Trabzonspor’un şampiyonluk yarışı ve Şenol Güneş…
Trabzonspor’un geçtiğimiz sezondan ders almadığını, Galatasaray maçının karşılaşmasının ilk bölümünde anladık. Ders almalıydı, çünkü şampiyon olabilmek için sizinle yarışan takımlar karşısında kazanmak gibi bir zorunluluğunuz var. Geçmiş yılları bir hatırlayın. Başarı için üst üste maç kazanmanız, rakiplerinize yenilmemeniz bir yere kadar, şampiyon olabilmek için ‘derbi’ olarak isimlendirilen ‘Galatasaray’ gibi rakipler karşısında galip gelmeniz gerekiyor! Bordo-mavili ekip, rakip kalede ne kadar iyi ise, savunmada da o kadar açık veriyor. Teknik Direktör Abdullah Avcı’nın, takımın başarısı için gereken önlemleri alması gerekiyor. Çünkü başarılı takımını şampiyon yapmak başka elinde bir seçenek kalmadı. Veda edilen Avrupa liginden sonra, bordo-mavili takım taraftarları yapılan transferleri görünce, lig şampiyonluğundan başka bir sonucun ‘teselli/netice’ vermeyeceği her halinden belli oluyor. Teknik Direktör Abdullah Avcı ne diyor; ‘Oyun olarak memnunum, skor olarak aynı şeyi söyleyemem.’ Galatasaray gibi savunmadan hızlı çıkan takımlara karşı gerekli tedbirleri almanız gerekiyor. Aksi takdirde, her kaçırdığınız puan ve puanlarla birlikte aynı bahane/temenniler tekrara düşersiniz. Bordo-mavililerin tek tesellisi 2-0 yenik duruma düştüğü maçı beraberlikle tamamlaması. Karadeniz gelecek haftaların kazanıma dönüştürebilmesi için, Galatasaray maçının kasetinin birkaç kez (futbol 45 dakika değil, doksan dakika oynanıyor) izlemesi, gerekli gerekli derslerin çıkarılması gerekiyor…
ŞENOL GÜNEŞ’İN VEDASI VE YENİ İSİM!..
Türkiye Futbol Federasyonu’ndan (TFF) Şenol Güneş ile ilgili yapılan açıklamada, teknik adamla karşılıklı anlaşılarak, yolların ayrıldığı belirtildi. 2019 Mart ayında takımın başına getirilen 69 yaşındaki deneyimli teknik adam, milli takımla 82 maça çıkmış. Tarihe ikinci birliktelik olarak geçen ve 2,5 yıl süren bu süre zarfında, Güneş ile çıktığı 32 maçtan, 15 galibiyet, 7 mağlubiyet alırken, 10 maçta berberlikle sonuçlanmış. Form grafiğine baktığımızda, istikrar sağlanamayan inişli çıkışlı bir performans. Avrupa Şampiyonası’nda, Dünya Şampiyonası yolunda üst üste yaşanan hayâl kırıklıkları. Süreç böyle olunca da, Sayın Güneş’in ayrılık kaçınılmaz oldu. Hadi bugünü geçiştirirsin ama futbol sever geleceğe yönelik, uzun vadeli bir planı görmedi teknik adamda. Türk Telekom Stadı’nda 2019 Kasım ayında oynanan ve 0-0 tamamlanan İzlanda maçından sonra “Mart ayında yarışa başladık. Bugüne kadar 9 ay oldu. 9 doğurduk ama sonunda çocuk oldu. Avrupa Şampiyonası’na katılacağız. Mutluyuz ve sevinçliyiz…” Belki o maçta, Avrupa Şampiyonası’na katılmanın mutluluğu yaşandı. Aynı şekilde, Sayın Güneş’in bizzat kendisinin dillendirdiği ‘9 ayda 9 doğurduk’ sözüne ne demelisiniz! Futbolun yapısında var heyecan. O heyecanı siz, üstünlüğünüzü rakibe hissettirip, skora da yansıtırsanız, başarılı teknik adasınız. A Milli Futbol takımımız 2002’de Dünya 3.’lüğüne ulaştığında, teknik direktörlük koltuğunda Şenol Güneş vardı. Beşiktaş’ın üst üste şampiyonluğunda yine onun imzası vardı. O yıllarla birlikte, heyecanda geride kalmış olacak ki, Sayın Şenol Güneş’in gidişini konuşuyoruz. Milli Takım düzeyinde teknik direktör olarak Şenol Güneş olmayacak, skora bağlı olarak beklenen başarıyı gösteremedi ama Türk Futboluna verdiği emeklerden dolayı, iyi yönleriyle hatırlanacaktır. ‘Güneş’in koltuğunu kim doldurmalı?’ sorusunun cevabı aranıla dursun ‘Bizler yerli teknik adamdan yanayız’ sözümüzü tekrarlayalım. Denenmişi denemek gibi bir takıntısı olan TFF yönetimi Milli Takım için Hiddink’i düşünüyor ise, o önceki gün ‘emekli’ olduğunu açıkladı, Dinamo Kiev’i şampiyon yapan Lucescu ise 75. doğum gününü kutladı, hatırlatmak isteriz…