gazetelerinde yapsalar..

Benim nazarımda, yine bir değerleri olacak.

Kendi gazetelerinde, televizyonlarında yapmıyorlar..

Cumhuriyet gibi, yıllarca davacı-davalı oldukları gazetede yaptırıyorlar..

Açıkça riyakarlık.. Açıkça ikiyüzlülük!

Hani sürekli Şia’ya eleştiri getiriyorlar ya..

“Takıyye” üzerine bin bir abartı ile, insanları dinden-imandan çıkartıp, cehenneme yolluyorlar ya..

Takıyyenin kralını, kendileri yapıyorlar..

Görev Miyase kızımıza düşüyor..

Haydi bakalım..

Açıklayıver.

Bu yalanlarla bezenmiş haber görüntülü iftiraları sana kimin getirdiğini, bir açıklayıver.. 

Ama sakın.. “Basının en temel kuralıdır, haber kaynağı açıklanmaz” deme..

O gerekçe, “doğru haber” içindir..

Yalanlar, iftiralar için değildir..

Muhabirin de alnına müfteri damgası vurduracak iftiralar için, “Haber kaynağı açıklanmaz”  kuralı geçerli değildir.

Haberin doğru olsaydı..

“Kaynağımı açıklayacağım da ne olacak? Dürüst insanlar, bir daha gazetecilere haber vermeyecekler.. Haber doğru olduktan sonra.. Kaynağımı ne yapacaksın? İster Ahmet olsun, ister Mehmet.. Sana ne ki?” diyebilirdin..

Ama haberin yalan çıkınca..

Yaşananları deşifre etmek, artık senin de görevin oluyor.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23