• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

Libya’daki çatışmalar

01 Eylül 2022
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

 

Geçtiğimiz günlerde, siyasi iktidarın paylaşılması konusunda uzun süreden beri problemin devam ettiği Libya ve Irak’ta çatışmalar oldu. Sonra her iki ülkede de çatışmalar şimdilik durduruldu ve bir sükûnet dönemi başladı. Ancak bu, hiçbirinde sorunun tamamen çözülmesi anlamına gelmiyor. Şimdilik büyümesinin engellenmesi amacıyla ara verilmiştir. Ama gerginlik, sıkıntı ve iktidar kavgası devam etmektedir. 

Biz bugünkü yazımızda Libya’daki çatışmalar üzerinde bir değerlendirme yapmak istiyoruz. İnşallah müteakip yazımızda da Irak’taki çatışmaları ve sonrasındaki gelişmeleri ele almaya çalışacağız.

Libya’da önceden Trablus’ta oluşturulan yönetim ile Arap dünyasındaki dikta rejimlerinin beslediği fitne hareketinin başını çeken Halife Hafter arasında iktidar mücadelesi veriliyordu. Ancak uzlaşma anlaşmasına göre 24 Aralık 2021’de gerçekleştirilmesi kararlaştırılan genel seçimlerin belirsiz bir tarihe ertelenmesi üzerine, Halife Hafter’e yakınlığıyla bilinen Tobruk Temsilciler Meclisi’nin uzlaşma anlaşmasını yok sayarak ayrı bir hükümet kurduğunu ve başına da Fethi Başağa’yı geçirdiğini ileri sürmesiyle birlikte olayların mecrası değişmeye başladı. Bu kez Hafter biraz ikinci plana itilmiş oldu. Daha çok Başağa öne çıkmaya başladı. Ülkedeki fitne hareketine destek verenler de artık Hafter’in yıprandığını ve tesir gücünü kaybetmeye başladığını, bu harekete yeni kan katma açısından Başağa’nın iyi bir tercih olabileceğini düşündüler. 

Tobruk’daki yapılanmanın sahnesine Başağa’nın yerleştirilmesiyle birlikte bu yapı yeni bir güç kazandı. Çünkü Başağa’nın önceden Hafter hareketinin içinde yer almayan hatta ona tümüyle karşı duran kesimden de taraftarları vardı. Bunların içinde Trablus’taki yönetimin güvenlik teşkilatları içinde aktif rol almış olanlar da yer alıyordu. Onlar Başağa’yı Hafter’in bir halifesi veya uşağı olarak değil Libya’da çatışmalara son vermek ve tüm ülkeye hakim bir siyasi otorite oluşturmak için güçlü bir aday olarak görüyorlardı. Onlar Trablus’taki siyasi yapının artık tüm ülkede kontrolü sağlayabilecek bir destek elde etmesinin kolay olmayacağını, bunun Başağa üzerinden gerçekleştirilmesinin daha güçlü bir ihtimal olduğunu düşünüyorlardı. 

Bu sebeple Başağa söz konusu unsurların da desteğine güvenerek ve kendince birtakım gerekçeleri kullanarak Trablus’taki hükümetin başında yer alan Dibeybe’den sahadan çekilmesini ve yetkileri gönüllü olarak kendisine devretmesini istedi. Ama Dibeybe bunu kabul etmeyerek seçimlere kadar ülkenin meşru hükümetinin kendisinin başını çektiği ittifak hükümeti olduğu hususunu tekrar etti. 

Bunun üzerine Başağa askeri müdahale yolunu denemek için hazırlıklar yapmaya başladı. Dediğimiz gibi onun bileği Hafter’e nispetle daha güçlüydü. Çünkü onun Trablus’un içinde bile silahlı taraftarları ve destekçileri vardı. Onların destekleri karşısında Dibeybe’nin adamlarının çok fazla direnemeyecekleri kanaatindeydi. 

Bu arada Trablus dışından da buraya bazı silahlı unsurların yerleşmeleri için çalışmalar yürüttü. Tabii Dibeybe hükümeti Başağa’nın niyetini bildiği ve yaptığı hazırlıkları gördüğü için o da karşı koymak için hazırlıklar yaptı. 

Sonuçta 26 Ağustos Cuma günü çatışmalar patlak verdi. Çatışmaların bu kez başkent Trablus’ta, yani Dibeybe hükümetinin merkezinin bulunduğu şehirde vuku bulması tehlikeli bir durumdu. Üstelik çatışmalar sadece bir bölgede değil Trablus’un hem batısında hem de güneyinde farklı noktalarda meydana gelmişti. Başağa hesabına çatışanların bazıları önceden orada bulunanlardan oluşuyordu, bazıları da hazırlık aşamasında dışarıdan özellikle de Misrata şehrinden oraya nakledilmişti. 

Fakat Başağa’nın bu seferki asıl niyeti böyle askeri operasyonun nasıl sonuç vereceğini görmek için teşebbüste bulunmaktı. Karşıt müdahalenin de etkisini göstermesi üzerine fazla ısrar etmemeyi tercih etti ve çatışmalar 24 saatten daha kısa süre içinde sonlandırıldı. Bununla birlikte 23 kişinin öldüğü en az 150 kişinin de yaralandığı haber verildi. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ali Uygur

TÜRKİYE bu arada ne yapıyor,Libya ile bir sürü hem karada hem denizde anlaşmalar yapmıştık. Ahmet Bey bu konularda neden bilgi vermiyorsunuz ??

yasemin

Teşekkür ederiz bilgilendirdiniz.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23