Sadece saldırganlık ‘futbolda’ yok!
Gazetemiz muhabiri Mehmet Özmen, Zaman Gazetesi Yayın Yönetmeni tarafından ‘Duman’ edilmeye çalışıldı. Kendisi yetmezmiş gibi oluşturulan ‘kargaşanın’ gücünü artırmak adına ‘korumaları’ devreye girdi, ‘Dumanlı’nın’.
Gazete çalışanımız Özmen ve yanındaki mesai arkadaşımızın, Dumanlı ve adamları tarafından itme-çekme, kısacası ‘yumruklanmasının’ gerekçeli nedeni; ‘Vay sen kim oluyorsun da soru sorabiliyorsun!’
TÜYAP’ta üstelik ‘Kitap Fuarı’nda gerçekleştirilen saldırganlık ‘olayının’ gerekçeli kararını tekrarlayalım; ‘Gazeteci kimliği ile sorulan soruya muhatap olmak!’
Bu tespiti duyduğumda bir an duraksadım ve kendi kendime sordum; ‘Acaba Dumanlı okuyucuları arasında ayrımcılık yapıp, işime geldiği gibi ‘hareket’ ederim mantığı ile mi hareket ediyor!’
Fuar yetkililerine sesleniyorum; Dumanlı şahsiyeti kaç saat stantta kaldı ise, o kayıtları incelemenizde yarar var! Olur ya Sayın Özmen’in muhatap olduğu ‘saldırganlık’ hareketini bir başkası da yaşamış olabilir...
Doğru ya! Okuyucu böyle bir durumla karşı karşıya kalsa da, iyi niyetiyle bağdaşan geçmişin hatırına, olanları içerisine atmıştır...
Ülke insanının büyük ‘fedakârlık ve ‘özveri’ göstererek, yazılı ve görsel medyada geldiği yeri ve imkânları, şimdi ne amaçla kullandıkları, gazeteci kimliği ile soru sormaktan başka bir düşüncesi olmayan ‘Özmen’e’ yapılan saldırıdan, sanırım daha iyi anlaşılıyor olmalı...
Şimdi sorum şu: Bir şahıs-camia-cemaat her ne ise, hoşgörü ile çıktığı yolda ‘davasını’ saldırganlık ‘temasıyla’ bağdaştırıp, yapılanların karşılığı hukuk devletinde ‘öfkeyi’ adalet mekanizması kılıfına bürümeye çalışır ise....
Böyle bir davranış şekline ne tür bir yorum getirebiliriz acaba?
Diğer bir ifade ile ‘öfke’, haklı karşısında kişiyi ‘haklı’ çıkarmayacağına göre, gidişatın sonu ise, ‘doğrulara’ ulaşmak adına yavaş işlese de, yakın bir süreçte netice verecektir...
Nasıl yani? Biraz açalım...
Saldırganlık gösteren camiaya sormak istiyorum; hani silah yoktu, beddua yoktu, saldırganlık yoktu... Sadece ve sadece ‘kalemle’ hareket vardı.
Bir değil, birkaç kez değil, çok defa düşünüyorum; ‘Acaba ben mi yanılıyorum?’.
Ama geçmişte yaşananlar, şimdi atılan ‘yumruklara’ baktığımda, atılan ‘yumruklar’ düşüncemdeki doğruları görmenin önüne set vurduğuna şahit olmaktayım...
GEÇMİŞ OLSUN ÖZMEN
Gazetenin Yayın Yönetmeni ‘saldırganlık’ göstermesi, sadece ‘gazetecinin’ hırpalanmasına neden olmuyor, diğer alanlara da kötü örnek olmakta..
Bugünlerde gündem konusu olan milli takımın Kazakistan karşılaşması sonrası gazetecilerin, stat güvenlik elemanları tarafından saldırganlık göstermesi...
Buyurun buradan yakın! Şimdi soruyorum; bir tarafta ‘Gazeteci diye geçinen Dumanlı şahsının (saldırısını gördükten sonra böyle bir tanım kaçınılmaz oldu) muhabirimize saldırısı, diğer tarafta Türk Telekom Arena’da üstelik milli maçta stat güvenlik güçlerinin basın mensuplarına saldırısı!..
İki cephenin ortak özelliği ‘saldırganlık’ fiilinin gerçekleştirilmesi...
Türkiye Futbol Federasyonu, Türkiye-Kazakistan maçı sonrası özel güvenlik güçlerinin gazetecilere yönelik saldırganlık-darp eylemini kınadı.
Zaman gazetesinin ‘kaptanlık’ köşkünde yer alan şahsın, Sayın Mehmet Özmen’e yaptığı ‘eylemi’ kimlerin kınayıp-kınamayacağını bilmiyoruz ama.. Dumanlı’nın vesile olduğu bu fotoğraf, temsil ettiği ‘camianın’ acizlik noktasına hızla ‘yol’ aldığının göstergesidir...