• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Akben
Ali Akben
TÜM YAZILARI

Marshall Yardımından Akıllı Telefona...

17 Aralık 2017
A


Ali Akben İletişim:

Yerli Malı Haftasında olduğumuzu hatırlayan var mı? İlkokul döneminde hafta boyu düzenlenen etkinliklerden aklımda kalan o kadar çok hatıra ve iz var olmasına rağmen ben bile takvim yapraklarından bu haftayı öğreniyorum. Her yıl aralık ayının ikinci haftasında kutlanır ve yerli malı teşvik edilirdi.

Marshall planı ve yardımı dediğimde de birçok insan bu ne diye sorabilir. Hâlbuki o yıllarda ülkemiz için bir kurtuluş reçetesi gibi görülüp idarecileri tarafından sorgusuz sualsiz büyük bir iştiyakla kabul edilmiş ve uygulamalar yüzünden de bugünkü geri kalmışlığımızın ilk tohumları ülkemiz üzerine ekilmiş.

Amerika o gün de bugünkü gibi dost(!) müttefik ve stratejik ortak(!) olduğu gerçekliğine göre elinde kalmış ne kadar günü geçmiş süt tozu, buğday, nebati yağ ve İkinci Dünya Savaşından kalma silah ve teçhizatı varsa hepsini tüm cömertliği(!) ve samimiyeti(!) ile ülkemize yollamış.

Ben bile çok iyi hatırlıyorum. Süt tozu kuyruklarında öğretmenlerimizden korktuğumuz için o tatsız sıvıları içerken burnumuzu kapatır ve yüzümüzü buruştururduk. Bol şeker atılarak tatlandırılmasına rağmen damaklarımdaki kötü tat izi nedeni ile bugün bile süt tozundan nefret ederim.

Aslında Amerika aynı Amerika da şükür bizler akıllandık. Aklederek hayrı şerri görür olduk. Hâlâ gözleri kör, kulakları sağır, aklını kiraya vermiş ileri zekâlı akılsızlar görmese de sadece bizim milletimiz bilmiyor tüm dünya mazlumları oyunu tüm açıklığı ile görür oldu.

Mazlumun ahı, güçlünün gücünü böyle yok etmeye devam ederse ki, edecek inşallah. O zaman çökmedeki hız da artacaktır. Son Kudüs kararı bunun açık bir örneği. Destek bulduğu tek ülke piçi İsrail.

Dün metroda muayenehaneme gelirken karşılaştığım bir manzara beni yukardakileri yazmaya teşvik etti. Metroda pusette ikili yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim bir çocuk ağlayarak annesinden bir talebi olduğunu beden dili ile ifade ediyordu. Anne önce su verdi, ağlama devam edince eline bir yiyecek tutuşturdu. Ağlama ve sızlanmada azalma olmayınca elindeki akıllı telefonu verdi.

Çocuk sustu ve küçük parmakları ile akıllı telefondan kendine uygun bir şeyleri bulmuşluğun, anne de çocuğunu susturmuşluğunun rahatlığı ile yolculuk devam etti.

Ellerimizden düşmeyen bu akıllı telefonlar da Marshall planı gibi yıllar sonra o anneyi farklı düşüncelere iter mi bilinmez. Ancak perşembenin gelişi çarşambadan belli olur gibi bir his var içimde. Sanki bu akıllı cihazların marifeti ile önümüzdeki yıllarda yeni hastalıklar tıp literatürüne ilave olacak gibime geliyor.

Teknolojinin işimizi çok kolaylaştırdığı herkesin malumu. Ancak aynı teknoloji ha bire yeni yeni hastalıklar da üretiyor. Ergonomik ortamlara alıştık ve terk etme şansımız yok. Bu ortamlardan türeyen birçok hastalıkla bugün mücadele eder olduk.

 Herkes boyun ve bel fıtığı hastası oldu desem yalan olmaz. Yaygın ağrılarla doktor doktor gezen insanlara her gün yenileri ekleniyor.

 Çalışma hayatının vazgeçilmezi olan vardiyalı çalışma sayesinde biyolojik saatleri karışarak sinir sistemi bozulan, yoğun stres ve gerilim karşısında çaresizliğin girdabına düşmüş insanların yakalandığı hastalıklardan kurtulmak için beyhude çabaları, sağlık sistemi ve ilaç endüstrisinin kaş yapalım derken çıkardığı gözleri görene aşk olsun.

Say sayabildiğin kadar. 

Kudüs Başşehrimiz Oldu

Amerika kendi kazdığı kuyuya düştüğünü anladı ama artık çok geç. Atı alan çoktan Üsküdar’ı geçti. Ümmet ayakta. 49 İslam ülkesinin altına imza attığı son İİT kararı ile Kudüs artık Filistin devletinin başşehri.

Hayrı ve şerri Allah bilir. Bizim hayır zannettiğimiz şerler ve şer zannettiğimiz hayırlar var. Gündelik hayatta sık karşılaşmamıza rağmen ilahi gözle ve tefekkür ederek bakamadığımız için görmediğimiz gerçekler bunlar. 

İslam ülkelerinin altını imzaladıkları deklarasyonla Kudüs’ümüzün başşehir ilan edilmesi de böyle bir gerçek inşallah. İstanbul’un güvenliği Kudüs’ten, Kudüs’ün güvenliği ise İstanbul’dan başlar. Kudüs düşerse ayakta kalacak İslam beldesi bulamayabiliriz.

Bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23