• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

İsim savaşı

11 Şubat 2021
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

Bundan yıllar önce uluslararası bir sempozyuma katılmak için Tahran’a gitmiştim. Arap ülkelerinden birinden gelen bir kişi konuşmasında “Arap Körfezi” ismini kullandı. Bunun üzerine izbandot gibi üç adam yarım dakikadan daha kısa bir süre içinde biri sağdan, biri soldan, biri de önden konuşma kürsüsünü kuşatmaya aldı. 

Ben ön sıralarda oturduğum için bu adamlarla kürsüdeki şahıs arasında geçen konuşmaları az çok duyuyordum. Adama “Fars Körfezi” diyeceksin dediler. Adam “Demem” diye cevap verdi. “Öyleyse konuşma yapamazsın” dediler. Bir süre pazarlık ettiler. Ama adam “Fars Körfezi” isimlendirmesini kullanmama konusunda ısrar edince onu kürsüden indirip uzaklaştırdılar. 

Doğrusu daha önce Arap ülkelerinin bu körfezi “Arap Körfezi” diye adlandırma konusunda resmi bir politika izlemelerini garipsiyordum. Ama Tahran’da şahit olduğum bu olay ve  İran’ın isim tercihinin bir konuşmacıya “dayatma” olarak sunulması, onun bu dayatmayı reddetmesi üzerine de kürsüden indirilmesi, konuşmasının engellenmesi çok daha garibime gitmişti. 

Tarihte çok farklı isimlerle adlandırılmış olan söz konusu körfeze Osmanlı İmparatorluğu döneminde Basra Körfezi adı verildiği için Türkiye’de bu isimle biliniyor. Ancak Batılı kaynaklarda genellikle Fars Körfezi olarak adlandırılıyor. Fakat Arap ülkeleri özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında isimlendirmeyi neredeyse hakimiyet ve hak iddiasıyla eşdeğer tutarak Fars Körfezi isimlendirmesini reddedip Arap Körfezi isimlendirmesini politik bir tercih olarak benimsiyorlar. Buna karşılık İran da Fars Körfezi isimlendirmesi konusunu ulusal bir dava haline getiriyor ve bunu hem kendi iç politikasında hem de diplomatik ilişkilerinde öne çıkarıyor. Hatta 30 Nisan tarihini Fars Körfezi Ulusal Günü ilan ederek her yıl bu tarihte bu konuda etkinlikler düzenliyor. 

Geçtiğimiz günlerde Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın twitter hesabında yer alan Arapça bir mesajda “Arap Körfezi” isimlendirmesinin kullanılması üzerine, 7 Şubat tarihinde İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Said Hatibzade göğsünü gererek ve büyük bir kahramanlık edası içinde Moskova’daki büyükelçilikleri vasıtasıyla Rusya Dışişleri Bakanlığı’na nota verdiklerini duyurdu. Yani bu konuda, Suriye’de katliam ortakları, birçok konuda işbirliği içinde oldukları Rusya’nın yanlışını bile görmezden gelemeyeceklerini, bu konunun kendileri açısından öyle basite alınacak bir konu olmadığını ilan etmeye çalıştı. 

Ama gelişmeler gösteriyordu ki Rusya ile ilişkilerde yaşanan bu gerginlik öyle “Arap Körfezi” isimlendirmesiyle başlayan bir sıkıntı değildi ve Rusya ile İran arasındaki ilişkilerde dışarıya çok fazla yansımayan bir soğukluk dönemine girilmişti. Muhtemelen Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın söz konusu isimlendirmesinde de bu sürecin bir etkisi vardı ve İran da bunu “bardağı taşıran damla” olarak telakki edip Rusya’ya karşı tavır aldığını belli etmek istedi. 

Ama tavrının arkasında yine duramadı ve aynı gün İran Şura Meclisi Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in Putin’e yazdığı bir mektubunu iletmek üzere Rusya’nın başkenti Moskova’ya ziyarette bulundu. Belli ki İran, nota işinin kendisine maliyetinin ağır olacağının hızlı bir şekilde farkına varmıştı ve Hamaney durumu düzeltmek için Meclis Başkanı’nı harekete geçirmişti. 

Ama Putin’in Kalibaf’la görüşmemesi ve onun da mektubu Putin’in bizzat kendisine değil Rusya parlamentosunun alt kanadı niteliğindeki Duma’nın başkanı Vyaçeslav Volodin’e iletmek zorunda kalması da Rusya’nın İran’a kötü bir notası oldu. 

Kalibaf, Moskova ziyareti esnasında yaptığı açıklamalarda hem Rusya’yı hem de Çin’i bayağı yağladı ve Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü’ne düzenlediği ziyaret esnasında yaptığı açıklamada Rusya Federasyonu’na ve Çin Halk Cumhuriyeti’ne “adil tutumları(!)”ndan dolayı şükran duyduklarını ifade etti. Bir bakıma Rusya’yla ilişkilerini yabana atamayacaklarını ve nota vermenin öylesine ucuz bir kahramanlık numarası olduğunu bir kez daha itiraf etmek zorunda kaldı. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Özcan çolak

Buraya yorum yazanda kabahat.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23