• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

Biden, ziyaretinde umduğunu bulamadı mı?

21 Temmuz 2022
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

ABD Başkanı Joe Biden Orta Doğu ziyaretini 16 Temmuz Cumartesi günü Suudi Arabistan’da gerçekleştirdiği görüşmelerin ve buluşmaların ardından tamamlayıp döndü. Ziyaretin ardından Suudi Arabistan Dış İşleri Bakanı’nın “Arap NATO’su” veya “Orta Doğu NATO’su” olarak da nitelendirilen ve İsrail işgal rejimini de bünyesine alacak bir askeri ittifak planının söz konusu olmadığını söylemesi tahmin ediyoruz zihinlerde, “Yorumcular bu işi boşuna mı abarttılar?” sorusunun hasıl olmasına sebep olmuştur. 

İşin gerçeğinde böyle bir ittifak planı bundan birkaç yıl önce gündeme gelmişti. Hatta ilk ortaya atıldığında sadece Orta Doğu değil Kuzey Afrika ülkelerini de kapsayacak şekilde geniş alanlı olması üzerinde özellikle duruluyordu. 

Biden’ın 13-16 Temmuz arasındaki Orta Doğu ziyareti öncesinde yaptığı açıklamalarda, yayınlanan makalesinde, ziyaret esnasında yaptığı açıklamalarda ve sözde Kudüs Bildirisi’nde İsrail işgal rejiminin güvenliğine özellikle vurgu yapılmasının böyle bir planla irtibatının olduğu bilinen bir gerçekti. 

Ancak anlaşıldığı kadarıyla bu aşamada Suudi Arabistan’ın plana sıcak bakmaması hayata geçirilmesi konusunda Biden’ın beklentilerini boşa çıkarmıştır. Bunda Suudi Arabistan’ın şu an içinde bulunduğu durumun, Yemen’de yaşadığı sıkıntıların ve böyle bir planın Arap dünyasından ziyade İsrail işgal rejiminin güvenliğini sağlama almayı amaçladığını görmesinin, özellikle de ABD’nin siyasi yaptırım gücünün belirgin bir şekilde etkisini kaybetmeye başlamasının önemli rolü olduğu söylenebilir. 

Bu arada ziyaret öncesinde konunun gündeme taşınması ve böyle bir işbirliğinin sadece siyonist işgal rejiminin işine yarayacağının, öne çıkarılan tehdidin de daha çok siyonist işgal rejimini telaşlandıran tehdit olduğunun vurgulanması Suudi Arabistan’ın tavrının belirlenmesinde etkili olmuş olabilir. 

Suudi Arabistan ilkeli değil çıkar temelli bir dış politika anlayışına sahiptir. Ancak çıkar politikası denince sadece reel bir menfaat temin etme değil gelecek zararları, baskıları ve yaptırım uygulamalarını savma amaçlı tavırları da buna dahil etmek gerekir. ABD’nin bundan önceki politikalarında Suudi Arabistan’a yönelik yaptırım ve baskı tehditleri daha etkili olabiliyordu. Ama gerek bölgesel ve gerekse uluslararası alanda oluşan yeni dengeler ABD’nin baskılarına maruz kalan ülkelerin muhalif tavırlar sergilemelerine de imkan sağlamaktadır. 

Suudi Arabistan’ı ziyaret etmesinden önce Cemal Kaşıkçı cinayetini gündeme getirmekten ve bu konuda Suud yönetimini sorgulamaktan özenle kaçınan Biden’ın, Cidde’de Muhammed bin Selman’ın bu cinayette sorumluluğunun olduğuna inandığını dile getirmesinin de karşısına çıkan itirazlara tepki amaçlı olduğunu sanıyoruz. Ancak Suudi Arabistan’ın da ABD’nin kirli çamaşırlarını ortaya dökerek tepki göstermesi siyasi baskı politikasının eskisi kadar etkili olamadığını göstermesi açısından dikkat çekicidir. 

Bu arada, uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarının çok fazla artmasından kaynaklanan ekonomik sorunların azaltılması için petrol arzının artırılması teklifinin kabul görmediği yönündeki bilgiler de Biden’ın Orta Doğu ziyaretinden tamamen eli boş döndüğü yorumlarına neden oldu. 

Ancak bizim gördüğümüz kadarıyla Suudi Arabistan, hava sahasını işgal rejiminin uçaklarına açma kararı alarak ve ABD ile yeni ittifak anlaşmaları imzalayarak onu tamamen de eli boş geri çevirmemeye çalıştı. Bununla birlikte bölgesel askeri ittifak oluşturulması için çalışma başlatılması konusunda bir gelişme olmaması ziyaretinden umduğunu bulamadığını gösterir. 

Ama Biden’ın Orta Doğu’dan çekilme niyetinde olmadıklarını yüksek sesle dillendirme ihtiyacı duyması karşılaştığı duruma razı olmadığını ve bu işin peşini bırakma niyetinde olmadığını, özellikle siyonist işgal rejiminin geleceğini kurtarmak için bütün gücüyle çalışmaya devam edeceğini ortaya koyması açısından düşündürücüdür. Siyonist işgalin sürmesi ABD’nin bölgedeki etki gücünü korumasının birinci şartıdır.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Muhammet

İngiliz kuklası lawrens torunları dedeleri ne derse onu yapar, boş beklentilere girmemek gerek tedbir almak gerek.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23