Haçlının spor adı altındaki ‘oyununa dur’ diyebilmek!
Toplumumuzun değerleri çocuk ve genç bayanlarımız, İslam ile bağdaşmayan sportif etkinlik ve yarışmalara çekilmeye devam ediliyor. Bunun en son örneğini, Konya’da yapılan İslami Dayanışma Oyunlarında yaşadık. Organizasyonun açılışında yaşananlar, devamında sporcunun kıyafetinden dövmesine kadar birçok ayrıntısının, Müslüman kimliğimizle ters düşen bu tür etkinliklerin, Dünya’nın en genç nüfusu olan Türkiye’de, üstelik ‘İslam Dayanışması’ adı altında gerçekleştirmesi, oldukça kaygı verici bir durum. Bu ‘oyunda’ asıl kazanan kim olduğunu bir düşünün.
KADIN GÜREŞİ VE KERİMAN HALİS
Bakın, biz bu yazımızı yazdığımız dakikada Ajanslardan ‘A Mili Kadın Güreş Takımı, Sırbistan’da tarih yazmayı hedefliyor’ başlıklı yazı geçiyordu.Neyin tarihi ise! Bu bağlamda 2017 tarihinde yine bu satırlarda paylaştığımız ‘Dünya Şampiyonu bayan güreş ve kraliçelerimiz!..’ başlıklı yazımızı ‘Bu yetmezmiş gibi bağımsızlığın zafer ve simgesi olan ay-yıldız taşıyan kıyafetle çıkıp, minderde bayan bayana / kadın kadına güreştirilmesi. Sonrasında ise açık kıyafetle, şanlı Türk Bayrağıyla objektiflere poz verilmesi…’ni hatırladık.
Bayan güreşi ve benzeri branşlarda gelinen nokta da farksız değil! Cumhuriyet Gazetesinin tertiplediği yarışma sonrası Türkiye’de 1932 yılında (19 yaşında) dünya güzellik yarışması kazanarak kürsüye çıkan 1913 doğumlu Keriman Halis için jüri başkanının “Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa’nın Hristiyanlığın zaferini kutluyoruz. 1400 senedir dünya üzerinde hakimiyetini sürdüren İslamiyet artık bitmiştir… Bir zamanlar sokağı bile, pencere arkasından seyredebilen Müslüman kadınların temsilcisi Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır. Bu kızı, zaferimizin tacı kabul edeceğiz, onu kraliçe seçeceğiz… Müslümanların geleceği böyle olması temennisiyle Türk güzelini dünya güzeli olarak seçiyoruz.Fakat kadehlerimizi Avrupa’nın zaferi için kaldıracağız.’Günümüzde kaç aile veya genç kızımız bu bilgilerden haberdar. Bundan tam 90 yıl önce gerçekleşen rezaletin benzerini ‘spor’ adı altında Müslüman Türk kızına / kadınına yaşatıyorlar. Okutun Milli Eğitim Tarih /Ders Kitaplarında, ülke insanımız bu konularda bilgi sahibi olsun. Bir sporcu ailesi ve velisi, küffarın oyunun bir benzerinin spor adı altında yapmaya çalıştığından haberdar olsun. Mütalaa etsin. Bu sürece seyirci kalınmasının en önemli nedeni ise ‘şan, şöhret, makam, para’ gibi, insanın nefsine hoş gelen ‘ihtiraslar’ maalesef. Tüm mesele ‘Ne olacak ki denildiği anda, kaybetmeye başlanması’ meselesi…
HAÇLININ MÜSLÜMAN MAHALLESİNDEKİ OYUNU
Yine adı geçen kadın güreşi haberinde içerikli ‘Sırbistan’da tarih yazmaya gidiyoruz’ başlıklı yazının içeriğinde geçen ‘Bir önceki kampta Kazakistan ve Azerbaycan ile 5. İslami Dayanışma Oyunları’na hazırlandık, bu kampta da Azerbaycan, Moldova ve Bulgaristan ile çalışıyoruz...’ sözlerine dikkat kesiliyoruz. Sürecin maddi ve manevi kaybını tahmin edersiniz. Gelinen nokta sadece güreşte olmayıp hemen hemen tüm spor branşlarında olabilmektedir. Yarışmaların oyun kuralları (kıyafetinden-süresine kadar) uluslararası komiteler tarafından belirlendiğini bilmeyenimiz yok.
Sonrasında mücadele, ardından kürsü çıkmak kalıyor. Böyle bir durumda Avrupalının kraliçe seçtiği Keriman Halis üzerinden oynanan ‘ideolojik’ oyunun bir benzeri günümüzde, çağdaş kurallara bürünmüş haliyle, İslami kaidelerle bağdaşmayan sportif organizasyon ve etkinlikler üzerinden gerçekleşmektedir. Bunu örneklendirirsek, İlahiyatçı hocalarımızın ‘İSLAMIN KIZI! Sen OYUN ALANLARININ değil, imanın, iffetin, ahlakın, hayanın, edebin SULTANISIN. SEN ‘burnunu göstermekten utanan’ ANALARIN EVLADISIN’ sözleri, günümüz spor ‘arenasında’ki kıyafetlerle o kadar uyum sağlıyor ki! Daha iyi anlaşılması için soruyoruz; ‘Bir Müslüman olarak, bugün spor yapılan alanlarda giyilen kıyafeti, sokakta giyilse rahatsız olmaz mıyız?’ Cevap ‘evet’ ise, içine düştüğümüz bu duyarsızlık, dahası ahmaklık değil de ne! ‘Hayâ İmandandır’ buyuruyor Peygamber Efendimiz. Öyle ise, Müslüman olarak içine düştüğümüz bu gafletten ne zaman kurtulacağız acaba!. Haçlıların, spor adı altında Müslüman ‘mahallesindeki’ bu ‘oyununa’ ne zaman ‘DUR’ diyeceğiz…