• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

İran’la “nükleer” pazarlık tıkanma sürecinde

10 Haziran 2022
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

ABD’de, Trump yönetiminin son bulması ve Biden’ın başa geçmesi üzerine, İran “nükleer teknoloji” konusunda yeniden bir anlaşma sağlanabileceği ve kendisine uygulanan ambargonun kaldırılabileceği ümidi içine girmişti. Ancak Biden’ın anlaşma için Trump’ın anlaşmadan çekildiği tarihteki şartlara geri dönülmesine razı olmayıp yeniden bir pazarlık yapılması, şartların yeniden şekillendirilmesi, ambargonun da şartlara uyulması konusundaki gelişmelerin izlenmesi doğrultusunda aşamalı olarak kaldırılması konusunda ısrar etmesi işlerin çok yavaş yürümesine neden oldu. 

Bundan önceki gelişmeler hakkında daha önce muhtelif yazılarımız yayınlandığından, görüşmeler sürecinin bir özetini vermeye gerek görmüyoruz. Son birkaç gün içinde vuku bulan bazı önemli gelişmelerin bir genel değerlendirmesini yapmak istiyoruz.

İranlı yetkililerin daha önce yaptığı açıklamalarda, anlaşma aşamasına çok yaklaşıldığı iddia edilmişti. Ancak bu iddialar, İran’ın sunduğu tekliflere binaen ortaya atılan iddialardı. Karşı tarafın da çözüme yaklaşılması yönünde bir tavır sergileyeceği ve teklifi kabul edeceği yönünde ortada henüz bir belirti yoktu. 

Geçtiğimiz günlerde Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), İran’ın üç yerdeki nükleer çalışmalar hakkında tatmin edici bilgiler vermediği suçlamasıyla bir karar metni hazırlaması karşılıklı atışmalara ve tepkilere neden oldu. İran’ın suçlamaları kabul etmemesine rağmen yine de söz konusu karar UAEA’nın Yönetim Kurulu’ndaki 30 üyenin lehte oy vermesi sebebiyle kabul edildi. Sadece 2 üye aleyhte oy vermiş, 3 üye de çekimser kalmıştı. 

Verilen bilgilere göre, nükleer çalışma yapıldığı belirlenen üç yer hakkında Ajans’a gerekli bilgilerin verilmesi ve bundan kaynaklanan sorunların giderilmesi konusunda 5 Mart’ta uzlaşma sağlanmıştı. Ancak çıkarılan son kararda İran’ın bu konularda teşkilatı tatmin edecek bilgiler vermediği ve gerekli yardımlaşmanın yapılmadığı iddiasında bulunuldu. 

İran, suçlamaları reddederken, bu kararın yapıcı nitelikte olmayan, tamamen siyasi amaçlı hatalı bir karar olduğunu ileri sürdü. 

Bu arada İran UAEA’ya karşı tavır koyarak, onun kendisinin bir nükleer tesisindeki iki kamerasını kaldırdı. İran Atom Enerjisi Kurumu, bu kameraların UAEA ile arasındaki Güvenlik Denetimi Anlaşması’nın dışında konduğunu, dolayısıyla şimdiye kadar kabul edilmiş olan şartların iptalinin söz konusu olmadığını, Ajans’ın standart gözlem kameralarının çalışmaya devam edeceğini duyurdu. 

İran kararın, yeterince araştırma ve müzakere yapılmadan çok hızlı bir şekilde çıkarıldığını ve karara dayanak oluşturan bilgilerin gerçek dışı, uydurma olduğunu ileri sürdü. 

İran kendini bu şekilde savunuyor olsa da, gelişmelerde karşılıklı tavır koyma söz konusudur. Bu şekilde tavır koyma politikası ise görüşmelerin yeniden tıkanma sürecine girmesi anlamına gelmektedir. O yüzden, şimdiye kadar yapılan görüşmelerde görünüşte epey bir mesafe katedilmesinin ardından bir bakıma başlangıç noktasına geri dönülmüştür. 

UAEA’ya yön veren ülkelerin, İran’ı biraz daha sıkıştırma amacına yönelik olduğu anlaşılan bir kararı çıkarmasında İsrail’in lobi faaliyetlerinin önemli rolü olduğu tahmin ediliyor. Zaten İsrail işgal rejimi de, Ajans’ın böyle bir karar metni oluşturması aşamasında, bundan memnun olduğunu belli etmişti. İran da, İsrail’in açıklamalarından dolayı ona tepki göstermiş ve onun kendi nükleer çalışmalarını hiçbir şekilde denetime açmadığını, dolayısıyla başkasına akıl vermeye de hakkının olmadığını dile getirmişti. 

Bu yeni tıkanma süreciyle ipler yeniden birbirine geçti ve düğüm oluştu. Bu düğümün çözülmesi ve yeniden uzlaşma sağlanması için belki epey bir süre pazarlık yapılmasına ihtiyaç duyulabilir. Meselenin böyle çözümsüz bir şekilde uzayıp gitmesi ise birinci derecede İran’ın aleyhine olmaktadır. Çünkü ambargo onun ekonomisini zora sokuyor. ABD’nin çözüm için acele etmemesinin ve İsrail’in lobi faaliyetlerinin sonuç vermesinin sebebi de bu olabilir.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ali Uygur

Dunyada nükleer güce ve silaha sahip ülkeler,başka devletlerin nükleer silaha sahip olmasını dunya için güvenlik tehdidi olarak görüyorlar ( sanki kendileri tehdit değilmiş gibi).Bu bir dereceye kadar haklı görülebilir.Ama Orradoguda küçük bir birim olan İsrail işgal rejimi bölge ülkelerinin güvenliğini tehdit etmiyormu ki goz yumuyorlar.Bu ne ilkesiz ve ikiyuzlu bir siyaset.

Çamır

iran ve batı konusunda, her iki tarafınde haklı ve haksız tutu ve sebepleri var
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23