Pazariçi Saadet Camii ve spor! (1)
Sporun düz bir tanımla, fiziksel aktivite olmaktan çıkalı oldukça uzun bir vakit oldu. Gerek yazılı, gerek görsel kaynaklardan bu değişimin neler olduğuna şahit olmaya devam ediyoruz. Sporun iyi niyet taşımayan akıl/güçler tarafından, nasıl kullanıldığını ve toplumun milli ve manevi değerlerinin nasıl yok edildiğini, her hafta Cuma günü, bu satırlara taşımaktayız. Bizler de, sporu araç olarak kullanıp, hayır yolunu arayanlarını özlemle aradığımız bir dönemdeyiz. Arayan bulur denir ya! İşte o arayışta yolumuz İstanbul’da Gaziosmanpaşa Müftülüğüne bağlı, Pazariçi Saadet Camiine düştü. Cami İmamı Sayın Turgay Karakurt Hocamızın ‘Camii ve Spor’ başlığı altındaki faaliyetleri, örnek teşkil edecek mahiyette. Sporu araç olarak kullanarak, insan kazanmayı kendisine şiar edinen Değerli Hocamız Turgay Karakurt’tan dinledik. Yaklaşık 20 yıla yakın sürdürülen bu çalışmanın neler olduğunu diğer kurumlara örnek olması için, satır başlarıyla (yazımızın yeri sınırlı olduğu için) iki bölüm halinde, paylaşmak istiyoruz. Hayırlara vesile olsun inşallah….
PEYGAMBERİMİZ DÖNEMİNDE SPOR
“Pazariçi Saadet Camiinde 17 yıldır görev yapmaktayım. Cami ve Spor başlığını tüm ilçemize yaymaya gayret ediyoruz. 20-25 yıl öncesine kadar ‘Camide spor mu olur?’ anlayışı hâkimdi. Batılı anlayış, bu ve benzeri anlayışı biz Müslümanlara kötü, günah, haram şeklinde açıklarken, bizi bu şekilde uyutmaya çalıştılar. Oysaki, bundan tam 1400 yıl öncesi, Peygamber Efendimiz dönemine baktığımızda, yüzmeden atletizme, güreşten ok atıcılığı ve biniciliğe kadar spor dallarının yapıldığını görmekteyiz. Savaşa katılacak sahabeler şehitlik ve gazilik almak için, çocuk yaşta Resulullah’a ‘Ya Resulullah biz de gelelim’ dediklerinde güreş tutturduğunu, güçleri kuvvetleri yerinde mi diye ağırlık taş kaldırdığını okumaktayız. Hatta bir yürüyüşte Hz. Aişe ile beraber, kısa koşular yaptığını görüyoruz. Peygamber Efendimiz, ok atmayla ilgili ‘Onlara karşı elinizden geldiğiniz kadar kuvvetli olun’ buyurmuştur. Yapılan silahın, yapılan görüşmenin, konuşmanın kısacası her adımın niyeti iyi olacak ki akıbeti de iyi, hayırlı olsun. Tabii burada önem taşıyan, yaptığımız tüm çalışmalarımızın, Kur’an-ı Kerim ve Sünnete uygun olması…”
İNSAN KAZANMAK İÇİN SPORU KULLANABİLİRİZ
“Bir dönem sporu iyi kullandılar. İnsanların geçim dertleri, sıkıntıları. Tabii ki bunlar varken. Kötü tezahürat, kavga gürültü. Bunların yanında haram olan içkiler. Bunları yapmak zorunda mısın, değilsin! Önemli olan bu kadar nefsin arzuladığı, cezbedici, dünyayı hatırlatan durum karşısında dik durmak ve Müslümana yakışı şekilde yerini alabilmek. Orada şöyle bir sıkıntı var. En kısa sürede değişen ekonomi. Çabuk bozulur ve çabuk toparlanır. Ama en uzun sürede, değişmesi zaman alan şey de ahlâk. Bu noktada bilinçli, bize kurulan tuzağın farkında olmak önemli. Şimdi diyecekler ki, tabii ki Pazariçi Camii İmam Hatibi böyle düşünmek zorunda. Halbuki bizim sadece düşüncede sınırlı kalmadığımızı, gençler ve onların büyüklerine sporun küfürsüz, kavgasız, içkisiz, kumarsız, bahissiz olabileceğini, göstermeye çalışıyoruz. Burada yüzlerce örnekleri, organizasyonlarımız var…”
CAMİYE KÜSTÜRÜLEN ÇOCUK VE GENCİN VEBALİ
“Yakamıza taktığımız mikrofona, doğru olanı korkudan söyleyemiyor isek, yarın bu işin vebalini de düşünmek zorundayız. O düşünceyle bakmamız lazım. Öyle bakar ve konuşursak, neslimizle cemaatimizle, insanlarımızla bir şeyleri fark etmiş oluruz. Camimizin girişinde bir yazı asılı ‘Sus, konuşma diye camiye küstürdüğün gencin, çocuğun vebalini nasıl vereceksin.’ Çocukları camilere, yemeyle içmeyle bir yere kadar çekebilirsiniz. Yapılan bu tür proje ve faaliyetlerde, istenilen verimliliğin alınmadığını gördük. İşte burada devreye spor girdi. Yaptığımız anlamlı ve kalıcı çalışmalarımız, ilk bakıldığında ‘Cami ve spor nasıl bir araya getirilebilir?’ şeklindeki sorunun da net cevabı oldu? (Devam Edecek)