• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

Gine’de cunta dönemi

16 Eylül 2021
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

Orta Afrika’nın batı sahilinde yer alan Gine’de 5 Eylül tarihinde bir askeri darbe oldu. Geçen hafta ön sırada başka konular yer aldığı için bu olay ve sonrası hakkında bir yazı yazamadım. Ama bu konuyu atlamak istemediğimden bugün biraz üzerinde duracağım. 

Darbeyi, devrilen cumhurbaşkanı Alpha Condé’nin 2018’de kurmuş olduğu Özel Kuvvetler Birlikleri’nin komutanı Albay Mamady Doumbouya gerçekleştirdi. Condé, bu birlikleri çok önemsiyordu. Aynı zamanda yaptığı açıklamalarda ordunun sadakatine güvendiğini dile getirerek Gine’de darbe olması ihtimalinin bulunmadığını ifade ediyordu. Ne var ki insanların yükselme, hakimiyeti ele geçirip kendi istediklerini yaptırabilecekleri günümüzdeki yaygın ifadeyle otoriter bir yönetim kurma hırsı bütün ümitleri boşa çıkarabiliyor. Nitekim Tunus’ta da Nahda Hareketi, Kays Said’e güvenip oy verdi. O ise şimdi ülkede bütün yetkileri elinde toplayacağı diktatörlük rejimi kurmaya çalışırken, kendisini cumhurbaşkanlığı makamına getirenleri kastederek; “Hainlerle görüşmeyeceğim” diye ifade kullanabiliyor. Oysa “hain” kelimesinin anlamını yeterince kavrasa kendisine ne kadar da çok uyduğunu fark edecektir. Belki bunun farkındadır, ama kendini haklı çıkarabilmek ve tabii bu arada baskıcı zihniyetini bir temele oturtabilmek için başkaları hakkında kullanmak gerektiğini de biliyor. 

Darbecilerin tümünün kullandığı alışılmış bir gerekçe vardır: Ülke tehlikeye gidiyordu, dolayısıyla bizim müdahale etmemiz icap etti. Ülke tehlikeye gidiyorsa, kimse elinde sihirli değnek olduğunu ileri süremez. Tehlikenin üzerine, silahın gücünü kullanarak özgür iradeyi tamamen devre dışı bırakmak suretiyle değil hukuk çerçevesinde ve gerekirse güvenlik mekanizmasının yaptırım gücünden de yararlanılarak gidilebilir. Ama tehlikenin üzerine gitmenin yolu adalet ve hukuku tümüyle askıya almak değildir. Darbe ise hukuku devreden çıkarmak, yasaları askıya almak ve halkın iradesini yok saymak için silahın gücünü istismar etmektir. O yüzden darbecilik her şeyden önce ahlâki değildir. Çünkü dediğimiz gibi silahın gücünü istismar etmektedir ve kendisine emaneten verilen silahları amacı dışında kullanmak suretiyle emanete hıyanet etmektedir. İkinci olarak hukuk dışıdır; çünkü hiçbir hukuk sistemi darbeyi onaylamaz. O yüzden darbe, hukuku, yasaları askıya almayı zorunlu kılmaktadır. 

Tunus’taki Kays Said gibi Gine’de darbe yapan Doumbouya da günümüzde hemen hemen bütün ülkelerin yaşadığı birtakım sorunları gerekçe göstererek, sivil yönetime darbe yaptı. Birisi anayasanın kendine verdiği yetkiyi kullandığını ileri sürerken büyük çarpıtmalar yapıyordu. Diğeri de Jerry Rawlings’ten alıntı yaparak, “Eğer halk, kendi elitleri tarafından ezilirse, halka özgürlüklerini geri vermek ordunun görevidir.” ifadesini kullandı. Yani ona göre ordu halkı yöneticilerinden kurtarıyordu. Çünkü yöneticiler halkı eziyordu. Ama kendisine verilen silahı siyasi hakimiyeti gasp etmek için kullanmak suretiyle emanete hıyanet etmekten çekinmeyenlerin oluşturduğu ve hedefinde totaliter bir rejim kurmak olan cunta yönetimi halka özgürlüklerini bahşeedecekti. 

Cunta yönetimleri kendilerini meşrulaştırmak için gerekçe oluşturdukları gibi, iktidarda kalmanın gerekçelerini oluşturmakta da zorluk çekmezler. Çünkü artık sadece silah değil siyasi irade de ellerindedir. İki gücü birleştirince şakşakçı takımınızı ve toplumun sizin iktidarda kalmanızı istediğine dair mesajlara temel teşkil edecek manzaralar oluşturmanız zor değildir. Zaten cunta sultası devam ederken seçim yapılsa bile bunun güven verici olamayacağı bilinen bir gerçektir. 

Gine’deki yeni cunta yönetimi kendi hükümetini kuracağını açıkladı. Çünkü silahın gücünü kullanarak ele geçirdiği sultayı elinde tutmasının gerekçesini oluşturduğunu düşünüyor. 

Demokrasi havarisi Avrupa’nın işine gelmeyen seçimleri yok saymasının ve işine gelen darbeleri ise şeklen reddetse de perde arkasından desteklemesinin bir örneğini de Gine’de gözlemledik. Darbecinin Fransa’yla göbek bağı da bu açıdan düşündürücü.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Yüksel

Gine darbecisi tüm eğitimini Fransa’da gerçekleştirmiş. Karısı şu an Fransa’da adli polis memuru. Fransız eski Cumhubaşkanı Nikolas Sarkozy darbeden birkaç gün önce özel jet uçakla Gine’ye gidiyor. Niçin : Gine Cumhurbaşkanı Alpha condé, çok önemli altın madenlerini, yahudi asıllı ve Sarkozy’nin iş adamından alıp kamulaştırıyor. Arayı bulamayan Sarko şu andaki Makron’unum da dostu darbe yapıyorlar. Detaya girmiyorum yer işgal etmeyeyim diye, ancak darbeyi anlatıyorsanız biraz daha derin ilişkilere inin artı Tunus olsun Gine olsun darbeyi gerçekleştiren kuklaların CV’sini iyi araştırın bu sizi darbenin kim tarafından yapıldığına götürür ve 5k1N cevap bulmuş olursunuz.

Bir düşünen

Hocam ifadə ettiğimiz gibi hiç bir darbe ahlaki değil. Birinin elindeki hakki meşrü olmayan bir yolla gaspetmeye benzer. 
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23