• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

15 Temmuz medyasına müebbet, 28 Şubat medyasına dava bile yok!

17 Şubat 2018
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Başlıkta 15 Temmuz ile 28 Şubat’ı karşılaştırdık ama..

27 Mayıs darbesinden başlayıp tüm darbeleri masaya yatıralım, isterseniz..

27 Mayıs darbesi, “asker-medya” ortaklığındaki ilk darbe idi..

27 Mayıs darbesinin faili generaller de, onlara “Neredesin generalim?” diye çağrı yapan gazeteciler de yargılanmadı..

“27 Mayıs’ın failleri, zamanaşımından yırttılar” diyebiliriz.

Peki 12 Eylül 1980 darbesi?

12 Eylül darbesinde, asker-medya ortaklığı biraz gevşedi..

Darbeyi yapan generaller tabii ki suçlu..

Ancak medyanın darbedeki rolü, 27 Mayıs’taki kadar güçlü değildi..

İçten içe, “Asker gelse de, şunlar gitse” fikrinde olanlar vardı ama..

Darbenin olması için de, çok güçlü bir yayın yoktu.

Çünkü 1980 darbesi, 1960’taki gibi, bir partinin uzun yıllar tek başına iktidar olduğu bir dönemde yaşanmadı..

Dolayısı ile, 1980 darbesinin faili olarak, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılanması ile yetinmek zorunda kaldık.

Onlar da, dava devam ederken öldüler..

Bu dünyada hesap vermekten, kurtulmuş oldular..

Gelelim 28 Şubat darbesine..

28 Şubat darbesi, 27 Mayıs darbesi ile hemen eşit düzeyde, medya rolünün baskın olduğu bir darbedir.

Generaller zaten asli fail..

28 Şubat’ın medyası da, onlarla birlikte, darbenin sorumlularıdır..

Ama gelin görün ki..

28 Şubat darbesi için generallere dava açılmış ise de..

Bugünlerde bu dava karara çıkacak ise de..

28 Şubat’ın medya ayağı ile patronlar ayağının darbedeki rolleri çok açık olduğu halde, bunlar için tek bir dava açılmadı.

Ne Doğan medyası için, ne Dinç Bilgin medyası için..

Bir soruşturma bile yok..

Yine..

28 Şubat’ta bildiriler yayınlayan TÜSİAD’dan bir tanecik patron için dahi, açılmış bir soruşturma yok..

Geldik 15 Temmuz darbesine..

Benim kanaatim, 28 Şubat darbesindeki kadar olmasa da, 15 Temmuz darbesinde de, medyanın rolü hayli büyük idi.

“Böyle gitmez. Gidecek kardeşim, gidecek. Ya öyle gidecek.. Ya da başka türlü” şeklinde ekranlarda açıkça darbe tehdidi yapanlar..

“Ankara’da etkili çevrelerde konuşuluyor.. Bu süreç böyle devam etmeyecek. Darbe dahil seçenekler konuşuluyor” diyerek, açıkça darbe seviciliği yapanlar..

Ve benzeri onlarca, yüzlerce, binlerce yazı, konuşma, sosyal medyadaki paylaşım..

15 Temmuz darbe girişiminde medyanın rolünü açıkça ortaya koyuyor..

27 Mayıs ve 28 Şubat’ın aksine..

15 Temmuz’da, darbeye aktif katkı sunan medya mensupları da yargılanıyor..

Nitekim..

Dün Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’a müebbet hapis cezası verildi. Böylece, cumhuriyet tarihinde ilk defa, bir darbede medya ayağı, ciddi bir cezaya muhatap oldu..

Bana kalırsa, Ahmet Altan’ın, “PKK güneydoğuda 400 kilometrelik bir şeride hükmediyor..” türünden yazıları bile..

Tek başına, terör örgütü propagandasından 10-15 yıl hapis cezası verilmesi gerektiren ifadelerdir..

Bunun gibi..

Daha onlarca yazısı ve televizyon ekranında yaptığı konuşma ile, darbeye açık çağrıda bulunduğu somut eylemleri var..

Mehmet Altan’ın da.. “Bu ekonomi böyle gitmez.. Duvara toslar.. Göreceksiniz yıl sonunda..” ve benzeri türden yazdığı yazılar, yaptığı konuşmalar, sıradan ekonomik eleştiriler olarak kabul edilemez.

Dürüst olalım..

2013’te ekonomi bilginize güvenerek “Bu ekonomi böyle gitmez, yıl sonunda iflası veririz” dedikten sonra..

2014 gelir, ekonomide iflas değil, iyileşme görülürse..

Aynı sözleri 2014’te tekrarlar, ama yıl sonunda yine dediğinizin tam tersi çıkarsa..

Önceki sözlerinizi unutturup, 2015’te yine aynı hikayeyi okuyup, yıl sonunda yine ekonominin daha iyiye gittiği gerçeğini görmenize rağmen, gerçekleri inkar edip, 2016’da da aynı mavalı okumaya devam ederseniz..

Burada iyiniyetli veya hataen yapılmış ekonomik eleştiriler değil; bilinçli, hazırlıklı bir grubun mensubu olarak, siyasi iktidarı haksız yere itibarsızlaştırma niyeti ortaya çıkmış olur.

Bunu da en iyi..

O yalanları uyduran, hükümeti “Gitti gidiyor” söylemi ile suçlayan sözde ekonomi uzmanı Mehmet Altan bilir..

Mehmet Altan..

En azından cezaevine girdikten sonra..

“Ben yıllardır ekonomik eleştiriler yapıyordum. Bunlardan amacım, bir darbeye altyapı oluşturmak değildir. Şu an görüyorum ki, benim iyiniyetle yaptığım ancak hiçbiri doğru çıkmayan eleştirilerim, bazı kötü niyetli insanlar tarafından kullanılmak istendi.. Darbe başarılı olsa idi, benim ekonomik eleştirilerim daha da yaygın şekilde kullanılacaktı.. Ama şu an geldiğimiz noktada, 2013’ten bu yana yaptığım eleştirilerin hiçbirisinin doğru çıkmadığını görüyorum, siyasi iktidardan özür diliyorum” dese idi..

Biz de belki..

“Acaba, daha makul bir cezalandırma yapılabilir mi?” derdik.

Mehmet Altan böyle bir özeleştiriye ihtiyaç hissetmediğine göre..

Yalan yazmanın..

Ekonomi kötüye gitsin diye fesat çıkarmanın..

Darbecilere altyapı oluşturacak türden, hayal ürünü verilerle yöneticileri itibarsızlaştırmaya çalışmanın, bir cezası olmalı herhalde..

Ha her yazdığınız yazı için 2’şer yıl alıp, toplamda yazdığınız en az 100 yazıdan 200 yıl ceza almışsınız.

Ha Anayasa’yı değiştirmeye teşebbüsten tek bir davada müebbet hapis almışsınız..

İkisi de insan ömrü karşısında, aynı sonuca varır..

Ceza bitmeden, ömür biter..

Nazlı Ilıcak’a gelince..

Diğerlerine göre, Nazlı Hanım’ın mahkemedeki tavrı, özeleştirisini yapmış bir görüntü veriyordu.

Merve Kavakçı’ya verdiği destek ile birlikte değerlendirirsek, 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde yaptığı konuşmaları tasvip etmemekle birlikte, mahkemede beyan ettiği pişmanlık ifadelerini dikkate aldığımızda, düşük bir ceza bekliyordum.. 

Artık istinaf ve Yargıtay aşamasını bekleyeceğiz.

Sonuçta şunu söylemeliyiz: 15 Temmuz’un medya ayağı nasıl ki yargılanıyorsa.. Zamanaşımı süresine ramak kalan 28 Şubat darbesinin medya ayağı da, yargılanmalıdır.. 

Nazlı Ilıcak bile konuşmalarından ceza alıyorsa.. Emin Çölaşan’lar, Aydın Doğan’lar, Ertuğrul Özkök’ler, Fatih Altaylı’lar niye serbest dolaşıyor? 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23